10 Ağustos’ta ilk defa halk oyu
ile cumhurbaşkanını seçeceğiz. Güya demokrasinin daha fazla yaşatılması için
yapılan düzenlemede bugünkü duruma baktığımızda yarışın hiçte adil olmadığını görüyoruz ve yine kazananın demokrasi değil güçlü olduğunu
anlıyoruz.
Üç adaylı yarışta PKK’nın
adayının arkasında silah, tehdit, uyuşturucu parası, kaçakçılık, insan
ticareti, kan varken diğer aday olan başbakanın arkasında ise devletin her
türlü imkanları bulunmaktadır. Örtülü ödenek, belediyeler, valiler ,
kaymakamlar ve başbakanlık makamı var.
Reklam panolarında aynı aday,
malum gazetelerde aynısı, artık kamu binalarına bakıyorsunuz onun afişleri, Camilere
bakıyorsunuz onun afişleri, Belediyelere bakıyorsunuz araçları onun için
seferber olmuş, Devletin Valileri, Kaymakamları, Devlet memurları onun için
çalışır olmuş...Nerde meydan nutuklarındaki Hz. Ömer adaleti.
Üçüncü aday olan Sayın
İnsanoğlu’nun arkasında ise gerçekten sadece bağışçıları bulunmaktadır. Aslında
gerçek milletin adayı sayın İhsanoğlu’dur. Üstelik hazırlanan cumhurbaşkanlığı
seçim kanununa göre bir kişinin sadece dokuz bin tl bağışta bulunabilmesi yine
Erdoğan’ın lehine bir durumdur.
Yeni Türkiye sloganı ile
Cumhurbaşkanı olmak için destek isteyenler, Yeni Türkiye’nin içini doldurmamaktalar.
Yeni Türkiye açılımın hızla devam ettiği, parlamenter sistem yerine başkanlık
sistemi, merkezi yapının yerine eyalet sisteminin olduğu bir Türkiye mi
acaba Türksüz Anayasa’nın yapıldığı,
ülkenin etnik parçalanmaya götürüldüğü bir Türkiye mi ? acaba.
Yeni Türkiye sloganı ile milli devlet ve cumhuriyet zaafa uğratılacak.
Kin nefret, kamplaşma ülkeyi teslim alacak, terör örgütü ile onur ve itibar
kırıcı bir açılım süreci yaşatılarak şehitlerimizin ruhları incitilecek.
10 Ağustos ‘ta parlamenter demokrasiden
yana tavır takınarak, hukuk devleti kavramını ortadan kaldırarak, ülkeyi tek
adam diktatörlüğüne götürmek isteyenlere ders verme zamanıdır.
10 Ağustos’ta kimden
Cumhurbaşkanı olmaz diye sorsak adayın ikisi için en az bir yazı dizisi
çıkarırız . Şimdi işin o tarafına girmeyelim ama şu anda Türkiye’nin nasıl bir
cumhurbaşkanına ihtiyacı var onu görmek lazım belki de en önemlisi bu.
Türkiye’nin şu günlerde daha çok
huzura, sükuna ve kardeşlik ortamına ihtiyacı olduğu bir dönemde üslubu sert,
kendinden olmayanlara intikam hırsıyla saldıran, ülkeyi ve vatandaşları bölen bir isime ihtiyacı yoktur.
Makamı şahsi ihtirasları için
kullanmayacak, kimsenin adamı olmayacak, kimseyle kavgalı olmayacak ve Türk
oğlu Türk’üm demekten gocunmayacak bir adaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Seçim günü her türlü bahane ve
mazereti ortadan kaldırarak muhakkak surette sandığa gitmeli ve nasıl bir
Türkiye hayal ediyorsanız o yönde reyinizi kullanmalısınız. Demokratik
hakkınızı kullanmadığınız sürece şikayet hakkınız da olmayacaktır.
Önümüzdeki seçimin yüce Türk
Milletinin menfaatine, barış ve huzur içerisinde yaşamasına vesile olmasını
diliyorum.