71 rakamı belki pek çokları için önemli değildir ama bizim için yani Kırıkkale içlin önemlidir. Bizim plaka numaramız olan 71 rakamını bir yerlerde gördüğümüzde gayri ihtiyari kafamızı çevirir daha bir dikkatli bakarız. Öyle değil mi?
Ancak bugünkü konumuzdaki 71 rakamı farklı. Siyasi partilerle ilgili iş ve işlemleri yürüten Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Siyasi Partiler Sicil Bürosu, tüm siyasi partilerin bilgilerini topluyor. Siyasi Partiler Kanunu'na göre faaliyette bulunan siyasi partileri de belirleyen Büro, 71 siyasi partinin faaliyette olduğunu tespit etti. Bizim plaka numaramız kadar siyasi parti varmış yani.
Bu partilerin Bilgilerini derleyen Cumhuriyet Savcılığına ait Büro, siyasi partilerin tüzükleri, kuruluş tarihi, genel başkanı ve 14 Ocak 2013 tarihi itibarıyla bildirilen üye sayılarını internet sitesinde yayınladı. Faaliyetteki 71 siyasi partinin toplam üye sayısı 10 milyon 96 bin 586 oldu.
Aslında bu sayı ciddi bir sayı durumundadır. Yani ülkemizdeki aşağı yukarı her dört beş seçmenden biri bir siyasi partiye üye olmuş. Kendini bir kimlik içinde görüyor ve üye oluyor yani.
Bu üye sayısının partilere dağılımı da çok ilginç; söz konusu verilere göre Akparti’ye ye kayıtlı üye sayısı rekor durumda. 7 milyon 551 bin 472 ile liderliği kimselere bırakmayan Akparti’nin en yakın rakibi Cumhuriyet Halk Partinsin üye sayısı ise 953 bin 416. yani bir milyonu bile bulmayan bir üyeye sahip.
Onları 44 ncü yılını kutlayan ve siyasi hayatın temel taşlarından olan Milliyetçi Hareket partisi izliyor. Onlarında üye sayısı sadece 363 bin 393.
Ardından saadet partisi geliyor. 214 bin 708. onu 44 bin 156 üyesi ile BDP izliyor. Demokrat partinin üye sayısı hepsinden ilginç, üye sayısı 726 bin 611 olarak belirlenmiş. Özellikle Demokrat parti ve Saadet partisinin durumu da burada çok ilginç, demek ki zamanında üye olan insanlar partilerinin küçülmesi durumunda bile üyeliklerini iptal etmemişler. Bununda iki sebebi olabilir. Birincisi üye olduktan sonra bir daha gidip gelmediği partiye üyeliğini bile unutmuş olduklarından ve kendileri için çok önemli olmadığından kayıtlarını sildirmemişler.
İkincisi ise her durumda yağmurda çamurda partilerini terk etmeden sabit duranlar var. Geçici olarak başka partilere oy vermiş olsalar bile gönüllerinde ve damarlarında asli partileri var ve üyeliklerini asla sildirmiyorlar.
Tabi bur arada bu 71 parti içinde Allah için kaç kişi bilir. Yeşiller ve sol gelecek partisi, Türkiye Hümanist partisi, Hür dava partisi gibi partilerin olduğunu. Asla küçümsemiyorum, belli bir misyonu temsilen kurulmuş partiler ama bir kişinin bile yani kuranların bile üye olmadığı Hür Dava Partisi, İşçi Kardeşliği Partisi, İşçilerin Sosyalist Partisi, Katılımcı Demokrasi Partisi, Milliyetçi Türkiye Partisi, Özgürlük ve Sosyalizm Partisi, Sosyal Demokrat Parti, Toplumcu Kurtuluş Partisi, Türkiye Hümanist Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Türkiye Müdafaa-i Hukuk Partisi, Türkiye Sosyalist İşçi Partisi, Türk Birliği Partisi, Vatan ve İstiklal Partisi gibi partilerin olduğunu da söylemek istiyorum.
Burada insanların gerçekten benimseyerek üye oldukları mı yoksa güce yakın olmak için mi üye oldukları önemlidir. Yani iktidar partisinin ve iktidar olmanın gücüne kapılıp üye oluyorlarsa ve sonradan sildirmiyorlarsa sanal bir liderlik olur. Ancak gerçekten gönül verdikleri için üye oluyorlar da ardından bu gönüldeşlik devam ediyorsa durum daha farklıdır.
Eğer ikinci durum gerçekçiyse yani gerçekten gönül vererek üye olunuyorsa Akparti ciddi şekilde gönüllere girmiş demektir. Bu durumda da diğer partilerin bu durumu iyi irdelemesi gerekiyor. Üye sayısının artarak insanların üye oldukları yeri daha iyi sorgulamaları siyasi hayat için doğru olur diye düşünüyorum. Tabi kayıtsız şartsız itaat edenlere diyecek sözümüz yok. Sözümüz sorgulamacı siyaset yapanlara.
Selam ve dua ile…