|
 |
Fazlı GÜVENTÜRK
|
|
Adamın biri sokakta dayak yemiş. Gitmiş bir avukata “dayak yedim. Dilekçe yazda şikâyet edeyim.” Avukat öyle bir dilekçe yazmış ki sormayın. Adama oku da imzala ver demiş. Adam okumuş başlamış ağlamaya. “biliyordum ama bu kadar dayak yediğimi bilmiyordum” demiş.
Yüce yaradan istediğine istediğini verme kudretine sahiptir. Bir şeyi çok isteyince emin olur verir.
Biliyorsunuz hac kuraları çekildi.
Hac için bilgisayar ortamında sonuçlara bakanlar “ülke genelinde sıranız gelmiştir” yazısını gördüğünde gözyaşlarına boğuldu. Evet, bazen sevincin en güzeli ağlayarak dışa vurmaktır. Bazen sevinç gözyaşları sadece akmakla kalmaz çağlayan olur, şelale olur, ırmak olur, yok abartmıyorum insanın iç dünyasını saran deniz olur, umman olur. İşte çok sevinmek böyle bir şey. Hac kurasında sırası gelenlerin gönüllerinde bu sevinç umman oldu ve ağlayarak bunu dışa vurdular.
Kutsal topraklara gidecekler. İslam’ın beş şartından birini yerine getirecekler. Manevi olarak içlerini doldurup, mevcut iç karanlıklarını atacaklar ve sevgiyi kardeşliği Allah inancını yerleştirecekler.
Buradaki sevinç gözyaşları herhangi bir ülkeyi görmek veya turistlik bir gezinin sevinci değil. Orası ne Almanya ne Amerika nede bir başka turizm cenneti diye adlandırılan mekândır. Orası âlemlere rahmet olarak gönderilen “Gül Kokulunun” yaşadığı yerdir.
Elbette iki cihan güneşi peygamberin yürüdüğü toprakların üzerinde çok ayak izleri var. Elbette resulün gezdiği oturup yattığı yerlerde çok geceler oldu, çok güneşler doğdu. Ama rab inancını kayıtsız şartsız taşıyan bir yaratılanın manevi dünyasında o izler hala iz sürülecek kadar taze, “O”nun yolunu aydınlatan Ay ve onu ısıtan güneş hala parlıyor aynı şekilde semada.
İşte “oraya” gitmek için kurada isimleri çıkanları göz pınarlarının yaşarma sebebi bundadır.
Birde yukarıda ki fıkra gibi “çıktı hac ama ben bile bilmiyorum neden çıktı bana” diyenler var. Bunlar konumuzun dışında.
Bu yıl size orda yer yok denilerek isimi çıkanların ağlamazsı üzüntüdendir. İsteğine kavuşamamaktandır.
Ama durup düşünmesi lazımdır bu üzüntü gözyaşı döken hacı aday adaylarının. Neden gidemediklerini.
Bence istenmedi. Çok istenmedi. Göz yaşları sel olarak akıtılmadığından çıkmadı. Buna böyle inanmak lazım.
Küsen sevgiliden özür dilenecek kadar istenmedi. Çocuğun mama istediği gibi ağlayacak kadar istenmedi. Bu dünyanın kalleşliğini bir yere atacak kadar istenmedi. Son model spor araba istenecek kadar, havuzlu bir yazlık istenecek kadar, işinde para, mevkisine mevki katacak kadar arzulanmadığından çıkmadı.
Siyasinin oy kaygısı kadar, futbol takımının galip gelmesi kadar, şarkı yarışmasında birinci olma isteği kadar, işportacının malını satma arzusuyla bağırdığı kadar istenmedi.
İstenmeyince de, dünya nimetleri öne çıkınca da, şöyle içten gelerek hıçkırarak gözyaşı dökülmeyince de olacağı budur. Çıkmaz işte. Ne demişler ağlamayana mama yok.
Bende dâhil olmak üzere feryadımıza feryat katmadığımızdan giden gider bizde öylece bakarız işte ardından.
Selam ve dua ile…
|