Başbakanın
geliş gününü bayram ilan eden Akparti kurmayları bence yüzlerinin akı ile bu
bayramı kutladılar ve belki de kendilerince bu bayramları ulusal değil ama
yerel bayram günü ilan edecekler.
Başbakan Kırıkkale’ye geldi ve Kırıkkale
kimilerine göre tarihinde görülmemiş kalabalığı meydana döktü. Elbette
kimilerine göre. Bir diğer kesime göre ise toplama kalabalık ile her zaman
olduğu gibi Kırıkkale’yi Başbakanın gözünde şişirerek yine yanıltma yoluna
gittiler.
İster toplama olsun ister reel olsun
meydanın dolu olduğunu ekranların yanıltması olmadan gördük. Yani montaj falan
iddiası olmadan bu kalabalık bu meydana toplandı.
Bu Akparti’nin başarısıdır. Kim
nasıl okursa okusun bu durumun gerçekliğini tartışmak pek doğru olmaz.
Akparti’nin gerçek gücü bumu diye
sorulacak olursa onun yansımasını 30 Marttan sonra göreceğiz ve şimdi ne
söylense havada kalır.
Burada Mehmet Saygılının payı ne
kadar veya Akparti’nin milletvekillerinin payı ne kadar veya il yönetimin adaya
omuz vermesi ile mi bu kadar insanın teveccühü bu doğrultuda oldu. Aslında buda
siyah beyaz kadar net değil. Buda gri kalıyor.
Başbakanın karizması ve hitabeti ile
belli bir oyun Akparti ye geleceği kesin. Mehmet saygılı belki yıpranmamış ve
yeni bir yüz olduğundan kimsenin Mehmet saygılı ismine itiraz yoktur.
Akparti
konusunda belki de son söz olarak ama şimdilik son söz olarak şunu dile
getirmek gerekiyor. Akparti yapmış olduğu miting ile kendini ispatladı ve
rakiplerine bir gözdağı verdi. Bu birleşim veya bu kalabalığın sandığa nasıl
yansıyacağı veya birilerinin dediği gibi “tanesine bakmak lazım” “tanesi az
olursa neye yarar” ifadesi gerçek mi olacak göreceğiz.
Milliyetçi Hareket cephesinde ise işlerin
iyi gittiğini her yerde duyuyoruz. Yani Mustafa Pekdoğan ile bir kez daha bu
yolculuğa çıkmak isteyen Kırıkkaleli sayısında azalma olmadığı gibi artma var
diyenler az değil. Partilerin bölgecilik yapmayalım çağrısına rağmen Kırıkkale
gerçeğini asla göz ardı etmemek lazım. Keskinli oyunun Milliyetçi harekete
kayması durumunda ve bir blok olarak orada kalması durumunda kendilerini ipi
göğüsleyecek vaziyette görmeleri çokta gerçek dışı görünmüyor.
Mahir Yılmaz gerçeğini ben hep dile
getirdim zaten. Kırıkkale’de bir Mahir yılmaz gerçeği var. farklı partilerden
uzun yıllardır şansını denemiş ve olmamış. Ama sevenleri de hi. Geri adım
atmamış. Sevenleri hala onun ardında ve bu kamuoyuna yansıdığı kadarıyla hep
ileri gidiyor.
Mahir yılmaz bu sefer olacak diyen Kırıkkaleli
sayısı hiçte az değil. Bir önceki seçimde oyunu Mahir Yılmaz lehine kullanan
hiç kimsenin bu sefer yeter kullanmayacağım diyen kimseyi görmedim.
Yine yazacağım ama şimdilik diyorum
ki bu seçim kimsenin çantasında keklik değil. Eğer rakiplerinden bir adım önde
olmak isteyen varsa çok çalışacak, gayret edecek, seçmene ulaşacak ve kendisini
anlatacak. Projelerini ortaya dökecek. Yoksa harcadığı zaman ve harcadığı para
yanına kar kalır. Elbette saadeti bir başka bahara kalır.
Adaylar değerli, adaylar çalışma
azmi ile dolu, adaylar dürüstlükten yana, adaylar şeffaflıktan yana, adaylar
halkın içinde olup halkla beraber yönetime talip olma yolunda ne güzel. O halde
halkta diyor ki “insanın seçtikçe seçesi geliyor, inşallah seçim sonu da bu
özellikleri sürer.”
Selam ve dua ile…