El-Kaide bağlantılı terör örgütü Irak-Şam
İslam Devleti (IŞİD), dün Türkiye’nin Musul Konsolosluğu’na baskın yaparak 49
personeli rehin aldı. Öğle saatlerinde ağır silahlarla binayı kuşatan IŞİD
militanları “Teslim olun yoksa bomba ile saldıracağız.” diye tehdit etti.
Sayıları sınırlı olan Türk emniyet kuvvetleri, tehlike karşısında çaresiz
konsolosluğu teslim etti. Binaya girip Türk bayrağını indiren militanlar,
Başkonsolos Öztürk Yılmaz, diplomatlar ve Özel Harekât görevlilerini bilinmeyen
bir yere götürdü. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Güvenliği için gerekli
önlemleri aldık.” açıklamasından saatler sonra gerçekleşen baskın büyük tepki
çekti. Olay üzerine Ankara teyakkuza geçti, Türk personelin salıverilmesi için
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (İKBY), Bağdat merkezî hükümeti ve ABD
nezdinde girişimlerde bulundu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip
Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Başbakan Yardımcısı Beşir
Atalay, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru ile
Köşk’te olağanüstü bir zirve gerçekleştirdi.
Ajanslara
bu haber düştüğünde bizlerinde yüreğine yeni bir krizin acısı ve oradaki
insanların sıkıntılarının koru düştü.
Terörün
her türlüsü tehlikeli, hem insanlık için tehlikeli hem de birlik bütünlüğün
sağlanması anlamında tehlikeli.
Terör
örgütü insanların bazı insanlar üzerinde baskı korkutma kurmak amacıyla yapmış
olduğu kanun tanımaz bir yapıdır. Kendi öz kanunları vardır. Kendi çizmiş
olduğu yapı ile yönetilen bu olguda kimse alka korku vermenin dışında bir kaygı
gütmez.lığı yaşatmayı.
Terörün
en tehlikelisi dini yapı içinde olandır. İnsanların inançlarını önceleyerek
oluşturulan bu yapıda teröristin ölmesi durumunda “öteki” dünyanın garanti
altına alınması olduğundan bunlar ne ölmeyi düşünüyor nede insanlığı yaşatmayı
düşünüyor. Onların amacı varsa yoksa kendi idealleridir.
Konsolosumuzu
ve beraberindekileri rehin alan ve bizi bir bataklığın içine sürüklemeyi
düşünen bu örgütü kimin desteklediği zaman içinde ortaya çıkacaktır. Ama
şimdilik burada önemli olan bizim insanlarımızın oradan nasıl kurtulacağı
konusudur. Sağ salim kurtulsunlar gerisi nasıl olsa gelir.
İnsanlar
kolayını bulmuş, nasıl teslim olurlar, nasıl savaşmazlar narası atmakta hiç
beis görmüyorlar. Ben böyle düşünenlere yazık diyorum. Sadece yazık. Çünkü bazı
zamanlar vardır orada sadece kendinizi düşünmezsiniz. Kendi canınız hiçte
önemli değildir. Orada etrafınızı düşünürsünüz, eşiniz çocuğunuzu düşünürsünüz,
Orada vatanı milleti düşünürsünüz. İşte bu düşünce olduğunda bazen sessiz
kalmak, itidalli davranmak orada en doğru onladır.
Oradaki
kahraman özel timler ve konsolos emin olun kendini düşünmemiştir bu telsi olma
safhasında. Onlar için belki altı aylık ela bebek vardır önceliklerinde belki
vatan vardır belki sorumlu oldukları millet vardır.
İnşallah
hepsi sağ salim kurtulur. Onları yargılamamak lazım. İtidalli davranışları için
tebrik etmek bile doğru olanıdır.
Zaman
bırakmak ve onların yaptıklarının haklı olduğunu zaman içinde görmek lazım.
Terör örgütü ise bize dokunmadan yani bizim ülkemizin başına bela olmadan
uluslar arası kamuoyunu da ardımıza alarak bertaraf edilmelidir. Doğru olan
budur.
Selam
ve dua ile…