Adeta bir kavram kargaşası yaşanıyor
günümüzde. Kimin haklı – kimin suçlu olduğunun tam ve net bir şekilde
anlaşılamadığı gibi, kim mes’ ûl yani sorumlu – kim değil, bir türlü doğru
dürüst açığa çıkmıyor! Neticenin netleşmesi için de gün akşam oluyor.
Geçtiğimiz hafta başında şehrimiz
Millet Caddesi İstasyon mevkiinde bir trafik kazası oldu! Bu kaza ile ilgili
spekülasyonlar halk arasında devam ediyor. Yok, fren patlamış - yok çok
süratliymiş – yok ikinci servisi yapıyormuş veya ikincisini yetiştirmek için
sürat yapmış – yok kavşaktan yeşilde geçeceğim diye hızlanmış, vesaire –
vesaire…
Durum ve şekil ne olursa olsun, ortada
bir kaza var ve sonucu ne olursa olsun, bu olayın bir başlangıcı söz konusudur.
Üretilen senaryolardan hangisi gerçek ve geçerli olursa olsun, şu anda (yazıyı
hazırladığım zaman diliminde), yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren bir
yavrumuz var! Bu vesileyle ağır yaralı olarak yatan yavrumuza Cenabı Allahtan
acil şifalar, endişeli ailesine geçmiş olsun dileklerini iletmeyi bir borç
bilirim.
Tekrar ediyorum; hiçbir kuvvet ve kişi,
durum ve şart ne olursa olsun, herhangi bir başkasının yaşam hakkı üzerinde
kumar oynama hak ve yetkisine sahip değildir! Hele ki topluma toplu olarak
hizmet etmek üzere yola çıkanların bunu çok daha iyi bilmeleri gerekir.
Bir konu ile ilgili olarak, kurallar –
kaideler – kanunlar ihdas edilip uygulamaya konuluyor. Ama bizler işimize
geldiği gibi hareket etme alışkanlığından bir türlü vaz geçemediğimiz için,
yapılması gerekenleri sulandırmakta gecikmiyoruz. İşin içine birde ahbap –
çavuş ilişkisi girdimi gerisi geliyor.
Ondan sonra da ne oldu –
kaza oldu! Olur, tabii başka ne olmasını bekliyorsun ki!
Burada kazanın analizini yapacak değilim.
Ama ortada bir gerçek varsa o da, bu ve benzeri olaylar olmadan önce, bu ve
benzerlerinin ilgili mevzuatlarının incelenerek, ondan sonra oluşan olayın
değerlendirmesinin yapılması gerekir düşüncesindeyim.
Yani bir aracın Okul veya İşyeri servisi
olabilmesiyle ilgili ayrıntıdan başlayıp, sürücüsünün yeterlilik şartlarına
kadar her şeyin incelenmesi ve sonucun ona göre değerlendirilmesi gerekir. Bu
konunun ayrıntılı detayına girmiyorum.
Burada bir tekerlemeyi zikretmeden
geçemeyeceğim: ‘’Bu yel böyle eserse, bu makas ta böyle keserse, ne sakal koyar ve
nede bıyık!’’ İşte o misal bu olayda inşallah sorumlular gerekli dersi
alırlar da, hiç değilse tekerrürünü önlemiş olurlar.
Bu sorumlular da kim derseniz eğer,
Servisçiler Odasından başlar, Belediyeden, Milli Eğitim ve TÜV’ den Emniyete
dayanır! Bunun gerekçelerini de bilmiyorlarsa öğrensinler! Hiç kimse vatandaşın
kanı üzerinden kazanç sağlayamaz!
*
Yine trafikle ilgili bir diğer durumu
burada zikretmeden geçemeyeceğim. Bu haber de ‘’Kale Haber Gazetesi’’ nde müteaddit kereler gündeme geldi. Şahsen
‘’İş Güvenliği Uzmanı’’ falan da
değilim. Ama ‘’görünen köy kılavuz istemez’’ diye bir atasözümüz vardır.
İşte bu açıdan ve vatandaş sorumluluğuyla yazıyorum, kimsenin burnu kanamasın
istiyorum.
Geçtiğimiz haftalarda inşaatı başlayan,
kırktan fazla ilin geçiş güzergâhı üzerindeki, adı ‘’ölüm kavşağı’’ na çıkmış olan şu meşhur ‘’Terminal – Podyum Kavşağı’’ ndan bahsediyorum.
Geceli – gündüzlü on binlerce aracın
geçmiş olduğu, yaklaşık yüz elli metrelik yol mesafesi üzerinde yirmi dört
saat, gerek kazı - gerek kaynak ve gerekse sair türden çalışma yapılıyor.
Ama tüm bu çalışmalar tamamen açık
alanda gerçekleştiriliyor. Ne bir bariyer, ne bir perde paravan ve ne de
koruyucu bir önlem görmek mümkün değil! Dostlar alış – verişte görsün
kabilinden sözüm ona bir güvenlik bandı gerilmiş o kadar! Hani yani yok
demesinler diye!
İşin ilgili – bilgili ve dahi
yetkilileri. Yani İş Güvenliği Uzmanı değiliz dediysek, kusura bakmayın da, bu
kadarını bilmek için uzman olmak gerektiğini bilmiyorum!
‘’Araba devrildikten sonra yol gösteren çok
olurmuş!’’ derler ya o misal olmadan. Çünkü demiştim demekten nefret
ederim. Önümüz kış, yarınlarda bunun yağmuru – çamuru, karı – kışı var.
Maazallah ufacık bir kaza zuhur ederse eğer, trafiğiydi ilk yardımıydı derken,
orada oluşacak araç kuyruğunun bir ucu Köprübaşına öbür ucu da Hasandede ye
dayanır! Şehir içi trafiğinde oluşacak curcunada cabası.
Kavşaktaki çalışmada elektrikler kesik
olduğundan dolayı sinyalizasyon sistemi de çalışmıyor. Hal böyle olunca
trafiğin koordinasyonunu yürütmek üzere 24 saat trafik polisi bulunması zorunlu
hale gelmiş oluyor.
Daha önce sinyalizasyonla yönlendirilen burada,
böyle bir durumda sürekli olarak trafik ekibi konuşlandırılması, İl Emniyet
Trafik kadrosunun personel yeterliliği açısından hangi ölçüde mümkün olur bu
tartışılır. Fakat netice itibariyle sağlıklı bir trafik akışının sağlanması
bakımından, makul ve objektif bir çözüm şarttır.
Kazasız, sağlıklı ve huzurlu nice
günler dileklerimle saygılar sunarım.
* * *
* (UNUTMA! Uyulan her trafik kuralının
bir sebebi,
uyulmayanın da bir
bedeli vardır!)
* (Karayolu kural yolu, uymayanın hazin sonu!)
* (Trafikte bir hata yüz doğru götürür!)
* (Görünmez kaza dediğin, senin
görmediğindir!)
* (Son cümleniz ‘’bana bir şey olmaz’’ olmasın!)
* (Kazanın büyüğü ihmalin küçüğü ile başlar!)
* *
* * *
24. Kasım. 2015 – Salı / 23. 30 – KIRLANGIÇOĞLU OKTAY.