13-Aralık-2013 günlü il gazetesi pencere
sütununda “ cami ile cem ev bir arada olursa adlı yazıyı okudum. Yazının girişinde “cami ile cemevi yan yana olursa kıyamet kopmaz, korkmayın kimseye bir
şey olmaz, öyle ortalığı velveleye vermenin bir alemi yok“ Diyor saygıdeğer
öğretmenim. Son bölümlerde” Ahmaklık
yapmanın alemi yoktur” diyerek sürdürüyor ve “mücadele cami- cemevi adına olmaz” diyerek sürdürüyor. Dostum olan
Sayın: Asım Atabey Öğretmenimize böyle bir üslubun yakışmadığını bizleri
incitmiş olduğunu belirtelim. İncinmiş
olsak da incitmemeye özen göstereceğiz. Pirimiz böyle öneriyor. Alevi kurumlarının bu konuyla ilgili
bakışlarını, meselenin nasıl gündeme geldiğini anlatmaya çalışacağım. Fethullah
Gülen cemaati ile cem vakfı ortak bir projeye hazırlanıyor. Ankara da ortak
olarak “cami+cemevi+aşevi “
yapacaklar “toplumsal paydayı çoğaltma”
ilkesiyle harekete geçen Gülen cemaati Alevi kesimine yönelik bir projesini
kendince somut olarak ortaya koyuyor. 7
dönümlük arsada bulunuyor. 30- mart- 2013 tarihinde cem vakfı genel kurulunda
sayın İzzettin Doğan bilgi veriyor. Başkasından duyacağınıza doğrusunu benden
duyun diyor. Delegesini bilgilendiriyor.
Bu bahaneyle konu ortaya çıkıyor. İlk bakışta proje çok masum gibi
görünüyor. Ancak cemaatlerle ortaklaşmayacak kadar önemlidir. Prof.Dr. İzzettin Doğan
kabul edebilir onun sorunu .
Alevi örgütlerinin yıllardır taleplerinin başında “ Cem
evleri ibadethanemizdir. Yasal statüye kavuşturulsun “
denilmektedir. İbadethane olarak kabul edilsin. Bu proje iyi niyetli bir proje değildir. Ret, inkar ve
asimilasyoncu bir projedir. Bu yüzden Tuzlu çayır halkı haftalarca onurluca direndiler.o insanlara
soruldu mu? İhtiyaçları varmıydı? keyfi
dayatma orada cemevleri vardır zaten , 7
defa çalış tay yapılmasına rağmen olumlu bir adım atılmadı. Selçuklu,
Osmanlı ve cumhuriyet döneminde Alevilerin ibadet yerlerinin cemevi olduğu
gerçeği bir türlü kabul edilememiş.
Sayın Başbakan Cem evlerimize
ucube diyor, madımak katliamı sanıkları zaman aşımında yararlandıkları için
hayırlı olsun diyor. Başka birisi daha
yeni Akp Adıyaman M. Vekili M. Metiner bir tv programında cem evlerine terör yuvası derken Siz kalkıp ortak
proje den bahsedeceksiniz ve kıyamet kopmaz diyorsunuz. Bizler öncelikle Laik,
Demokratik, sosyal bir hukuk devletinden yanayız. Salt cemevi yapma adına hiç
bir resmi kimliği olmayan cemaatle yan yana gelerek projeyi savunmayı doğru
bulmuyoruz. Şeyhlerin ve şıhların eteğinden tutarak inanç yerlerine sahip olmak
geçmişinizi inkâr etmektir. Bunlar tuzak projelerdir. Cem evleri
ibadethane olarak kabul edilsin, şu anda ibadet yeri olarak sadece : cami,sinagog,kilise ve havra dır. bu ibadethanelere karşı değiliz. Cem evleri caminin karşıtı veya alternatifi
değildir. Camide bizim, cemevi de
bizim. Bütçeden ödenekte istemiyoruz
ihtiyaç olan yere yapılır. herkes katkı sunarak yapımını gerçekleştirir
Alevilerden ve diğer yurttaşlarımızdan kesilen vergilerle D.İ.Başkanlığı yalnız
Hanifi mezhebine hizmet vermektedir. 120 bin personeli 85 bin cami ile devasa
bir bütçe ayrılıyor.( sekiz bakanlığın
toplam bütçesin den fazla) + Diyanetin kira ve vakıf gelirleri de hariç.
, aslında laik devlet tüm inançlara ve inançsızlara tarafsız ve eşit mesafede
olmak zorundadır. Herkes inanç vergisi vererek inançlarını yerine getirmeli
masraflarına katlanmalı başkasının verdiği vergilerle ibadet yapmak dinen ne
kadar doğrudur? Başkasının hakkını almış olmuyor musunuz? bu bütçe yoksullara,
açlık sınırında yaşayan insanlara, işsizlere, Eğitime ve Sağlığa harcanmalı
Devlet din işlerinde elini çekmelidir. Buda demokrasinin ve laikliğin
gereğidir. Fakat işlemiyor diyanet fetvalarıyla diğer inançları yok sayan
hükümet Alevilerin taleplerini görmüyor, duymuyor. Alevilerin inanç özgürlüğü
eşit yurttaşlık haklarına kavuşuncaya kadar meşru ve yasal haklarını kullanmaya
devam edecekler. Biz bütçeden pay istemiyoruz. Hiç bir inanç grubuna bütçeden
ödenek ayrılmasın diyoruz.
“
Ahmaklık yapmayın diyorsunuz” Ahmak ın sözlük karşılığı: Usunu
gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal, geri zekâlı, embisil (akıl has.)
yukarıdaki gerçekleri önce izah ettim ki Alevilerin ne kadar dışlandığı,
inançlarına önem verilmediği, yok sayıldığı anlaşılsın asıl taleplerimiz kabul
edilse göreceksiniz “kıyamet kopmaz. “
böyle bir hitabı dostlarınıza nasıl yakıştırıyorsunuz bunun takdirini
siz yapın. Asıl bu saldırı hakkını nereden alıyorsunuz? “Mücadele
cami, cem evi adına olmaz” diyorsunuz.
Alevilerin demokrasi mücadelesinde her zaman en önde olduklarını herkes
bilir. İnsan hakları, Adalet, özgürlük, Barışın, çevrenin ve canlıların
korunmasında duyarlıdırlar. Örneğin Gezi direnişine katılanların % 78 nin Alevi
olduğunu devletin kendi fişlemesi sonucu resmi açıklamasıdır. Gezi direnişinde polis saldırılarıyla
hayatlarını kaybeden Etem Sarı sülük,
Mehmet Ayvalı taş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Ahmet Atakan ve Ali İsmail
Korkmaz canlarımızı yeri gelmişken saygıyla analım. Bizler hiçbir insanın
burnunun kanamasını istemiyoruz. Dili,
dini, rengi ne olursa olsun ülkemizde yaşayan tüm insanların eşit ve özgür,
barış, hoşgörü ve kardeşçe bir arada insanca yaşamaları mümkün. Hiçbir insan ölmesin işte bundan dolayı barış
sürecinin önemli olduğunu, barış ortamının sürekli ve kalıcı olmasını, başarıya
ulaşmasını istiyoruz. 15- Aralık-
2013-12-15