Güneydoğuya milyonlar değerinde yatırım yap,
Kürtçeyi serbest bırak,
Şehir adlarını Kürtçeye çevir,
Kürtçe radyo televizyon kurdur,
Demokratikleşme adına pervasızca konuşmalara göz yum,
Habur’da devlete meydan okut,
Çadır mahkemelerinde teröristi serbest bırak,
Türk’e ve Türk Devletine sövenle otur şarkı söyle,
Hainlerle el ele tutuş.
Açılım, Çözüm adına ne istedilerse veren siz değilmiydiniz?
Hendek kazanlar,
Uykudaki polisleri şehit edenler,
Yol kesip haraç toplayanlar,
İş makinesi yakanlar,
Şantiye basanlar,
Pazar yerinde askeri eşinin yanında kurşunlayanlar,
Askeri ve eşini çapraz ateşe alıp askeri şehit edenler,
Öz savunma birlikleri kuranlar,
Sizin çözüm ile şımarttıklarınız değil mi?
Ve nihayet bu bölücü terörist
yamaklarının meclise girdikleri yetmiyormuş gibi şimdide seçim hükümeti adı
altında bakan yaptılar.
7 Haziran seçimlerinin sonuçlarından
memnun olmayanlar seçimin hemen ardından
yeni bir seçim için tutturdular. Seçim İsteruz, Seçim isteruz….
Evet, istediği oldu hükümeti
kurmak için aldığı görevi başarı ile hükümet kurmadan geçiren Davutoğlu 45
günlük tiyatrodan sonra hiç kimseye koalisyon teklif etmeden geçirdi.
Nihayet seçim kararı alındı. Seçim
hükümeti kuruldu ve maalesef PKK işbirlikçisi bir partinin temsilcileri bu
ülkede hükümet üyesi oldu. Bakan oldular. AKP’nin uzlaşmaz tavrı, siyasi
iktidar hırsı, başkanlık hırsı için.
Seçim hükümeti oluşturmak için
milletvekillerine nokta atışı bakanlık teklifi ahlaksız bir teklif değil mi?
Milliyetçi Hareket Partisinden ise
maalesef Yıldırım Tuğrul Bey bu teklifi kabul etmiştir.
Güneş motel olayının değişik bir
versiyonu değil mi?
Maalesef AKP’ye garnitür oldu.
Bakan olup adam olmayanları gözümüzle gördük böylece.
Şimdi sormak lazım; Başbuğ’un
mezarına ibrikle su döken eller milliyetçiliği kullanmıyorlar mı?
Ülkücüler gereğini yaptılar ve bu
sakat zihniyetlerin kirlettiği Başbuğ’un mezarını gülsuyu ve zemzem suyu ile
yıkamışlardır.
Başbuğun adını bir üniversiteye
vermeyenler, Kırıkkale’de Alparslan Türkeş Bulvarının adını değiştirenler,
utanmıyorlar mı?
Milliyetçiliği ayaklar altına alan
zihniyet hiç utanmıyor mu?