İstanbul’da Emniyet Güçlerimizin
yaptıkları Işid, Pkk, Dhkp terör örgütleri arama-tarama faaliyetleri sırasında
kahpece şehit edilen Muhammed Fatih Sivri’nin cenaze törenindeyim. Nur Cami
Alanında ve bahçesinde kızlı, kızanlı; erkekli, kadınlı binlerce Kırıkkale insanı
yerini almıştı. Dualarla ve Tekbirlerle bir Vatan Şehidimizi daha ebedi
istiratgâhına uğurluyoruz…
Allah tariflenemeyecek evlat acısını
kimsenin ocağına düşürmesin. Ateş düştüğü yeri yakmıyor, kavuruyor. Yine de
Şehit Muhammed Fatih Sivri’nin aile fertlerinin vakarı ve Şehit Ailesi olmanın
gururu Sabırla birleşmiş bir insanlık abidesi gibi gözlerimizin önünden akıyor.
O anda Yüce Allah’ın (C.C): ” O sabredenleri müjdele! Onlar ki, başlarına bir
musibet geldiği zaman; Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz
derler.(Bakara-156)” sözleri Şehit Cenazesine katılan tüm ahaliyi olduğu gibi
bizleri de bir nebze olsun teskin ediyor…
Akşam Ezanı Vakti Şehit Evindeyiz. MHP
Milletvekili Adayı Av. Halil Öztürk’ünde bulunduğu bir atmosferde Mithat
gardaşımızın güzel tilavetiyle Kuran’ı Kerim’in yukarıda kaleme aldığım Bakara
Suresinin muhteşem ifadelerini bir kez daha iliklerimize kadar duyuyoruz. Şehit
Ailesinin ellerini öpüp “Siz Fatih’in babası değil, Artık hepimizin babasısın”
diyen o genç aslanları görüp de; İnsan sıfatına konulamayacak kadar aşağılık
Işid, Pkk, Dhkp canilerini lanetlememek, tel’in etmemek mümkün değildir.
Hayvanın bile bir sıfatı vardır. Onlar sıfatsız sefil mahlûklardır.
Tam bu yaşananları siz sevgili okurlarıma
aktarmak için kelimeleri bir araya toplayamamanın halet-i ruhuyesi içinde iken
ajanslar Muş-Malazgirt Jandarma İlçe Komutanımız Binbaşı Aslan Kulaksızın
kahpece pusuya düşürülerek eşinin yanında Şehit Edilmesi haberini alıyorum.
Şanlıurfa’da Şehit edilen İki Aslan
Parçamızın şehit edilme vakalarını, Yine Diyarbakır da trafik kazası süsü ile
Trafik Polisimizin Şehit edilme vakasını inceliyorum; kalleşlik, kahpelik ve
insanlıktan uzak hareketler…
Hani bir papaz-karga hikâyesi vardır,
bilirsiniz!. Müslüman beldede Çana pisleyen karga ve papaz hikâyesi. Papazın
kargaya sarf ettiği; “ Sana Hıristiyansın desem Çana pislemezsin.
Müslüman desem Şarap içmezsin. Söyle bana nesin sen, nesin!” cümlesi sanırım
her şeyi özetlemektedir.
“Kürt Sorunu vardır. Sizlere yapılanlara
Devlet adına özür diliyorum.” Sözleri ile başlayıp, Kürt Açılımı yapacağız diye
Polis Akademisinde yapılan açılım toplantısı sonucunda başlatılan Açılım Süreci
ile devam eden; Akillerle bütün Yurda yayılan ne idüğü belirsiz bir Yalan
Rüzgârının sonu…
Sn. Başbakanımız Davutoğlu; “ HDP
safını belirlesin, sonra bilgilendiririz. Terör mü Türkiye tarafı mı?
Verdiğimiz bilgiyi nereye servis etme ihtimalleri var ondan emin olalım. Safını
belirlesin, belirleme olmadan devletin kamu görevlileri öldürülürken sesi
çıkmamış iken, illegal faaliyette iken, bu konuda bizim tutumumuz açık olur.
Sen polisimizi, askerimizi öldürenleri savunursan sana gelmezler. Yanlıştır,
kınıyorum, lanetliyorum diyeceksin.” Sözlerinde ki kararlılığını devam
ettirecekse önce yanındaki Açılım, açılım diye masal okuyanları gözden
geçirmesi gerekecektir…
HDP Eş Genel Başkanını Figen Yüksekdağ’ın; “ Sırtımızı
Ypg’ye, Yjp’ye ve Pyd’ye yaslıyoruz” laflarını bir kenara not ediyor ve diyoruz
ki: “ Sırtımızı
2000 Yıllık Türk Tarihinin Şerefli Sayfalarına ve 1000 Yıllık Kürt-Türk
Kardeşliğine dayandırıyoruz.” Kürt ve Türk Halkının 1000 yıldır beraber yaşadığı Anadolu
toprakları üzerindeki şahsi emellerinizin ve üst aklınız olanların hayalleri
ile yetineceksiniz. Necip Türk Milleti Devleti ile bütün bu kahpeliklerin de
üstesinden cesaretle, metanetle ve birlik içinde gelecektir. Bu da böyle
biline!…
Sağlıcakla Kalın…