Başbakan Erdoğan merakla beklenen tarihi açıklamayı yaptı. “Türkiye’de bugüne kadar tek bir paket halinde açıklanan en kapsamlı reform sürecini başlatıyoruz” dedi. Dedi de bakın bu paketi kimler için yaptı. Kimlere açtı.
Yeni seçim sisteminde üç farklı alternatifi düşünüyorlar.1- Yüzde 10 barajı devam edecek. 2-Barajı yüzde 5’e çekip, beşli gruplandırmayla daraltılmış bölge seçim sistemi. 3- Ülke barajını tamamen kaldırarak, dar bölge seçim sistemi.
- Seçim barajı ile ortaya koydukları tasarılar BDP’nin rahatça parti olarak meclise girmesini sağlayacak.
Siyasi partilere devlet yardımı kapsamını genişletilerek, devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranı, yüzde 3’e çekiliyor.
-Ülke birlik ve bütünlüğüne kasteden BDP’nin artık devlet yardımı almasını sağlıyor.
Seçim kanunun 15. Maddesine ek yapıyor, iki kişiden fazla olmamak kaydı ile eş genel başkanlık sistemini getirilerek BDP’nin lüzumsuzca uygulaması yasallaştırılıyor.
Seçimlerde farklı dil ve lehçelerde propaganda imkanı getirilerek BDP’nin daha rahatça bölücü propaganda yapması sağlanıyor.
Q,W,X gibi harflerin kullanılması sağlanarak alfabe bütünlüğümüz ortadan kaldırılırken, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açılarak eğitimde milli birliği ortadan kaldırılacak.
Bu da PKK’nın temel hedefleri doğrultusunda yapılmıştır. Demokratikleşme mi? Bölücülere taviz mi?
Nevşehir Üniversitemizin ismini Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi olarak değiştirilmesini uygun görmekle birlikte hala Başbuğ adına bir üniversiteyi bekliyoruz.
“Ne mutlu Türküm diyene” sözünden ve Türklükten rahatsız olanlar elbirliği ile andımızı ilkokullarımızda yasaklıyorlar.
Süryanilerin, Ermenilerin, Rumların her türlü malları iade edilirken Türk Ocaklarının binası hakkında her hangi bir gelişme göremiyoruz.
Demokratikleşme paketi adı ile açıklananların bir dayatma ve pazarlık sonucu verildiği kesindir.
Sayın Başbakan bu paketi en iyi “ocağına ateş düşenler” anlar diyor. “Analar ağlamasın” diyor. Evet analar ağlamasın ama bu yapılanlardan sonra analar kahrından öleceklerdir. Bu paket hazırlanırken acaba kaç tane şehit anasına soruldu ki gözü yaşlı analar adına konuşulmaktadır.