Öğretmenlik
mesleğinin peygamberlik mesleği olduğunu bilir ve kültürümüz, ahlak anlayışımız
gereği her meslekten, toplumun her katmanından üstün tutarız.
Birilerinin
dediği gibi bakmayız onlara; “Öğretmen 15 saat çalışıyor. Diğer memurlar 40
saat…..bu haksızlık değil mi? Diyerek bu mesleğ,i yaşam şeklini rencide
etmeyiz.
“Balık
baştan kokar” derler , İmam böyle derse cemaatinde “Anarşist” demesi normal görülmeli
herhalde. Devletin valisi yoldan çıkıp halka” Gavas(!) da der. Anarşist de der.
Tarihimizde
de öğretmen vali hikayeleri bolca mevcuttur. Günümüzde yaşanan olaylarla çokta
yakın ilişkili olduğunu düşündüğüm için özellikle iki hikayeyi paylaşmak istiyorum.
Tek
parti döneminin ünlü Milli Eğitim Bakanı H. Ali Yücel ile Atsız kavgasının
kızıştığı günlerde Bakan'ın yolu Malatya'ya düşer. Şâir Arif Nihat Asya'nın
Atsız'ı desteklemesine fena hâlde içerlemekte olan Bakan kendisini valiliğe
çağırtır. Niyeti, Şâir'i bir güzel fırçalamaktır. Arif Nihat bisikletine atlar
ve ilkbahar yağmurlarının çamur deryasına çevirdiği yolları, sokakları aşarak
valiliğe ulaşır. Paçaları çamur içinde kalmıştır. Mümkün olduğunca temizler ve
Bakan beyin bulunduğu odaya girer. İçeride şehrin mülkî ve idarî âmirleri,
askerî erkandan birileri de vardır. Bakan, Arif Nihat'ın paçalarında kalan
çamur lekelerini görünce aradığı fırsatın çıktığını düşünür ve yüksek sesle:
"Bir
öğretmenin paçalarında bu çamurun işi ne?" diye azarlar.
Şâir'in cevabı yamandır:
"Bir
Bakan'ın ağzının benim paçalarımda işi ne?"
Bayrak
şairimizin de dediğine katılmamak mümkün mü?
Yine
vali olmanın aslında her şey olmadığını anlatan ve herkesin bildiği o meşhur
hikayeye bakalım.
Küçüklüğünden
itibaren babası tarafından “sen adam olamazsın”
denilen çocuk yıllar geçer ve vali olur. Vali olduğu gün sürekli aklından
çıkaramadığı babasının sözünü düşünerek babasını bir memurla makamına getirtir.
Vali karşısında hürmetle duran babasına karşı yerinden bile
kalkmadan der ki:
-Gördün
mü bak. Sen bana “Adam olamazsın” demiştin ben koskoca vali oldum.
Babası
acı acı gülümser:
-Ben
sana “vali olamazsın” demedim, “adam olamazsın” dedim. Görüyorum ki çok da
haklıymışım.
Evet
değerli okurlarım. Ailemizden sonra belki de her şeyimizi borçlu olduğumuz
öğretmenlerimize reva görülen bu anlayışa hepimizin tepki göstermesi
gerekmektedir. Yine her zaman ki gibi bu saygısızca tavra karşı duyarlı
davranarak tepki gösteren Türk Eğitim Sendikasına teşekkür ederim. Meslektaşıma
Allahtan rahmet diliyorum.