Dün
Sultanahmet’te bir patlama oldu. Maalesef bizlere misafir olarak gelen ve
gerçekten ülke ekonomisinin can damarını oluşturan turizmin katkısını sunan
insanlardan on kişi öldü. Yaralılar da var.
Her şeyden önce terörün her türlüsünü
lanetlediğimizi zaten artık birbirimizi tanıdığımızdan biliyorsunuz.
Gerek düşmanlık yapan ve güvenlik
güçlerini dolayısıyla ülkemi hedef alan silahlı terör ve gerekse paralel
yapılanma gibi benim ülkemi içten kemiren hain terör olsun bunların hepsini
lanetlediğimi baştan ve bir kez daha kuvvetle söyleyeyim.
Emeklilik hayatının ve sağlığında
zorunluluğu nedeniyle ekranlarda gezinirken bu patlamanın olduğu ilk anda belki
birkaç dakika içinde haberlerde izlemeye başladım. Bu arada kadim dostların oluşturduğu
sanal ortamda da birkaç dakika içinde haberler telefonumuza düşmeye başladı.
Terörü veya patlamayı kim yaptı
neden yaptı nasıl yaptı kısmına burada girmek istemiyorum. Fikrim olmadığından değil.
Sadece bu yazıyı farklı tema üzerine kurduğumdandır.
Haberleri izlerken bazı kanalların
daha duyarlı olduğunu ama büyük çoğunluğunun haber atlatma yapmak için ne denli
çaba sarf ettiğini gördük. Kimi görgü tanığı konuşturdu, kimi buzlama dan kan
ve ceset parçaları gösterdi. Biraz önce dediğim gibi cep telefonuna kadim
dostlar tarafından gönderilen ilk resim ve bilgiler inanın ekranlarda
gördüğümüzün yanında masum kalırdı..
Görev dolaysıyla cesette gördük,
parçalanmışını da gördük. Ama bu ekranlardan bu cesetleri göstermek, kanı
göstermek neden? Bu kime hizmet eder, kimin ekmeğine yağ sürer.
Efendim yayın yasağı kondu diye
hemen bazı odaklar birleşti devlete hükümete saldırmaya başladı. Ana muhalefet
parti lideri “ ambulanstan önce yayın yasağı geldi” şeklinde bir açıklama
yaptı. Hemen ardından sosyal medyada buna çok ilginçtir ama paralel yapı
fikrinde olanlar destek oldu. Yayın yasağını kınadılar. Ertesi gün ise bazı
basın organlarının manşeti aynı kelimeler oldu.
Bilindik kelimeleri tekrar etmek
istemiyorum ama Fransa örneği en güzeli değil mi bu konuda. Oradaki patlamada
bırakın yayın yasağını adamlar gümrüklerini kapamadılar mı? Kim onlara bunu
yaptı diye eleştiri getirdi. Benim ülkemde devleti eleştirmek bu kadar mı
basit. Neden vurun abalıya hep devlete oluyor. Devleti yönetenlere oluyor.
Dediğim gibi bu yayın yasağı devletin lehinedir. Birincisi suçluyu tespit ve
takipte şarttır. İkincisi ülkenin moral ve motivasyonu anlamında vatandaşın
psikolojisi için şarttır. Üçüncüsü gelirimizin belli oranını sağlayan turizmin
baltalanmaması için şarttır. Dördüncüsü kan ve ceset resimleri ve görüntüleri
ile neslimizin davamı çocuklarımızın ne hale geleceğinin bilinmesi için
şarttır.
Bu yayın yasağının olmaması terör
örgütünün propagandası için bulunmaz nimettir. Gayri nizami harbin bir parçası
da halkı korku ve paniğe sevk ederek günlük yaşamlarından alıkoymadır. Bu
görüntüleri izleyenlerin doğal olarak günlük yaşamlarına devam edip
Sultanahmet’te gezinmeleri zordur. İşte buda kalleş terörün işine gelir. Bunun
için yayın yasağını en ağır şekilde eleştirmek yanlıştır.
Ama bir faydası oldu bu yayın
yasağının. Daha öncede dediğim gibi safların ortaya çıkması için yani paralel
yapının kimler ile beraber olduğunun belli olması için ve daha düne kadar bir
birinden nefret edenlerin şimdi sırf hükümeti, devleti, ülkenin tepe
yöneticilerini eleştireceğiz diye can ciğer kuzu sarması olduğunu göstermesi
açısından faydalı oldu.
Selam ve dua ile…