Bu
kısa sürede ülkemin maalesef bir dayatmaya mecbur bırakıldığı ve seçime
zorlandığını ve milletin iradesinin adeta hiçe sayılarak seçime zorlandığını
daha önceki yazılarda belirtmiştim.
Hani bazen olaylar olduğunda artık
yapacak bir şey kalmadığını beyan etmek için “ olan oldu “ deriz ya işte öyle
olan oldu.
Seçim yapıldı ve bu yazıyı
yazdığımda doğal olarak henüz seçim sonuçları belli değildi.
Seçim yapıldı ve muhtemelen şimdi
sizlerde bu yazıyı ol-kurken sonuçları biliyorsunuz.
Tek başına bir parti eğer çoğunluğu
sağlamış ve hükümeti kurma görevini almışsa mesele kalmamıştır.
Eğer tek başına almışsa bir parti
geçmişteki tüm didişmeleri ve söylemleri bir kenara bırakmış olmalı ve tüm
ülkeyi kucaklamalı ve tüm ülkenin hükmetti olduğunu balkon konuşmasında yapmış
olmalı.
Artık sadece ülkenin bekası için
çalışacağını beyan etmeli ve bu yolda adımlar atarak milletin kasında ki soru
işaretlerini gidermelidir. Birlik ve beraberliğin sağlanması için çalışacağını
deklare etmesi gerekmekte.
Eğer millet bir önceki seçimden
farklı bir şey düşünmemiş ve bu yolda kararını vermişse işte o zaman tüm
partilere büyük iş düşüyor.
Artık sen ben kavgası kesinlikle bir
kenara atılmalı ve herkes taşın altına elini değil gövdesini koymalıdır.
Ben büyük partiyim benin dediğim
olacak anlayışından uzak ve sadece ülke gailesi düşünülerek en uygun
birlikteliğin nasıl olabileceği üzerinde kafa yormalı ve bu yolda adımlar
atmalıdır.
Muhalefetin ise bana koalisyon
teklifi ile gelmedi ki ben koalisyon isteyim anlayışından uzak düşünmeli ve ben
koalisyon istiyorum kardeşim bu halk bana bu görevi vermiş ve ben bunu
yapacağım düşüncesinde olmalıdır.
Başta şartlar koyup bunlar olmazsa
olmaz anlayışı ise asla doğru değildir. Bir araya gel ve hükümeti kur diyen
milletin sözünün üstüne söz koymamalıdır. Tabi olarak ülke yönetimi ile ilgili
düşüncesi olacak, planı olacak, programı olacak hatta ilkeleri de olacak ama bu
işi ortada bir yerlerde buluşarak yapmak zorunluluğunda olduğunu bilecek.
Hele bu devletin içinde meşru
şekilde siyaset yapıp parlamentoya girecek partinin terör gibi gayri nizami
şekilde örgütlerin esiri olmadığını göstermesi gerekenler ise ayrıca ve daha
dikkatli olmak zorunda.
Kısaca vatanın birliği ve beraberliği
ve bu milletin birlikte yaşamasının önüne geçme gayretinde olan her türlü
paralel üçgen kare yâda terör gibi yapılanma ile her parti arasına mesafe
koymalıdır.
Genel de böyle iken yerelde de
seçime giren adayların mutlaka artık birlik içinde olduğunu göstermesi
lazımdır. Seçime girerken nasıl sen ben yok memleket var Kırıkkale var dendiyse
seçimden sonra da aynı çizgi devam ettirilmelidir. Öyle bir vekillik yapılmalı
ki kendi partisi değil muhalefet ona helal olsun işte vekil böyle olur demeli.
Galiba bunun ilk adımı da bugünden tezi yok muhalefet partilerini ziyaret
ederek seçime rakip olarak girdikleri vekil adaylarını basının ve halkın önünde
kollarını galibiyet şeklide kaldırmak olmalıdır.
Emin olun bunu yapan kazanmış vekil
gerçek anlamda milletin vekili olduğunu gösterir ve gerçek manada kazanan olur.
Sonucunu şuan da benim bilmediğim
ama sizin bu yazıyı okurken bildiğiniz seçim ülkeme birlik ve dirlik getirsin.
Selam ve dua ile…