|
 |
Şevket ÖZSOY
|
|
Ana hatları 24 Nisan 1920’de San Remo Konferansı’nda kararlaştırılan Sevr Antlaşması’nı Şura-yı Saltanat “zayıf bir mevcudiyeti, mahva tercih edilmeğe değer” görerek Antlaşma’nın onanmasına karar vermiştir. Damat Ferit Paşa tarafından görevlendirilen Reşat Halis Bey, Hadi Paşa ve Rıza Tevfik (Bölükbaşı) Bey Sevr Antlaşmasını 10 Ağustos 1920’de imzaladılar.
Sevr Antlaşması’na göre, Osmanlı İmparatorluğu parçalanıyor, Türk Milleti de yaşama hakkından yoksun bırakılıyordu.
Rumeli, İzmir ve havalisi Yunanlıları verilecekti. Doğuda Beyazıt, Van, Muş, Bitlis ve Erzincan'ı içine alan bir Ermenistan, Irak ve Suriye arasında bir Kürdistan kurulacaktı.
Bunun dışında, Türkiye’ye bırakılan topraklar İtalyanlar, Fransızlar ve İngilizlerin nüfuz bölgelerine ayrılacaktı. Bu bölgeler hepimizin malumu.
İstanbul ve Boğazların statüsü, Ordunun durumu, Azınlık hakları ve mali kısıtlamalardan da hiç söz etmeyeceğiz.
Sevr Antlaşması’nın Osmanlı Hükümeti’nce imzalanması, Anadolu’daki milli mücadele azmini kuvvetlendirmiş, halkın İstanbul Hükümeti’nden ümitlerini kesmesine neden olmuştur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’ta belirttiği gibi “Türk milleti aleyhine yüzyıldan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması’yla tamamlandığı zannedilmiş bir büyük suikastın yıkılışını belgeleyen bir metindir.
Yürürlüğe konulmadığı için proje halinde kalan Sevr Antlaşması, Türk Devleti'nin ölüm fermanından başka bir şey değildi.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başlattığı milli mücadele neticesinde Türk Milletini tarih sahnesinden silme projesini ortadan kaldırmışlardır.
Fakat yeni Sevr, Büyük Ortadoğu Projesi olarak günümüzde karşımıza çıkmıştır. BOP dün Irak’ta Libya’da, Mısır’da bugün Suriye’de Ortadoğu’yu kan ve ateşe boğmakta, ülkemizde de aynı çabalarla, Misak-ı Milli sınırlarımızı hedef almaktadır.
Bugün hükümet Amerika’nın dümen suyuna girerek, hem Müslümanların öldürülmesine destek sağlamakta hem de Suriye’nin bölünmesine hizmet ederek Irak’ın kuzeyindeki Kürt bölgesi gibi Suriye’de de böyle bir bölgenin oluşturulmasına hizmet etmektedir.
Irak, Suriye, İran ve Türkiye’den koparılacak topraklarla Ortadoğu’da İslam Dünyasının ortasında kurulacak bir uydu Kürt Devleti İslam Dünyasının birliğine ve dirliğine hizmet etmeyecektir.
Bu projede parmağı olanları da Türk Milleti unutmayacaktır. Tıpkı Damat Ferit’i unutmadığı gibi..
|