Yer yine Ankara ve konu yine trafik. Çok değil daha
bir ay önce ATO’ nun Kongre Salonunda 12 – 14 Kasımda
gerçekleştirilen ‘’6. Karayolu Trafik Sempozyumu’’ nu üç gün izleyip, arkasından
da değerlendirmeleri (17 Kasım tarihli ‘’Bir Sempozyumun Ardından’’)
başlıklı yazımda kaleme alıp, görüşlerimi sizlerle paylaşmıştım.
Bu
defaki Trafik Sempozyumu Gazi Üniversitesi ve ATO’ nun ana sponsorluğuyla 7
– 8 Aralık’ ta The Green Park Hotel’ de gerçekleştirilen ve iki gün
devam eden, (Sürdürülebilir Ulaşım İçin Yol ve Trafik Güvenliği ‘’ROTRASA’’
Road And Traffic Safety Congress For Sustainable Transportation) kongresi
oldu.
ROTRASA
Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hülagü KAPLAN (Gazi Üni. Trafik
Planlama – Uygulama ABD. Başkanı) açılış konuşmasını müteakiben sırasıyla, ATO
adına Erdoğan YILDIRIM, U. D. H. Bakanlığından Fatih TURAN ve G.
Ü. Rektörü Prof. Dr. Süleyman BÜYÜKBERBER birer konuşma yaptılar.
Hülagü
Hoca; ROTRASA’ nın kuruluş başlangıcından itibaren günümüze
gelene kadarki süreci ve gelecekteki projeleri hakkında bilgi verirken, şimdiye
kadar ulusal olarak gerçekleştirilen bir kongre olduğunu, kısmet olursa
önümüzdeki yıldan itibaren de uluslararası düzeye taşınmasına yönelik çalışmalar
yapılması gerektiğini belirtti.
Erdoğan
YILDIRIM; Ulaşımın 4 unsuru olan (Kara – Hava – Deniz –
Demiryolu) nun Ankara da üçünün mevcudiyetine yönelik, Ankara’ nın direkt yurtdışı
uçuşlara açılmasıyla İstanbul’ un yükünün hafifleyeceğini, bu vesileyle de
Cumhuriyetin Başkentinin Ulaşımın da Başkenti olacağını bildirdi.
Fatih
TURAN; ATO temsilcisinin talebinin değerlendirileceğini, otoyol
ağının sürekli arttığını, bakanlık bünyesindeki çeşitli değişik genel
müdürlükler (DAHMİ – Limanlar – Demiryolları – VS.) ve kent içi raylı sistemler
projelerinin ayrıca, tüp geçit ve yerüstü projeleri ile çeşitli büyük şehirlerdeki
metrolarla ilgili çalışmaların devam ettiğinden bahsetti.
Süleyman
Hoca; Rektör olarak kendisinin hekim olmasından dolayı bu konunun direk
içinde olmadığını, fakat Genel Müdür Fatih TURAN’ ın verdiği bilgilerden
fevkalade etkilendiğini, üniversite olarak ulaştırmayla ilgili çok değerli
çalışmalar yapıldığını, bunun da devam edeceğini belirtti.
Konuşmalardan sonra bu çalışmalarda emeği geçenlerin plâketlerinin
takdimi gerçekleşti. Sempozyumun sekretaryasının başında bulunan Yrd. Doç.
Dr. Hayri ULVİ (Kentiçi Ulaşım Teknoloji Araştırma Merkezi ‘’KUTEM’’
Müdürü) plâketini Hülagü Hocanın elinden aldı.
Kongre,
ülkemizin yaşam kalitesi ölçütlerinde en zayıf olduğu, ciddi insan ve maddi
varlık kaybı verdiği, elde edilen teknolojik ilerlemeye rağmen bunun
yansıtılamadığı, yol ve trafik güvenliği konusunda, yaşam kalitesini
yükseltecek ilerlemenin, sürdürülebilir ulaşım kapsamında sağlanması vizyonu
ile ulusal kongre olarak gerçekleşmiştir.
Kongrede
250 dolayında akademisyen, ulaştırma – trafik sahasında çalışan
uygulayıcılar, 10 ayrı oturumda bildiri sunumları ve tartışmaları, Pendik
– 1 ve 2 ile dönüşümlü Taksim Salonlarında gerçekleşti.
Ulaşım planlarını; kentiçi otobüs – minibüs – taksi – tramvay –
hafif raylı sistem ve metro gibi raylı ulaşım türlerinin bütünleşememe
sorunlarını; akaryakıt taşımacılığı gibi tehlikeli madde taşıma cılığını
ve ulaşım lojistiğini; engelliler, engeller ve erişebilirliği;
kentlerde bisiklet kullanımı, imkân ve problemleri ile tartışıldı.
Bugüne
kadar yapılmış yol ve trafik güvenliği ile ilgili kongrelerden farklı olarak,
bu kongrede engelli ve egeli olmayan herkesin eşdeğer olarak istediği yere
erişebilirliğin problem ve imkânları, kentlerde bisiklet kullanımının ve
bisiklet için düzenlemelerin problem ve imkânları, taşıt ve sürücü konularına eşdeğer
olarak gündeme getirildi.
Diğer
bir farklılık üniversite öğrencilerine kongre ortamında verilen yer ve ilgi
oldu. Üniversite lerin öğrenci bisiklet topluluklarından katılım ile bisiklet
kullanımı ve problem – imkânları paneli düzenlendi.
Aynı
zaman diliminde ve farklı salonlarda gerçekleşen sunumlardan, değişik konulara
göre iştirak ederek izleyebildiğim oturumlardaki değerlendirmeleri ve gözlemlerimi
açıklamak istiyorum:
Nüfusu 100 bini geçen şehirlerin ‘’Ulaşım Ana Planı’’
yapmak zorunda oldukları söz konusu. Aksi takdirde gelecekte o şehirlerin çok
sıkıntı yaşamaları mevzuubahis. Bu planın hazırlanmasında görev alacak olan
ekibin mutlaka Şehir Plancı, Ulaşım Uzmanı, Trafik Mühendisi - Teknikeri başta
olmak üzere teknik ekibin yapacağı bilimsel çalışmayla gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Hazırlanacak olan bilimsel planın, mutlaka halkın onayı alındıktan sonra
uygulamaya konulması icap ediyor!
‘’Ulaşım
Ana Planı’’ nın hazırlanması o şehrin geleceğiyle ilgili olmazsa olmazı
olduğu için ve dört başı mamur bir çalışmanın da yaklaşık 3 – 4 yılı bulan bir
sürede neticelenebildiğinden dolayı, başkanlık seçimine aday olacak kişilerin
bu projeyi neticelendirmek suretiyle, seçildiklerinde bunun sonucunu
görebilmeleri çok istisna oluyor. Bunun için böyle bir projenin seçim vaadi yapılarak
yola çıkılmasının son derece yanlış olduğu gerçeği ortaya çıkıyor!
Günümüzde
bu çalışmanın en güzel ve başarılı olanının da Eskişehir’ de gerçekleştirilmiş
olduğu ortaya çıkıyor. Zira ‘’Şehirler İnsanlar İçindir’’ sözünden
hareket eden bir başkanın olduğu bu şehirdeki tüm uygulamalar bilimsel olarak
ve halkın onayına sunularak gerçekleştiriliyor. Bunun sonucunda da geçmişte
adeta kanalizasyon olarak akan PORSUK ÇAYI, bugün üzerinde gondol
gezintisi ve su üstü ulaşımı yapılan, etrafı sayfiye alanı olan şehrin bir
parçası durumundadır.
6
Milyonluk şehir olan Ankara’ da ilgili meslek odalarına kayıtlı 2053
Minibüs, 200 Özel Halk Otobüsü, 7200 Özel Servis Aracı ve 7701
Ticari Taksi bulunuyor. Ö. H. Otobüsleri durakların sivil araçlarca
işgal edilmesinden ve K. Y. Trf. Kanununda Ö. H. O. kavramının
olmadığından şikâyetçi. 65 yaş üstü ücretsiz taşımanın uygulanabilmesi
için de devlet desteğinin gerekliliği söz konusu.
Ö. S.
Araçları işçi – okul – memur servislerinin hepsinin de 1 – 1. 5 saatlik
zaman diliminde sabah ve akşam trafikte olduğundan olağanüstü yoğunluk
yaşandığı, oysaki bunların başlangıç ile bitiş saatlerinin 30 – 45 dak.
kaydırılmasıyla belli bir serbestlik oluşması talebi bildiriliyor.
Ayrıca mevcut taksi sayısının 3000’ inin fazla, 4700’ ünün yeterli
olacağı, bunun genelde milli ekonomiye çok yönlü zararının irdelenmesi
gerektiği, vaktiyle birtakım hesapların sonucu verilmiş olan plakaların, bugün
geldiği noktanın ortada olduğu belirtiliyor.
Tehlikeli
Madde Taşımacılığıyla ilgili konulardan olan ‘’ADR Yeterlilik Onayı’’
olmadan imal edilen tankerlerin tehlikelerine yönelik olarak, şu anda Türkiye
de 18 tane ADR onaylı tanker imalat üreticisi firması mevcut. 2018’ den sonra ADR’
siz tanker çalıştırılmayacağı, mevcut üreticilerinde bu tarihe kadar ihtiyaç
sayısı kadar tanker üretmesinin söz konusu olmadığı, ayrıca tanker altındaki
araç şasesinin de aynı özelliklerde olması zorunluluğundan bahsedildi.
Engellilerle ilgili erişilebilirliğin sadece Engellilerin ve 65
yaş üstünün sorunu olmadığını, herkes için gerekli olduğu, (çocuk arabalı
bir bayanın da aynı mağduriyete muhatap olduğu) nun bilinmesi ve uygulamaların
buna göre tespit edilmesi gerekmektedir.
Trafik güvenliği açısından ve sürücülerin dikkatini çekmek amacıyla yol
üstlerine çeşitli şekillerde oluşturulan ‘’Sarsma Bantları’’ nın ne
denli önemli olduğu şu örnekle açıklanabilir. 110 Km / sa.
hızda gözün 2 saniye kapatılmasıyla kat edilen yol 61 m. Yine 90 Km. / sa.
hızda ise 50 m.
yol alınıyor! Diğer bir şekilde bu kadarcık saniye dalgınlık!!!
İşte
bu kadar hayatî öneme haiz bir iş olan sürücülüğün Türkiye’ deki istatistikî
tahsil ortalaması ‘’Ortaokul 2’
den Terk’’ e tekabül ediyor. Bundan dolayıdır ki günlük ortalama 30
insan kan gölüne dönen karayollarımızda, adına kaza denilen ‘’Trafik
Katliamları’’ na kurban gidiyor!
Avrupa ülkelerinde Ana Okulundan itibaren tatbiki olarak verilen ‘’Trafik
Dersi’’, bizde adından gayrisi milli olmayan eğitim sisteminde, daha yakın
zamanda seçmeli ders olarak müfredata konulup, bilahare de kaldırılıyor!
Ondan
sonra vatandaş 18 yaşına gelip ehliyet için ‘’Sürücü Kursu’’ nun
kapısına dayanınca, ‘’Trafik Dersi’’ yle karşı karşıya kalıyor. O yaşa
gelene kadar ailesi ve çevresinden edindiği terbiye – bilgi ve görgü ne ise, bu
saatten sonra o kişiye Sürücü Kursunda sen ne verebilirsen, kişinin alacağı o
kadardır! Ondan sonra da yollar kan gölü, kazalar katliam gibi! Ne olması
bekleniyor, tabii ki olacağı bu!
Gazi
Üniversitesince 2001 yılında başlatılan bu kongre 2007’ ye kadar
sürüp, sekiz sene gibi uzun bir aradan sonra sekizincisi 2015’ te, Prof. Dr.
Hülagü KAPLAN Hocanın Başkanlığındaki akademik kadrosunun, KUTEM Müdürü Yrd.
Doç. Dr. Hayri ULVİ ve asistanlarının olağanüstü gayretleriyle yeniden
ortaya çıkmış bulunuyor.
Dileğimiz odur ki, bu kongrede tespit edilen eksiklikler ve aksaklıklar,
ilgili – yetkili ve sorumluları artık durumun önemine binaen gereken
hassasiyeti göstermekten geri kalmazlar. Bu Ulusal Kongre de aradan
geçen sekiz seneden sonra, bir dahaki sefere Uluslararası Kongre olarak
ve daha kapsamlı bir şekilde yoluna devam eder inşallah.
12. Aralık. 2015 – Cumartesi / 17. 00
– KIRLANGIÇOĞLU OKTAY.