Kırıkkale de günden güne
seçim havası artıyor. Sahnenin önünde aday adayları yer alırken sahnenin
arkasında ise yönetmenler var. Sonuç ne olur bilemem ama her sonucun
sorumluları da aslında bu yönetmenler olacak. “Kimdir bu yönetmenler?” derseniz
siyasi parti il başkanları derim.
Seçim sonuçlarının tüm
faturaları il başkanlarına kesildiğinden dolayı seçimin yönetmeni onlar değil
midir? İl başkanı iyi yönetmen ise senaryo da yani filmin konusu da iyi ise
film tutar, ilgi çeker, herkesin dilinde bu film konuşulur.
Tabi şunu da unutmamak
gerekir iyi bir oyuncu kadrosu da bu filmin değerini artırır. Sahnelere uygun
bir de müzik oldu mu, filmin kimseyi etkilememesi mümkün değildir. Yani iyi bir
film için yönetmen, senaryo, ünlü oyuncu ve kaliteli bir müzik gereklidir. Biz
bu yazımızda sadece yönetmenleri inceleyelim.
Yönetmen iyi planlama
yapabilecek, iyi bir kurgu oluşturabilecek ve de görsel anlamda al beniyi
arttıracak hileleri iyi bilecek. Oyuncuya rolünü iyi anlatacak. Oyuncunun
hatalarını görüp, düzeltecek. Tam hakimiyet yönetmende olacak. Disipline özen
gösterecek. Sahneleri iyi ayarlayacak. Verilmek istenen mesajın net olarak
anlaşılmasını sağlayacak. Dedim ya film başarılı olursa ne kadar çok izlenip
övgü alırsa gündeme yönetmen oturacaktır. Tersi durumda yine yönetmen sorumlu
olacaktır.
Şimdi bu anlattıklarımız
doğrultusunda Kırıkkale’deki Parti İl Başkanlarını inceleyelim. Seçime nasıl
hazırlanıyorlar? Stratejileri nelerdir? Aday adayları ile bağları nasıl? Ve de en
önemlisi nasıl bir sonuç almak istiyorlar?
Ak Parti ve MHP İl
Başkanlarının mali müşavir olması bir bakıma kimin hesabının daha kuvvetli
olacağını gösterecek.
İktidar Partisi Ak Parti
İl Başkanı Mürsel Akçay siyasete çok da yabancı değil. Anavatan Partisi
geleneğinden geliyor. Siyaseti, özellikle de Kırıkkale siyasetini iyi biliyor.
Şu ana kadar ki tek sıkıntısı milletvekilliği çerçevesinde beklentileri büyük
olmasına rağmen il başkanlığı görevini yürüttüğünden dolayı aday olamaması. Bu
problemi dışında başka problemi olduğunu düşünmüyorum. Genelde parti işlerini
ikinci başkan Bahadır Kılıç’a bırakmış görüntüsü verse de temsil noktasında
kendisi öne çıkıyor.
Zaferle sonuçlanmış bir
belediye seçimi ve üç milletvekili çıkarmış bir partinin İl Başkanı olmak elini
daha da çok güçlendiriyor. Ak Parti’ ye talep fazla. Bu fazlalık Mürsel Akçay’
a belirli bir güç olarak yansımakta. Kişisel olarak pek dişe dokunur bir şey
yapmasa da, hanesine puan yazdırabilir.
Mürsel başkan yükün bir
kısmını üzerinden attı. 28 aday adayı
ilk tercihlerini Kırıkkale’ den yana kullanırken 4 aday adayı da ikinci tercih
olarak Kırıkkale’yi istedi. Bu rakam özellikle Kırıkkale için iyi bir rakam. İşin
zor kısmı ise başkan, listenin belirlenmesi sonucu dışarıda kalan aday
adaylarını partide tutabilecek mi? Bir kısmı ilerde siyaset yapmak için sessiz
kalacaktır. Ama siyasete uzun yıllarını vermiş ve siyasette hatrı sayılır bir
noktaya gelmiş bazı isimler ,tabi bunlar güçlü ve teşkilatçı isimler, baş kaldırabilir,
eski siyasi hesaplarını yeniden açabilir.
Mürsel Akçay, böyle bir
durumda nasıl yöntem ve yol izleyecek? Bekleyip, göreceğiz...
MHP İl başkanı Erdal
Baloğlu Şubat 2015’
te İl Başkanlığı görevini üstlendi. Genç ve dinamik bir yapısı var. Sevecen ve
insancıl karakterini çok iyi kullanan bir isim. Erdal Baloğlu'nun omzuna bu
seçimde büyük bir yük yüklenmiştir.
Hem bu seçimin ağırlığı
hem de ülkücü tabanı bir arada tutmanın zorluğu, başkanı fazlasıyla yoracak
gibi. Kendisinin 1 aydan fazla görevde olması, ve de izlediğim kadarıyla iyi
bir görüntü çiziyor, etrafına enerji veriyor. Sabah kahvaltısını evinde
yapmıyor. Tanısın tanımasın bir esnafın kapısını çalıyor. Kendini tanıtıp
esnafla birlikte kahvaltı yapıyor. Öte yandan ülkücü tabanı bir arada tutmak
için yanına bir iki yönetici alıp ansızın ve habersiz ziyaretler yapıyor. Her
hareketiyle samimi ve içten olduğunu gösteriyor. Akıllıca hareket edip güçlü
bir taban ve halk desteğini alarak seçime girmek istiyor.
Tek sıkıntısı iktidarın
karşısında engelleri aşmak için gerekli kamu desteğini alamamak olur. (İşin bir
başka güzelliği ise bu yaptıklarını asla kendi dillendirmiyor. Arkasından
konuşulanlardan duyduğumu paylaşıyorum.)
Takip ettiği strateji tam
bir halk adamı görüntüsü veriyor. Seçmenin nasıl değerlendireceğini seçim
sonuçlarında göreceğiz. MHP’de aday adayları tam olarak sahaya çıkmadığı için
bu konudaki davranışını henüz göremedik. Ben farklı bir çıkış yaparak
farkındalık yaratacağını düşünüyorum.
Yönetmensiz seçime giden
adaylarda olacak. Bağımsız Kırıkkale Milletvekili adayı Bahadır Erdemir ile
görüşmemizden bazı bölümleri aktarıyorum, devamını önümüzdeki günlerde geniş
haberimiz de yer alacak. Kamuoyunun yakından tanıdığı Bahadır Erdemir Bağımsız
adaylığını “Kırıkkale hepimizin” sloganı ile açıkladı. Samimi şuurlu milli
görüşçülerin Mecliste olması gerektiğine inandığı için Bağımsız aday olan
Bahadır Erdemir, dik durmanın dürüst olmanın Kırıkkale ve ülke sorunlarının
çözümüne direk olarak katlı yapacağına inandığı için aday olduğunu söylüyor.
Öte yandan Merhum Erbakan hocamız gibi, merhum Yazıcıoğlu gibi destan
yazacağına inandığını sözlerine ekliyor.
KIRIKKALESPOR
BİZ BU OYUNU BOZARIZ
Kırıkkalespor
taraftarları, takımlarına inanarak, pazar gününün erken saatlerinde Aksaray’a akın
ettiler. On beş araçlık bir konvoyla Aksaray’a girerken emniyet, taraftarları
yolda durdurup, trafik şubesine götürdü. Hem taraftarların üstlerini hem de
araçların içlerini didik didik aradı. Daha maç başlamadan yaşatılan bu
gerginlik aslında futbol takımımızın Aksaray’da kötü bir gün geçireceğinin habercisiydi.
Nitekim karşılaşma başlar
başlamaz olaylar başladı. Protokolde yönetimimize hakaretler yapılıyor, mahalle
kabadayısı gibi saldırmaların ardı arkası kesilmiyordu. Emniyet olumsuzlukları
görmezden gelerek müdahale etmeyince ortam tamamen gerildi.
Dolayısıyla tribündeki
gerginlik sahaya da yansıdı. Aksaraylı futbolcuların hırsı dikkatten kaçmıyor,
adeta savaşıyorlardı. Kısaca sahada bizim futbolcularımıza ellerinden gelen
pisliği yapmaktan geri kalmıyorlardı. Öte yandan Kırıkkalesporlu futbolcular
tam bir profesyonel gibi davranıp sadece futbol oynayarak onlara gereken cevabı
fazlasıyla vermeleri noktayı koyuyordu.
Öte yandan bir hakem triosu
vardı ki, evlere şenlik! Sanki Aksaray’ın kulüp başkanı gibilerdi. 90 dakika
boyunca hiç mi bizim lehimize bir pozisyon olmadı? Hiç mi Aksaraylı futbolcular
hata yapmadı? İnanın ki özel siparişle bile, Aksaray böyle bir hakem tayin
ettiremezdi.
Karşılaşmanın 25.
dakikasında futboluna hayran olduğum Murat Çaydemir süper bir gol attı. Attı
ama sanki hakem “sen bu golü nasıl atarsın” dercesine Murat’a kırmızı kart
göstererek Kırıkkalesporu 10 kişi bıraktı. Yalnız hakemin de bilmediği bir şey
vardı. Sahadaki on bir aslan galibiyete inanmıştı. Yüreklerini ortaya koydular,
tekmeye kafalarını soktular, hocalarına ve taraftarlarına yapılanlara
futbollarıyla gereken cevabı mislisiyle verdiler.
Aynı bölgede olmasına
rağmen, bizim maçımızın oynanmasına müsaade eden federasyon, Altındağ Belediye
spor maçını hava şartlarına bağlayarak erteliyor. Aksaray bu sahayı oynanacak
hale getirebiliyor da Kayseri mi getiremiyor? Federasyonun burada tarafsız
davranması gerekir iken Kırıkkalespor üzerine bir takım oyunlar oynaması tarihe
kara bir leke olarak yazılacaktır. Ey federasyon, kimin küreğini sallıyorsun,
kime yaranmak istiyorsun bilmiyorum ama sudan bahaneler ile ceza keserek
Kırıkkalespor’un hakkını gasp ediyorsun.
Ey Federasyon, Zara’da hakeme
taş attılar diye sahamızı kapattın. Bakalım teknik direktörümüzün Gözünü kör etme durumuna getiren
Aksaray’a ne yapacaksın?
Öte yandan bu maçta, şu
futbolcu çok iyiydi, falanca futbolcu iyi değildi diyemem. Hepsi de
formalarının hakkını fazlasıyla vererek aslanlar gibi mücadele ettiler. Sahada
hem Aksarayspor’ u hem, sözüm ona, protokolde pervasızca hakaret eden yöneticileri,
hem de Aksaray’ın fedailiğini yapan Hakemi yenerek “BİZ KIRIKKALESPORUZ, BİZ BİTTİ
DEMEDEN HİÇ BİR ŞEY BİTMEZ. KİM NE YAPARSA YAPSIN, KİM BİZİM ÜSTÜMÜZE OYNARSA
OYNASIN, BİZ BU OYUNU BOZARIZ” diyerek gereken cevabı verdiler.