2011 Yılında bütün dünyayı
etkisi altına alan Küresel Krizde dönemin Başbakanı “Kriz bizi teğet geçecek”
açıklamasını yaptı. Bu hem esnafı hem iş adamını rahatlatan açıklamaydı. Dönüp
baktığımız zaman o dönem faizlerin oynamaması döviz kurlarının çok artmaması
krizin gerçekten ülkeyi teğet geçtiğini gösteriyordu.
Ancak çok geçmeden 4 yıl
gibi kısa bir süre sonra bu krizi daha vahim halde yaşar olduk. Hükümet o zaman
günü kurtaracak hamleler yapmış ve ülke krizi yaşamamıştı. Ancak günü kurtaran
hamleler günümüzü kurtarmamışa benziyor. Hükümete yakın kaynaklar 17-25 Aralık
olaylarında açığa çıkan para transferleri sayesinde ülkeye sıcak para sokulduğu
ve sıcak para akışının durmadığından krizin atlatıldığını söylüyordu. Ancak nereye
kadar dışarıdan sokulan ve menşei Türkiye’ye ait olmayan paralarla ayakta
durabilirdik ki?
7 Haziran seçimleri ile
yaşanan kaos ortamı ülkeyi otomatikman krize soktu. Ve pamuk ipliğine bağlı ekonomi
biranda çöküş gösterdi. Faiz puanları, döviz kurları bir anda yükselmeye
başladı. Bu yükselişe güçlü bir iktidar dur diyemedi. 1 Kasım seçimleri her ne
kadar nefes aldırsa da artık dananın kuyruğu kopmuştu.
Ulusal baz da ekonomik
sıkıntıların temel sorunu buydu. Ya yerel sorun! Kırıkkale sanayi ve tarımda
ülkenin en son sıralarında gelişmişlik gösteren illerden biridir. Küçük
nüfusundan dolayı da ticaret alanında da gelişmişlik göstermemektedir. Elinde
ki değerleri kullanamamış olduğundan ekonomik olarak vasat bir şehirdir. Siz
bakmayın koca koca binaların dikildiğine ve bu binalarda ki dairelerin tıkır
tıkır satıldığına. Yapanlar aynı firmalar, alanlar aynı insanlar. Günümüz
ekonomisi orta kesim diye hitap edilen kemsi yok edip zengini aşırı zengin
fakiri aşırı fakir hale sokmaktadır.
Bundan önce ki yazımda
“Kırıkkale Neden Gelişmez” başlığı ile şehrin bazı sorunlarını ele
almıştım. Bu yazı da MKE ve OSB’lerin
boş olduğundan bahsetmiş OSB yerine siyasetçilerin şehre yatırım getirmelerini
ve bunun içinde Teşvik Bölgelerinde Kırıkkale’nin 4. hatta 5. bölgeye alınması
gerektiğini yazmıştım.
Bu konu çok ciddi bir konu.
Ancak bu yazıyı üstüne alınan kimse çıkmadı. Herkes yazıda kendisi hakkında ki
eleştiriye ya da övgüye bakıyor! Eleştiriye anında reaksiyon gösteriyorsunuz,
övgü dolu sözleri paylaşıyorsunuz da Memleket için en önemli çözüm önerisini
neden üstünüze alınmıyorsunuz? Yazdığım yazıdan sonra tepki verenleri isim isim
açıklamamamızı mı bekliyorsunuz! Ben bu köşede hiçbir siyasinin propagandasını
yapmıyorum. Tek isteğim bu memleketin her alanda en güzel yerlere gelmesidir.
Göç vermemesi, istihdam sahibi olması, tarımda gelişmesi, sanayide büyümesi,
sporda üst liglerde temsil edilmesi, sosyalleşmesi gibi onlarca sorunun
çözülmesidir isteğim.
Kırıkkale’nin son 10 yıldır
iki sektörü büyüdü. Birisi İnşaat diğeri Zincir Marketler. Faizlerin yükselmesi
ile alım gücü düştüğünden inşaatlar durma seviyesine geldi. Zincir Marketlerde
kredi sistemi ile büyüdüklerinden sadece Mahalle Bakkallarını batırmakla
yetindi. Şimdi hepsi iflasın eşiğinde, hatta iki firmanın battığı söyleniyor.
Faizlerin artması zaten
esnafın ayakta durmasını engelliyordu, asgari ücretin artması ve birçok şeye
zam gelmesinden esnaf çaresiz kaldı. Şimdi asgari ücretin artmasına karşı
olduğumu düşünebilirsiniz. Hayır! Asgari ücret hala az. Ama bunun için önce
devletin esnafını koruması gerekir. Esnafın sırtı sağlam tutulur ki asgari
ücret arttığında, faizler arttığında esnaf kepenk kapatmasın.
Hem asgari ücret artsa ne
olacak ki? Ülke de bu kadar kayıt dışı çalışan varken! Çıksın maliye Zafer
Caddesine en az 200 tane kayıt dışı, sigortası yatmayan, asgari ücret almayan
işçi yakalar. Devlet bunların önüne geçmeden asgari ücreti 3.000 lira yapsa ne
yazar.
Aynı sorunları tekrarlıyoruz
ancak, siyasileri ve bürokratları göreve çağırıyorum. Yol akıyor, ırmak akıyor
biz bakıyoruz. MKE çürüyor, OSB lerde duman tütmüyor, esnaf kan ağlıyor. Bu
memlekete yatırım gerekiyor.
Dışarıdan yatırım gelmesi
gerekiyor. Bu yatırımlar gelip istihdam sağlanmadıkça daha çok esnafımız kepenk
kapatacak! Felaket tellalı olarak görmeyin ancak günü kurtaracak hamle dahi
kalmadı. Artık ileriye dönük büyük projeler gerekiyor. Bunun içinde Vatandaşın
bilinçlenmesi, siyasilerin harekete geçmesi gerekiyor. İnşallah bu sözlerimiz
havada kalmaz.
SEZON BAŞLIYOR
Pazar günü Türk Metal Kırıkkalespor
ikinci devreye başlıyor. Benim gözümde en zor iki maçından birini yapacak
Kırıkkalespor. Dışarıda Nevşehirspor, Kayseri Şeker ve içeride Yozgatspor
maçları en önemli maçlarımız. Bu iki maçtan yara almadan çıkarsak ve sürpriz
puan kayıpları yaşamaz isek 3. Lige güle oynaya çıkarız. Transfer sezonu da
kapanmak üzere, Kırıkkalespor’da kadrosunu ekonomik doğrultular da geliştirdi.
Takıma yeni katılan oyuncular her ne kadar ümit verse de verimli olup
olmadıklarını 4. hafta itibarı ile göreceğiz. Benim kanaatim yönetim maddi
gücüyle birlikte elinden geleni yaptı. Her ne kadar iş adamları takımlarına
sahip çıkmasalar da bu motivasyonun şampiyonluğa yeteceğini umuyoruz. Ancak
olası Şampiyonluk halinde bugün elini taşın altına koymayanlar rol kapmaya
çalışırlarsa onları rezil ederim. Kırıkkalespor’un sahipleri yönetim, taraftar
ve birkaç iş adamıdır. Diğerleri şampiyonluğa sahip çıkarsa bu taraftar onları
yer. Haberiniz ola…
GENÇ SİYASETÇİLER
10 Aralık tarihinde bir yazı
kaleme almıştım. “Siyasette Gençler Memlekete ne Verebilir?” başlıklı yazımda
siyasi partilerin gençlik kollarını eleştirmiş ve hiç birisinin Memlekete
faydalı olamayacağını yazmıştım. Hatta yazımda faydalı olabilecek gençlerin
partilerden uzaklaştırıldıklarından bahsetmiş bu koltukların hak edenlere
verilmediğini teferruatları ile anlatmıştım.
11 Ocak tarihinde Kanal
Siyaset Gazeteciler günü münasebeti ile Mikrofon Ödülleri programı düzenledi.
Program ilk defa yapılmasından dolayı bazı aksaklıklara sahne oldu. Ancak iki
konu vardı ki takdire şayandı. Evvela Gazeteciler Günü münasebeti ile yapılan
ödül töreninde ilk ödüllerin gazetecilere verilmesi tüm gazeteciler adına
teşekkürü hak eden bir davranıştı.
Diğer bir konuysa Yılın Genç
Siyasetçisi ödülü idi. Kanal Siyaset birçok il ve ilçe gençlik kolları başkanı
arasından bu ödüle hiçbir makamı olmayan Çağlar Atmaca’yı layık gördü. Ödülü de
bence yılın Belediye Başkanı Ahmet Sungur’un elinden aldı. Çağlar Atmaca her ne
kadar bir mevkide olmasa da bir Gençlik Kolları başkanı kadar çok çalışmakta ve
ön plana çıkmaktadır. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde yaptıkları ile herkesçe
takdir toplamış ve Gençlik Kolları Başkanlarını gölgede bırakmıştır. Çağlar
Atmaca’yı yakinen tanırım. Projelerini ve fikirlerini birçok kez dinlemişimdir.
Susacağı yerde susan, konuşacağı yerde konuşup karşısındakileri büyüleyen,
oturduğu masada ağırlığını hissettirebilen ve gelecek adına şahsıma Kırıkkale
için ümit veren bir siyasetçi adayıdır. Kanal Siyasetin bu yeteneği fark edip
Sezar’ın hakkını Sezar’a vermesini tebrik ediyorum. Partilere de ellerinde ki
bu yetenekleri değerlendirmeleri çağrısında bulunuyorum.