Günümüzde iş’ ten - iş’ sizlikten
- çalışmaktan bahis açıldığı zaman, genellikle söylenen söz, iş yok, işsizlik
var denilmektedir.
Öbür taraftan da işletmelerimize
baktığımız zaman, en küçük KOBİ işletmelerinden
tutun da, en büyük çok ortaklı şirketlere
kadar hemen hepsinin ortak derdi, çalıştıracak işçi veya eleman bulamamak ve
işten anlayıp çalışmak isteyen olmadığından bahsedilmektedir.
Elemen aranıyor ilanlarına
yapılan müracaatları incelediğiniz zaman, karşınıza çıkan enteresan durumlara
bakınca şaşırmamak elde değil!
Sözüm ona iş arayanların çok
kereler ilk sordukları ( - Ne kadar para
veriyorsunuz?) ya da (- Ne iş
yapacağım? ) oluyor! Oysaki ilk soruyu iş müracaatı yaptığı o işyerinin
yetkilisinin sorması veya söylemesi, necisin – ne yaparsın diye bilgi alması
gerekir!
Yani terslik daha ilk baştan
buradan başlıyor. Müracaatçıların bu densizliğine alışmış işyerleri, durumu
ister istemez hoş karşılayıp, eleman alımıyla ilgili klasikleşmiş sorulara
başlıyor. Soru guruplarına göre müracaatçıları üç gurupta topladığımızda;
Birinci gruptakilerde; tahsilden tahsil yok, bilgiden bilgi yok, tecrübeden
tecrübe yok. Velhasıl yok oğlu yok. Ama iş paraya gelince de ( - Ne kadar para veriyorsun?) !
İkinci gruptakiler; tahsil var mı? ( - Lise ), tecrüben
var mı? ( - Yok! ), Peki, ne iş yaparsın?
( - Her işi yaparım! ). Şimdiye
kadar ne iş yaptın? ( - Hiçbir iş
yapmadım! ). Her işi yapan adam zaten hiçbir iş yapamaz! Şimdi sen işveren
– iş sahibi olarak bunlara ne der ve ne yaparsın?!
Üçüncü grup; Bunlara soracaklar diğerlerinden biraz farklı. Tahsilin? ( - Üniversite ‘’2
veya 4 yıllık’’ önemli değil. ), Bilgisayar
bilgisi? ( - E biraz kullanıyorum veya birkaç program biliyorum. ), Yabancı dil durumu (yazar – okur – konuşur -
tercüme düzeyi)? ( - Sadece okuldaki bilgi! ), İş tecrübesi? ( - Mezun oldum ve askere kadar iş arıyorum veya
askerden yeni geldim ve bir yerde çalışmadım, iş öğreneceğim!), Branşına göre ek eğitim durumu (işletme – muhasebe
– pazarlama - vs.)? ( - Bu sorduklarınızın hiçbirisi yok! ).
Düşünün ki bir işletme
sahibisiniz, imalat – ithalat – ihracat gibi konularla uğraşmaktasınız. İş
yerinizde de yetişmiş eleman ihtiyacınız var ve personel arıyorsunuz. Gelen
müracaatlardan çıkan sonuç, yukarda üç paragrafta sunduğumuz gibi! Buyurun
seçin ve karar verin.
Bizim gençlik yıllarında
eleman aranıyor ilanlarında, mesela sadece mühendis - doktor veya muhasebeci
vs. aranıyor diyordu. Başkaca bir açıklama ve bilgiye ihtiyaç duyulmuyordu. Bu
zamanla mesela ODTÜ – İTÜ – Boğaziçi Mezunu mühendis veya muhasebe – işletmeci veya İst. Tıp mezunu doktor şeklinde aranmaya
döndü.
Devam eden zaman sürecinde
bu üniversite isimlerine ek olarak yabancı dil ve ek ihtisas branşı eklenmek
suretiyle, icabında iki – üç kişiye yaptırılacak işin, daha az personel ve daha
çok ücret ile çalıştırılması şekline dönüşmüş oldu.
Yani bir mühendis için
ayrıca bir veya iki yabancı dil aranmakta. Veyahut ek ihtisas branşı olarak
işletmecilik veya işyerinin durumuna göre ek olarak pazarlamacılık ihtisası
aranmaya başladı.
Değişen ve gelişen çağa ayak
uydurabilmek için, kişinin sürekli kendisini yenilemesi ve geliştirmesi
gerekirken, adeta diplomalı cahil olarak hayattan bir şeyler beklemek, en hafif
tabiriyle saflık olur.
Böyle bir durumda da iş yok
demek veya iş bulamamaktan daha doğal ne olabilir? Oysaki kişinin kendisini
geliştirip yetiştirmesi gerekir. Bunu başardığı sürece de işsizlik diye bir
durum söz konusu olmaz. O takdirde tercih hakkı kendi uhdesinde olur.
Tavşanın dediği (o bağ olmazsa öbürü olur) misali,
dilediği ve istediği yerde çalışma sağlar. Velhasıl iş bilen ve çalışmak
isteyen için memlekette iş çok ama çalışmak isteyen yok!
* * * * *
*(Taşı
delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir. ‘’Anonim’’)
*(Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bakmak gerekir.
‘’Pitırgrelli’’)
*(Kazananlar engellerin arkasındaki fırsatları, kaybedenlerse
fırsatların önündeki
engelleri gören kişilerdir. ‘’B. T. Sasık’’)
*(Çok dinleyip az konuşmamız için iki kulağımız ve bir dilimiz vardır.
‘’Diyojen’’)
*(İşler asla zor değildir. Yeter ki onları küçük parçalara bölebilelim.
‘’Henry Ford’’)
* * *
05
Ekim 2015 - Pazartesi / 23. 00 – KIRLANGIÇOĞLU OKTAY.