Yaratılmışların
en şereflisi insandır. Cenabı Allah (C.C) yüce kitabımız Kuran’ı Kerimde şöyle
buyuruyor: “Biz hakikaten
İnsanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık,
kendilerine güzel rızıklar verdik; yine
onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.” (İsra:70). Nedendir bilinmez? Eşref-i Mahlûkat
olarak yaratılan insanoğlu zaman içresinde görevini unutmuş, şirazeden
kaymıştır.
İnsanın
kutsiyetini unutup, nefsine uyduğu anlar onun Efseli Salihin seviyesine
indirgendiği zamanlardır. İnsanoğlu ilk cinayetini böyle bir zamanda Hz.
Âdem’in oğulları Kabil’in, Habil’i hırsına kapılarak(kıskançlık yaparak)
öldürdüğü andır. Cenabı Allah (C.C) konu ile Kuranı Kerimde şöyle
buyurmaktadır: “Kim, bir insanı,
bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın
öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini yaşatırsa
sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık
deliller getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da yeryüzünde aşırı
gitmektedir. “ (Maide: 32)
Şeyh
Edebali’nin Osman Gazi Atam’a verdiği öğütlerin en kıymetlilerinden birisi
olarak bildiğimiz; “İnsanı yaşat ki
Devlet yaşasın” sözü de İnsana
Allah (C.C)’ın verdiği değerin bir anlatımıdır.
İşte
“Hayatın Gerçekleri” Güneş gibi gökyüzünde parlarken, İnsanoğlu ne
yapmaktadır?. Dünyayı kan gölüne döndürme yoluna girmektedir. Asya da, Amerika
da, Afrika da; Dünyanın bütün kara
toprakları, deniz ve hava sahalarında ölüm kol gezmektedir. İnsanın hırsı ve
nefsi her şeyin önüne geçmektedir…
Günümüz
Teknolojisi ve İnsanoğlunun ihtirası ile donatılmış Yaşlı
Dünya ‘nın ne olacağı
bilinmemektedir?. Bir taraftan karbon salınımı ile kevgire çevirdiğimiz, diğer
taraftan sömürdüğümüz doğal zenginliklerini betona ve silaha döndürdüğümüz can çekişen
canlı misali bir dünya…
Kafanızı
hangi yana çevirseniz hırs, ihtiras, kan, gözyaşı ve ölüm. TV Kanallarına
bakamaz olduk. Günümüz insanı için Hayatın Gerçekleri bir TV Dizisi gibi
olmuştur. TV Kanallarında kendimizin yarattığı hayali karakterlerin
davranışlarını ise Hayatın Gerçekleriymiş gibi algılamaya başladığımız/yaşadığımız
bir zaman diliminde yaşıyoruz. Kimimiz kendini Polat Alemdar hisseder, kimisi
Alper olur, birileri şebnem olur, birileri ise jale. Sanal alem kahramanları
kimliğine bulanmış ….larca insancıklar…
İnsan
asaletini, şanını ve şerefini tanımadan masal ve dizi kahramanlarını tanıyan
….larca insan bebeleri. Hayatın Gerçeklerini bilmeden yaşayan İnsan yığınları…
Ömrünü
savaş içinde geçirmiş Atam Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Yurtta Sulh. Cihanda Sulh.” Sözünü bile anlayamayan, “O Olmasa da Olurdu” diye
gazete ilanı veren Nato Mermer Kafalılar…
Bütün
bu olumsuzluklar içerisinde ÖNCE İNSAN diyen bir toplum yapılanması oluşturmak zor olsa
da, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (S.a.v) belirttiği üzere; ”Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz. Müjdeleyiniz,
nefret ettirmeyiniz.” Hadis-i
Şeriflerine uyarak toplumumuzu İslam’ın Güzel Ahlâkı donatmalıyız. İyi
İnsanları örneklendirmeliyiz. Milletimizin sahip olduğu Kültür’ü referans
almalıyız.
Önce
İnsana gereken değeri ve saygıyı vermeliyiz ki toplumsal güven ve sevgimiz çoğalsın.
İyi İnsanları ve İyi Olayları örneklendirmeliyiz. Devletler kuran Atalarımızın
karakterini ve tecrübelerini ihtiva eden Örf-Adet ve Geleneklerini yaşatarak
neslimizin “Tarih Yazmasına” devamını sağlamalıyız.
Yazımı
İyi İnsan-Örnek İnsan Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar’ın veciz
sözleriyle noktalamak istiyorum: ’’Bu ödülü
Cumhuriyet devrimlerine, Atatürk’e onun silah arkadaşlarına borçluyum. Bu ödülü
onlara hediye ediyorum’’ Bu söz de Nato Mermerlere kapak olur ümidiyle…
Sağlıcakla
Kalın…