Basının tüm dünyada en önemli görevi aldığı haberi milletin yararı için doğru bir
şekilde millete duyurmaktan ibarettir.
Malumumuz olduğu üzere basın, hür dünyanın, demokrasinin en önemli
kurumlarından biridir. Türk milleti haber alma hakkını özgür medya sayesinde edinir.
Oysa ki ülkemizde bütün işlerde olduğu gibi
basında da işler olması gereken gibi yürümemektedir. Gün geçmiyor ki ülkemizde
antidemokratik bir uygulama ile karşı karşıya gelmeyelim. Uyandığımız her gün
daha da diktatörlüğe yaklaştırıyor bizi.
Muhalif olanlarım gazetelerine, televizyonlarına
el koymak, kapatmak, çalışanlarını mağdur ederek onları ekmeklerinden etmek
artık olağan hale geldi.
Sırf muhaliflerin sesini kesmek için için kul
hakkına bile bile girenler acaba öbür tarafta nasıl hesap verecekler
bilemiyorum.
Anayasamızın ifade hürriyeti ile ilgili 26.
Madde şöyle diyor; Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka
yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hürriyetine sahiptir.
Bu hürriyet, resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir alma ya da
verme serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya
benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
Anayasamız bize bu hürriyeti tanırken maalesef
hukuk tanımazlar, mahkeme tanımazlar pervasızca hareket etmektedir.
29 Şubat itibari ile BENGÜ TÜRK TV ile borcunu
ödemediği gerekçesi ile sözleşme yenilemeyen veya yenilettirmeyenler bir
muhalif sesi daha susturmuş oldular.
Milli ve manevi değerlere saygısı, muhalif ve
dik duruşu ile iktidarın yanlışlarını belki de en gür şekilde dile getiren
televizyonumuzdu.
Haksızlık karşısında susanlar, bu milli ekrana
maddi ve manevi destekte bulunmayanları Allah bildiği gibi yapsın.
Bir kamu kuruluşu olan TÜRKSAT kamu yararı için borcunu ödeyemediği için
hemen ekran karartacağına bunun için makul bir süre tanıyabilirdi. Kaldı ki
ülkemizde bir çok yayın kuruluşu borç harç içerisinde yayınlarını devam
ettirmeye çalışmaktadır.
Sadece yandaşların, havuz medyasının,
beslemelerin, yalakaların halkı ahlaksız eğlence programları ile meşgul
edenlerin yaşamasına izin verildiği, desteklendiğini görüyoruz.
Artık ülkemizde herkesin korkutulduğu, tehdit
edildiği, iftira ve haksız ithamlara uğradığı bir süreçten geçiyoruz.
İnsanımızın bazıları bu gidişattan memnun,
bazıları çıkış yol bulamıyor, bazıları da alternatif bulamıyor. O halde artık
birilerinin bir an önce antidemokratik tavra, halkın mutsuzluğuna, çıkış yolu
arayışına artık destek vermelidirler.