Işit’in Musulu işgali ile ortadoğuda yeni
bir süreç başlamıştır.Işid Bin Ladin döneminde El kaidenin Irak kolu
olarak kurulmuş. Şii Bağdat rejimine
karşı yaptığı kitle katliamları ile farklı ülkelerdeki İslamcı militanları bünyesinde toplamış. Suriyede
Elnusra ve Öso ile birlikte her ne kadar Beşar Esat ‘ birliklerine
karşı savaşsada , onlarca defa sivil
insanları katletmiştir. İşte bu göç
tufanın da büyük payı vardır. Ne yazıkki
AKP hükümeti bu silahlı şeriatcı çetelere her türlü
silah ve mühimmatı sağlayarak
yıllardır suriye iç savaşının
uzamasına neden olmuştur. İnsanlık Daha çok
yok olmaya doğru sürüklenmiştir , göçmen durumuna düşmüştür. Acıları artmıştır. Bir hafta önce suriyeden kalkarak
motorize birlikleriyle başta
musul olmak üzere hiç bir direnmeyle
karşılaşmadan Irak topraklarının % 20
sine yakın bir kısmını işgal ederek
yollarına devam etmekteler . Bağdatın
kapılarına dayanmak üzereler.
Dünya seyirci , Musul
konsolosluğumuzu işgal ederek
konsolosluk personelini ve
Tır şoförleri ‘ni rehin
tutmaktalar içlerinde kadın ve
çocuklarda vardır. İnsanlarımız
kaçırılmışlardır. Bunun yanısıra orada mevcut bankalarda soyularak hırsızlık yapılmıştır. Kendisine İslam devleti ismini yakıştırarak tıpkı emevi yönetim anlayışının zulmünün ,katliamlarının
günümüze yansımasıdır. Vahabi ve Selefilerin birlikte ortadoğu ve bulundukları coğrafyayı işgal etmek ve kan gölüne
çeviren şeriatcı çete örgütlenmesi
dir.girdikleri her yerde arkalarında Kan ve göz yaşı bırakırlar.
Bunların kuracağı devlette yaşayacakların vay haline
kendi yurtlarını emperyalizme ve
işbirlikcilerine karşı savunmayanların
başka ülkelerin topraklarını gasp etmeye hakları yoktur. Amaç Irak petrol
bölgesini ele geçirmek .
AKP
iktidarı ABD nin baskıları sonucu
El nusra ve Işid’i terörist
örgütler listesine almasına rağmen hiç
bir yaptırımda bulunmamıştır. önlem alınmamıştır. Sınırlarımız hala onlara açıktır. .Girdikleri her yerde Siyasal islam adı altında katliamlar
yapılmakta hükümet ideolojik kaygıları
nedeniyle buna seyirci kalmaktadır.
Suriye ve Irak halkına yansıyan Ölüm,göç , yoksulluk
ile kadınlara yönelik tarihin en büyük sefaleti yaşatılıyor. Toplumsal ahlaki çöküş olan “Cihat nikahı “ denilerek şeyhler tarafından fedfalar verilmekte olağan gösterilmekte ayrıca insanların inançları istismar ediliyor,sömürülüyor. kimyasal silahlarla toplu ölümlerin yapılması
her türlü Hukuksuzluğun ve kuralsızlığın boyutlarını göstermektedir. Hukuk ,
demokrasi ve özgürlüğün olmadığı
ülkelerde insanlık her
türlü ilkelliği , çağ dışı,baskı, şiddet,işkence ve katliamları yaşıyor.
Hükümetin
Suriye politikası Çökmüştür : Işid’e ,elkaide ,elnusra v.d. ne katılmak
üzere suriyeye gönderilen toplama cihatcıların ilk uğrak yeri giriş çıkışların
adresi Türkiye’dir. Suudi Arabistan
vahabiliğinin yobazlığı ve gericiliği
ile Ürdün ve Katar selefiliğinin
çağdışı anlayışları aynı Hükümetce uygulanan politikaların geldiği
sonuç ; Irkcılıktan mezhepciliğe geçiş
diyebileceğimiz “ Her türlü
milliyetciliği ayağımın altında ezerim “
diyerek ırkcılığı yine kullanmak
üzere bir kenara bırakıp insanların inanç ve mezhep anlayışlarını
sürekli olarak ön plana çıkarmaya
çalışması, kamplaştırma , ayrıştıran , ötekileştiren ve dışlayan bir politika izlemesi , yobaz gerici politikalarla örtüşüyor.
Bizim ülkemizde yaşayan insanlar bu
politikalardan uzaktır. Hatta
ayıplanır, akıl ve vijdanlarıyla hareket ederler. Bilimden yanadırlar , İnsan
hak ve özgürlüklerine saygılı , Hukukun
üstün olduğu, Demokratik , laik
bir ülkede sevgi, barış ve Hoşgörü içerisinde bir arada kardeşce
yaşamak dileğiyle
Konsolosluk işgali ile çalışan kamu
görevlilerinin rehin alınması dahil , Irakta ekmeklerini kazanmak için o topraklara giden
ve kaçırılan şoför işci ve
emekcilerin durumlarını bilmiyoruz,
Hükümet yetkilileri mutlaka gerekli çabayı sarf ediyordur. ilgisiz kalacaklarını düşünemem, ırakta bulunan diyer
yurttaşlarımız için şu,şu kentleri terk
edin demekle hükümet sorumluluğunu
yerine getirmiş mi oluyor? Daha
somut adımlar atılabilirdi. Belki
yapılıyordur . Hükümetin Yıllardır her
türlü lojistik destekde bulunduğu ,kendi elleriyle büyüttüğü
canavarın sonuçda bu kötülüğü yapacağını beklemiyordu şoke oldu, sessizliği bundandır.
Dileğimiz başta ortadoğu coğrafyası
olmak üzere bölgemizde daha fazla kan dökülmeden değişik halklar ve renkler barış
içerisinde yaşamaya devam ederler.
kimsenin burnu kanamadan tüm rehinelerin
özgürlüklerine kavuşmalarını diliyoruz. Tüm
dünyaya Özgürlük, Barış ve Sevgi
egemen olsun
Hüseyin
GÜNEY