Aslında
başkası için bir şeyler yapmak ve başkasının kalbini kazanmak için kendimizden
bazı fedakarlıklarda bulunmak çok güzel yaklaşımdır. Ancak insan düşünmeden
duramıyor acaba fedakarlığın ölçüsü ne kadar olmalı.
Bu konuda yazılan pek çok konu,
paylaşılan düşünceler vardır. Bu düşüncelerden, yazıtlardan bir derleme
yaptığımıza karşımıza fedakarlık başka boyutlarda çıkmaktadır. Özellikle Yahya
bu konuda geniş bir kitap yazmış ve bu kitabına aslında noktasına virgülüne
dokunmadan yazmak okumak lazım. Detaylarını ince ince okumak lazım.
Ayette "Sevdiğiniz
şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz..." (Al-i İmran Suresi,
92) hükmüyle önemli bir
gerçek bildirilmiştir. İnsanları gerçek anlamda iyiliğe ulaştıracak olan en
temel ahlak özelliklerinden biri "fedakârlıktır.
Fedakârlık;
insanın sahip olduğu, sevdiği, değer verdiği şeylerden hiç düşünmeden ve seve
seve feragat edebilmesidir. İnandığı değerler ya da sevdiği insanlar uğruna
gerektiğinde her türlü zorluk ve sıkıntıyı göze alabilmesi, bu konuda elinden
gelenin en fazlasını yapabilecek şevk, azim ve iradeyi kendisinde
bulabilmesidir. Kendi menfaatleriyle, inandığı değerler ya da sevdiği
insanların menfaatleri arasında seçim yapması gerektiğinde kendi çıkarlarından
vazgeçebilmesi, bu uğurda maddi manevi her türlü özveride bulunabilmesidir.
Nefsin
bu zayıflığından kurtulmak, imanı kavramak ve Kuran ahlakını yaşamakla mümkün
olur. Kuran'da bildirilen gerçekleri ve Allah'ın emrettiği ahlak anlayışını
kavrayan bir kimse, hayatının her anında fedakarlık gösterebilecek bir ahlaka
ulaşabilir.
Fedakarlık denince akla, sadece insanın maddi anlamda
sahip olduklarının bir kısmını ya da ihtiyacından fazlasını başkalarına vermesi
gelmemelidir. Fedakarlık müminin hayatının tümüne hakim olan ve inancının
gücünden kaynaklanan bir hayat şeklidir. Bu fedakarlık ruhu, kişinin
çevresindeki her konuya karşı vicdani bir duyarlılık içerisinde olmasını
gerektirir.
Fedakarlık, insanın karşılaştığı
toplumsal sorunlardan, dünyanın dört bir yanında zulüm ve eziyet gören, açlık
çeken, ihtiyaç içerisindeki insanlara kadar olabilecek her konuda kendisini
sorumlu hissetmesi ve tüm bunlara çözüm getirmeyi hedeflemesidir. "Nasıl
olsa bu konulara çözüm getirebilecek imkan ve güç sahibi pek çok insan var;
onlar düşünsünler, onlar ilgilensinler" demeden, aklını ve vicdanını
olabilecek en yüksek seviyede kullanmasıdır.
Fedakar olan bir insan aynı zamanda
tevekküllü, teslimiyetli, cesaretli, sabırlı, merhametli, yardımsever,
hoşgörülü, ince düşünceli ve şükredici bir ahlaka sahip olur. Bu kişi, dünya
hayatından ya da nefsinin isteklerinden yana bir hırs ve tutku içerisinde
olmadığını, yalnızca Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini hedeflediğini
açıkça ortaya koymuştur. Allah'a derin bir sevgi ve saygı dolu bir korku ile
bağlı olduğunu, bu sevgisinden dolayı kendi çıkarlarından hiç düşünmeden
vazgeçebildiğini göstermiştir.
Fedakar
insanlar, bulunduğunda kaçırılmaması gereken çok değerli insanlardır. Ancak
onların bu özellikleri bilindiğinde bu durum asla kullanılmamalıdır. Kimi
insanlar sadece kendini düşünürken fedakar kişiler kendilerinden önce
yakınlarını ve sevdiklerini düşünür.
Fedakarlık
insanın sahip olduğu en önemli erdemlerden biridir. Bu insanlar çevreleri
tarafından da çok sevilir. Bunu bilerek günlük hayatımızda sevdiklerimize karşı
fedakarlıkta bulunmalı ve onların mutluluğu ile mutlu olmayı öğrenmeliyiz. Bunu
yaparsak hayat bizim için daha anlamlı bir hale gelecektir.