Birileri
konuşurken mangalda kül bırakmıyor ama fiiliyata gelince amaçlarının sadece
karıştırmak ve kaos çıkarmak olduğunu görmek içinde kahin olmaya gerek olmadığı
görülüyor.
Cizre olayları aslında hiçte hafife
alınmayacak ölçüde olaylar olup, devletin acilen konuya el atmasını
gerektiriyor.
Adamlar mahalle aralarına girişlere
ve kritik ölçüde sayılacak her yere hendekler kazıyor, polisin ve güvenlik
güçlerinin girişlerine engel oluyor.
Artık mahalle aralarında ellerinde
uzun namlulu silahlarla kendilerince güvenlik sağlayan, yol kesen, kimlik
kontrolü yapan insanların görüntülerini gördüğümüzde çokta yabancılık
çekmiyoruz.
Önceleri dağda olurdu terörist.
Elinde uzun namlulu silahların görülmesi durumunda onların terörist olduğu
anlaşılır gereği neyse öyle davranılırdı.
Şimdi dağı taşı bırakıp şehir içine
girdiler. Hem de illerinde uzun namlulu silahlarla şehre indiler.
Bölücü terör örgütünün siyasi
uzantısının liderlerinin konuşması ve özellikle Kandil’dekinin konuşması hiçte
barışa hizmet etmiyor. Tan tersi garip şekilde onlar savaşı destekliyor
görüntüsü çiziyorlar.
Oysa devletin tüm kurumları çözüm
sürecine kilitlenmiş durumda. Onların ne denli barış istediği yaptıkları
konuşmalardan görülüyor. Hep söylediğimiz gibi çözümü desteklesinler ve barış
artık ülkemizin gerçeği olsun. Ama bu denli yapılan kışkırtıcı açıklarlarla
nasıl olacak bu iş anlamakta zorlaşıyor.
Cizre olayları bu sürece çok ciddi
sekte vuruyor.
İnsanları eylemleri ve söylemleri
ile bu işe destek vermesi beklenirken belik de çözüme en çok ihtiyacı olanların
aymaz şeklide açıklamalarını gördüğümüzde bu kadarda olmaz diyoruz.
Galiba burada en çok konuşmamız
gereken ve düşünmemiz gereken konu kimin barışa daha çok ihtiyacı olduğudur. Bu
demek asla tek taraflı ihtiyaç var demek değildir. Herkesin her canlının barışa
ihtiyacı var ama bu terör belası yüzünden evinden barkından olan iki çocuğundan
biri dağda yaşayan insanların bu konuda
daha duyarlı olmasını beklemek herhalde çokta abartılı bir düşünce değildir.
Hal böyle olunca bu hassasiyeti
herkes gibi bölücü terörün önde gelenlerinin daha çok özümsemesi ve düşünmesi
gerekir.
Can veren bu belayı canı ile
evladını feda ederek veya uzvunu toprağa gömerek ödeyen vatan için şehit veren
insanların bu konuda çözüm olsun düşüncesi varken bu işin bitmesi lazımdır.
Aksi durumda yani biz çözüm
istiyoruz onlar bizim askerimize hala mayınlı tuzak kuruyor, öğretmenlerimizi
sindiriyor, polisimize Molotoflu havai fişekli saldırılar düzenliyor. O halde
artık bizimde sabrımız kalmadı bizde elimizden ne geliyorsa yapalım düşüncesi
benliklerde yerleşirse sonu hüsran olur.
Bu durumda kaybeden kim olur.
Tek taraflı askere oğullarını
gönderenler mi sadece bu süreçten zarar görecekler.
Herkesin elini taşın altına
koyduktan sonra ciddi düşünmesi ve ona göre eylem ve söylem yapmalı. Özellikle
siyasilerin çok dik durması lazım her kesimden. Aksi durum canların gitmesine
yol açar ve bunu insanım ben insan diyen kimsenin kabul etmesi doğal
karşılanmaz. Ama tabi insansa?
Selam ve dua ile…