Yüzyıllardır tarih boyunca her zaman güç savaşları
olmuştur. Bu güç savaşları sonucunda da insanlar kimi zaman dini ve mezhebinden
dolayı, kimi zaman ise toprak savaşları nedeniyle yapılan zulme ve baskılara dayanamayarak yerinden yurdundan ,ailelerinden
akrabalarından ayrılmak , vatanını terk etmek zorunda kalmıştır.
Mülteci, muhacir,
sığınmacı ya da göçmen olarak adlandırılan tüm bu insanların yaşadığı acıları,
zorlukları, yaraları hiç düşündünüz mü ? Bir kerecik kendinizi onların yerine
koymayı dener misiniz lütfen! Kendi vatanlarında karşılaştıkları zulümlerin
yanı sıra yeni yaşam mücadelesi için yaptıkları zorlu ve meşakkatli
yolculukları var birde… Belki bir kamyon
kasasında saatlerce havasız kalarak , belki tıklım tıklım dolduruldukları bir
teknede yürekleri ağızlarında yaptıkları bilinmeyene yolculuk…Başlarına neler
geleceğini bilmeden, sonları ne olur korkusuyla yaptıkları umut yolculuğu…Ne
yazık ki bu yolculuklar bazen felaketle sonuçlanabiliyor. Tıpkı en son yaşanan
olay gibi. Minik Aylan’ ın kıyıya vurmuş cansız bedeni belki hepimizin
insanlığımızı tekrar sorgulamamızı sağladı. İçinde bulundukları savaştan
canlarını kurtarıp yeni bir yaşam mücadelesi vermek için çıktıkları bu
yolculukta ölümün kıyısının tamda
kendilerinin olacağını bilemezlerdi…
Bu olaylar sadece
onların değil tüm insanlığın olayıdır aslında. Bizler başta bu insanları
yerinden yurdundan eden zalimlere kızıyoruz sonra bu sığınmacıların ülkemize
aldığı için devlete kızıyoruz daha sonra
iyi niyeti suiistimal eden bazı mülteciler yüzünden hepsine kızıyoruz. Yani
anlayacağınız ne doğru ne yanlış düşünmeden, bilmeden her şeye kızıyoruz.
Unutmayalım ki yüzyıllar öncesinde Peygamber Efendimiz de Mekke’den Medine’ye göç etmek zorunda
kalmıştı. Ama Medine Efendimiz(S.A.V)’e ve diğer Müslümanlara kucak açmış, bağrına basmıştı. Dün
Resulullah’a reva görülen mültecilik
bugün çevremizdeki insanlara da gösterilmektedir. Yarın bizlere de
gösterilmeyeceği ne malum… Bu durumda mülteciler kadar onları karşılayanlar ve
onların tavırlarda önemli. Elbette bizler kanımızın son damlasına kadar
vatanımız için savaşırdık ama zaman ne gösterir bilinmez tabi.
Hepimizi etkileyen
Aylan Kurdi olayından sonra belki de içinde yaşadığımız bir vatanımız ,
gölgesinde barındığımız bir bayrağımız olduğu için şükretmeliyiz. Allah kimseyi
yerinden yurdundan etmesin. Dilerim ki Rabbim bu aziz vatanın bekasının
bittiğini, bu yurdun bayrağının indiğini ve ülkemizin bölündüğünü bize
göstermez.