Bu
hafta malumu olduğunuz üzere 12 Eylül hükümet darbesinin yıldönümü idi. Hani
hatırlarsınız komünist tehlikeye karşı vatanını, bayrağını savunduğuna inanan ülkücülerin
zindanlarda işkence yapıldığı, suçlarının sadece vatanı savunmak olan gençlerin
yıllarca yusufiyelerde ömür tükettikleri gün.
İşte
o günlerde vatan evlatlarının birbirine düşürüldüğü artık şimdi açıkca ortaya
çıkmıştır. Aynı silahla öldürülen solcu ve ülkücü gençler maalesef birbirlerine
düşürülmüştür.
Emperyalistlerin
klasik oyunudur bu. Milleti böl birbirine düşür “memleketin kaymağını sen ye”
tıpkı Irakta hem suni hem şii camilerinin aynı elle bombalandığı gibi.
Geçen
gün de yine bu görüntü ülkemizde yaşandı. Bir genç hem de aynı tişörtle
ülkücüler arasında hem bozkurt işareti
yapıyor, arkasından başka bir grup arasında zafer işareti yapıyor. Amaç hep
aynı provakosyonla ülkeyi birbirine düşürmeye çalışıyorlar.
Hala
oyunlar oynanıyor. Dağlıca ve Iğdır ‘da ki hain saldırılardan sonra Türkiye
neredeyse ayağa kalkmış adeta Türk Milleti “ intifada” başlamıştır. Ay yıldızlı
bayraklarda süslenen balkonlardan sonra, ortak paydası milli birlik ve
beraberlik olan herkes sokaklara dökülmüş demokratik protesto hakkını
kullanmıştır.
Bu
protestoların arkasından bir gizli el olayları büyütmeye başlamış, özellikle
Kırıkkale’de doğu otobüsleri taşlanmış bir çok tatsız olay yaşanmıştır. Bu
taşkınlıkların ülkücülere mal edilmesi hedeflendiyse de bazı “oyun
kurucularının” şer odaklarının oyunları tutmamıştır.
Ülkücülere
iftiranın boşa çıkmasını sağlayan da özellikle MHP Kırıkkale il teşkilatı
olmuştur. Önce İl Başkanı Erdal Baloğlu
ve Milletvekili Seyit Ahmet Göçer Doğu otobüslerine Kırıkkale’de lokum ve
karanfil ikram ettiler. Bu hoş tavır karşısında otobüsteki doğulu
vatandaşlarımızda çok memnun oldular.
Erdal Baloğlu, Başbuğ Alparslan Türkeş’in de dediği gibi “Ben ne kadar Türksem o kadar Kürtüm; siz ne kadar Kürtseniz o
kadar Türksünüz..” etle tırnak gibi olmuşuz diyerek samimi
duygularını dile getirmiştir.
Arkasından
Milletvekilimiz Seyit Ahmet Göçer Arpalık çukurunda oturan doğulu
hemşehrilerimizi ziyaret ederek “bu ülkenin ve sizlerin teminatı biziz” diyerek
Türk Kürt kardeşliğinin önemi bir kez daha vurguladı. Sağduyulu çalışmaları ve
hizmetlerinden dolayı her ikisine de ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Bu
da bize gösterdi ki bu ülkeyi kimse bölemeyecek her türlü kirli oyuna karşı bu
millet asaletini, ferasetini koruyarak kardeşliği yüceltmek için elinden geleni
sonuna kadar yapacaktır.
Çünkü
Kürt Türk kardeş, eş, kayınço, bacanak, enişte, gelin, damat, teyze, dayı
olmuş, etle tırnak olmuş, aynı havanın, aynı toprağın, aynı suyun insanı
olmuşlardır.
Allah’ı
bir, vatanı bir, peygamberi bir, kitabı bir, tarihi bir insanların birbirinden
ayrılmasına da imkan yoktur.