Geçtiğimiz hafta içerisinde ‘’TÜRKOCAĞI ŞUBESİ’’ tarafından
organize edilen ve ‘’KALE MEDYA ‘’
nın konferans salonunda gerçekleştirilen bir istişare toplantımız oldu.
Toplantının konusu Kırıkkale’ ye bir ‘’ŞEHİR MÜZESİ’’ yapılması idi.
Toplantının şeref misafiri de şehrimizin yetiştirdiği, ‘’HOCA AHMET YESEVİ VAKFI’’ nın
kurucusu ve başkanı, hemşerimiz Sayın Erdoğan
ASLIYÜCE idi.
Muhterem hemşerimiz ve kıymetli
arkadaşım Sayın ASLIYÜCE; yılların
birikimi olan elinde topladığı bölgemize ait tarihi eserleri, kendi eliyle ve
gözü görürken, şehrin eksiği olarak değerlendirdiği bu materyalleri bağışlamak
istiyor.
Bu vesileyle de şehirde bir ‘’MÜZE’’ nin oluşmasının sağlanması
uğrunda takdire şayan bir mücadele veriyor. Konuyla ilgili olarak şehrin ileri
gelenleriyle de görüşmelerde bulunuyor.
Sayın ASLIYÜCE’ nin bu asil çabası bana,
aylar önce ‘’MKE’’ ile ilgili yazmış
olduğum bir yazıma çağrışım yaptırdı. O satırları aynen buraya alıyorum:
(31 Ağustos 2015 tarihli KALEHABER
‘’MKE Lojman ve Sosyal Tesisleri‘’ yazımın son üç paragrafını aktarıyorum):
‘’……. (Bu noktada ben şahsen
şunu belirtmek istiyorum. Yarım asrı geçen bir yaşam zamanını geride bırakmış
olduğum bu şehrin kuruluş tarihine şahitlik eden, gelecek nesillere nereden
nereye gelindiğinin belgeseli niteliğini taşıyan bu binalarımızın hiç değil
bazılarının, geçmişimizi geleceğe taşıması amacıyla ‘’MÜZE’’ tarzında muhafaza edilmesi görüşümü,
buradan kamuoyu ile paylaşmak isterim. Gerçi ilk yapılan lojmanlardan bugün
eser kalmadığını ilk paragrafta üzülerek yazdım.
Bu bağlamda şu anda otopark olarak kullanılan Adliye karşısındaki yerin
bir köşesine, o ilk yapılan iki katlı ve çift taraflı binanın bir maketi (eski
resimlerden) yapılabilir. Ama hiç değilse mevcutlar içerisinden birkaçı
ayrılabilir. Kaldı ki bu yerler aynı zamanda Belediyenin çeşitli sosyal amaçlı
çalışmalarına mekân sahipliği yaparak ta değerlendirilebilirler.
Günümüzden şöyle 30 – 40 sene gerilere doğru gidelim. Günümüz
gençliğinin öyle pek te bilemediği ve bizlerin de nereden nereye geldiğimizin
bir belgesi olması hasebiyle bu açıklamayı yapmaya kendimi borçlu addettiğim
içim yazıyorum. Saygılarımla,) ‘’
Bu yazımın
ağırlık noktası MKE ve Lojmanların akıbetiyle ilgili oluşundan, bu satırları
kaleme aldığım ana kadarki okunma değeri (5240
kişi) olarak görünmektedir.
Bir şehrin günümüzden geriye dönük yarım asırlık tarihine şahitlik
edeceği düşüncesiyle yazılmış olan bir makalenin üç aylık okunurluğu, aynı
şehrin spor kulübüyle ilgili bir yazıyla kıyasladığın zaman, üç günlük
okunurluk değeri bunun iki katına tekabül ediyorsa eğer, burada düşünülmesi
gereken bir çarpıklıktan bahsedilmesi gerekir diye değerlendiriyorum!
Bunu yazarken de sakın ola spora karşı olduğum düşünülmesin, zira
gençliğinde spor-atletizm yapmış bir kişiyim. Sporla ilgili yazıyı hazırlayan
genç kardeşimizi de bu vesileyle kutlarım.
Benim üzerinde durmak istediğim nokta, bu şehre bu zamana kadar gelmiş –
geçmiş bilcümle ister atanmışları isterse seçilmişlerinin ne derece hizmet
ettikleridir. Suya sabuna dokunmadan günümü doldurayım, gelen ağam – giden
paşam gerisi önemli değil demek değildir! Buna, adına (STK) Sivil Toplum Kuruluşu denilen şehrin ileri gelenleri de
dâhildir!
Bahis mevzuu sürenin geriye doğru bir analizi yapılarak, bu süreç
içerisinde göreve gelen veya seçilenlerin bir istatistiğinde bunun
değerlendirmesi yapılıp, hizmet süreci içerisinde hizmet mi yapmışlar, yoksa o
hizmete ihanet mi etmişler! Bunun gözlemlenmesi gerekir.
Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz demiş atalarımız! Dolayısıyla kim
gerçekten hizmet etmiş, kim lâfla peynir gemisi yürütmüş bir bakalım görelim!
Ne zaman ki, mangalda kül bırakmayanlarla veya başkalarının sırtından rant
sağlayanlarla bir yere varılamayacağını öğrenirsek, işte o zaman…..
Şahsi gayretleri ve birikimleriyle bu şehre hizmet etmek – bir şeyler
vermek için mücadele eden ve değil elini, gövdesini taşın altına koyanlara, yapmak
istediği veya yapmayı düşündüğü ile ilgili olarak; (- Sana mı düştü? – Senden
başkası yok mu? – Başka işin mi yok?) tarzında tavır – hareket ve
davranışlar gözlerden kaçmıyor!
Sayın ASLIYÜCE’ nin de bu
bağlamda karşılaştıkları ve yaşadıklarını tahminde yanılmadığımı zannediyorum.
Zira yaşadığı şehre hizmetin bedelini, dahası olmayan bir şekilde (zamanı itibariyle) ödemiş bir işletme sahibi
olarak yaşadım ve yazıyorum!
*
* *
N O T:
Yıllar önce bir okuyucu dostum tarafından kaleme alınmak suretiyle bana
hatıra olarak verilen, çoğunun kaynağı hakkında bilgi sahibi olmadığım
tavsiyeler olup, okuyucu dostlarıma bir şeyler verebilirse, kendimi bahtiyar
sayarım. 21. 11. 2015 – Cumartesi / 23. 00 – KIRLANGIÇOĞLU OKTAY.
* * *
* Yaşamımız süresince birçok rastlantılarda kazanırız veya kaybederiz.
* Gördüğümüz – duyduğumuz ve karşılaştığımız
örneklerle kendimize bir yol çizeriz.
* Yeter ki, yaşantımızla, insanlığımızı
öğretenlere layık olmayı bilelim.
* Ve bize örnek olanlara gurur verelim.
* Uğraşlarımızı onurlu konulara verip
benliğimizden utanmayalım.
* * *
* (Fâsık idarecilerle düşüp kalkma! ‘’Abdülhâlik Cündevâni
Hazretleri’’)
* (Herkes şefkat gözüyle bak ve kimseyi hakir görme! ‘’Abdülhâlik
Cündevâni Hazretleri’’)
* *
* * *