Belkide Kırıkkalespor
tarihinin en çekişmeli sezonlarından birini yaşıyoruz. Liderken keyif veren, 2.
sıraya düştüğümüzde stres yaşatan bir sezonun yavaş yavaş sonuna yaklaşıyoruz.
İlk yarıyı Lider bitiren takım tüm şehri heyecanlandırmış, yapılan takviyelerle
takım daha güçlenmiş ve tüm şehir olarak artık Şampiyonluk isteği en sesli
şekilde dile getirilmeye başlanmıştı. Ancak ikinci devrenin ilk maçında
Nevşehir’le, 3. maçında Kayseri Şeker ile berabere kalınca, takım 2. sıraya
düşmüş ve tüm hesaplar Yozgat maçına çevrilmişti. Yozgat maçında da kendi
evimizde beraberlik alınınca takım ve şehrin üzerinde ki stres iyice artmıştı.
Yaşanan saha olayları ile iki maçta ceza gelince, üstüne birde Çankırı hiçbir
sorun yokken Kırıkkalespor taraftarı almayınca psikolojik baskı daha da arttı.
Altındağ maçından sonra
Kırıkkalespor’un bu seneki başarılarında çok büyük emekleri olan Futbol
Direktörü Metin Gılıç görevinden kendi isteği ile ayrıldı. Görevi bırakırken
Sayın Gılıç, takımın şampiyon olacağına yürekten inandığını söyledi. Sonra ki 9
gün boyunca Futbol Direktörlüğü için birçok isim anıldı. Salı günü ise Çankırı
deplasmanında, takımın başında Kırıkkalespor Yönetiminin bu sezon boyunca en
aktif isimlerinden biri olan Tolga Özkan yer aldı.
Hemen bir parantez açmak
istiyorum. Çankırı Spor ile Kırıkkale Spor arasında bu sezon ya da önceki
sezonlarda ne problemi yaşandı? Veya Yozgat Spor ile Kırıkkale Spor arasında
yaşanan çekişme ve sosyal medya atışmalarından daha büyük hangi olaylar
yaşandı? Kısacası bu taraftar almama kararının sebebi neydi? Yozgat Spor
maçında taraftar alınmasından dolayı bizim Şehrimiz mi aciz? Yoksa kendi
maçında Yozgat Şampiyon diye bağıran Çankırı Spor mu aciz? Buna herkes cevap
verebilir. Ancak verilecek olan cevapta bellidir, ligin ilk yarısında Kırıkkale
Spor stadında edilen küfürler. Allah Aşkına, her küfüre deplasman yasağı
konulsa Türkiye’de hangi statta misafir tribünü diye bir yer kalır? Çankırı’da
edilen küfürler Kırıkkale’de edilen küfürlerden daha mı hafifti? Üstelik isim
isim edilen küfürler. Kulüp Başkanına edilen küfürler ve Gazeteci bir gencimize
doğrudan ismi ile edilen küfürler! Sadece mesleğini icra ettiği için…
Neyse belki böylesi daha
iyiydi. Belli ki takım ve taraftar daha da hırslanmış ve daha da inanmış
Şampiyonluğa… Kimin komşusu, abisi, dostu olursa olsun bizim Allah’ımız var!
Futbolcusu, yöneticisi, taraftarı tüm şehir bu sözleri söylüyor. Vel hâsıl öyle
de oluyor, sığındığımız Yaradan tüm oyunları bozuyor ve tüm ipler şehrimizin yegâne
markası Kırıkkale Sporumuzun eline geçiyor.
Maç sonrası takımın çiçeği
burnunda Futbol Direktörü Tolga Özkan’la sohbet etme imkânı bulduk. Hemen
belirteyim kendiişlerinin yanı sıra sezon boyunca Kırıkkale Sporun her türlü
ihtiyacını karşılamak için tüm gücü ile çalışan Tolga Özkan bu görevi fazlası
ile hak ediyor. Ancak bu zamana kadar ki yüklerinden çok çok daha fazla ve ağır
bir sorumluluk, Şampiyonluk dönemecinde, dananın kuyruğunun kopacağı, moral,
motivasyon ve inanca en çok ihtiyacımız olan, stresi en fazla hissedeceğimiz
bir atmosferde onun sırtına çok ağır bir yük daha yüklendi. Onun bu yükleri
taraftarın, basının, yönetimin, takımın yardımıyla kaldıracağından ve takıma
Şampiyonluk yolunda ağabeylik yapıp bu zorlu dönemden geçireceğine kuşkumuz
yok.
Tolga Özkan’la sohbetimiz
doğal olarak Futbol direktörlüğü üzerine başladı, süreci anlatmasını
istediğimde, takımın şu anki pozisyonunda olmasında en çok emeği olan abimiz
Metin Gılıç yoruldu ve kendi isteği ile bıraktı sözleri ile başlarken onun bu
kucaklayıcı tavrı ile yükselişinin tesadüf olmadığını görüyoruz. Yönetim
kurulunun tasarrufu ile Futbol Direktörü olduğunu anlatan Özkan isimler gelip
geçicidir, baki olan armadır, bugün göreve geldik 5 hafta bu yükü taşıyacağız,
görevden kaçmak olmaz, Kırıkkale Spor’a daha fazla ne verebiliriz yarışı içinde
iken tevdi edilen görev bizim için kutsaldır diyor. Özkan bir konuya da açıklık
getirmek istediği ile bu sezon başından beri Yönetim Kurulu Üyesi
arkadaşlarımızın ve Başkanımızın büyük emekleri ve özverileri vardır. Biz bu
göreve sezon sezonuna kadar Yönetim Kurulu üyelerimiz Zekai Tufan Köksal Çakir
ikinci Başkanımız Mürsel Öcal ve Kulüp Başkanımız Metin Karakuş beylerin ortak
konsorsiyumu olarak devam edeceğiz, isim bizim olabilir ancak hepimiz bu zor
görevde hep beraberiz. Sezon sonunda İnşallah Şampiyon olacağız. Bizi bu göreve
lâyık görenlere de teşekkürlerimi sunuyordu.
Öte yandan Yozgat maçını
konuşmamak olmazdı. Tolga Özkan, olaylara çok farklı pencerelerden ve birkaç
cepheden bakabilen bir kişiliğe sahip arkadaşımız. Yozgat maçı öncesi, İl
Güvenlik Kurulumuz ilk başta taraftar alınmaması yönünde karar aldı, daha sonra
ise kararını değiştirerek taraftar alınmasına karar verdi, kulüp olarak
devletimizin verdiği her karara saygılıyız. Zaten futbol seyirciyle güzeldir,
bu tür atmosferin olacağı maç sayısı senede bir en fazla ikidir. Böyle bir
maçtan seyirciyi mahrum etmek bence çok yanlıştır. Futbol sahada kazanmak üzere
oynanan bir oyun değil, seyirciyi mutlu etmek üzere yapılan bir şovdur.
Seyirciyi bunun içerisinden çıkarttığımız zaman oynanan futbolun bir amacı
kalmaz. Böylesine büyük bir maçta, Anadolu Derbisi diye lanse edilen bir maçta
seyircisiz oynamak futbola karşı saygısızlıktır. Sonuç olarak emniyet
kayıtlarına baktığımız zaman stadın kapasitesinin %50si üzerinde bir seyirci
olduğu, 11.000 seyircinin maçı izlediğini görüyoruz. Saha içi olaylar içinse
Özkan; şehir olarak, hatta Millet olarak tahriklere çok çabuk gelen bir
toplumuz. Bu tahrikler, stadımızda istemediğimiz olaylara sebep olmuştur. Sonuç
olarak ta bu olaylardan takımımız zarar görmüştür. Evet, üzülüyoruz, keşke
olmasaydı diyoruz ancak, futbolun içinde doğasında maalesef bunlar olabiliyor.
Yozgat maçında aldığımız skorsa benim için başarılıdır, sonuca ben 2 puan
kaybettik gözü ile bakmıyor, şampiyonluk yolunda en büyük rakibimizden 1 puan
aldık gözü ile bakıyorum.
Alınan 2 maç seyircisiz
oynama cezası hakkında Özkan’ın görüşleri de takımın şuan ki başarılı
performansının sebebini anlatır cinsten. Futbol 12 kişi ile oynanıyor, tribünde
seyirci varken Futbolcu şaha kalkıyor, mücadele çok çok daha artıyor, zaten
izleyen yönetici de, teknik heyette, oynayan futbolcu da seyircisiz maçlardan
hiçbir şekilde zevk almıyor. Futbola zevk veren seyircidir, takımlara yaptırım
uygulanabilir, TFF bu cezaların önüne geçmek için geçen sezonlarda bazı
uygulamalar denedi, tribün kapatma yada bayan ve çocukların izlemesini sağladı.
Bayan ve çocukların maçları izlemesi, futbolun içinde olması futbolun ruhunu
biraz daha büyütüyor, tribünlerde daha çok bayan seyircinin olması birçok
olayların da önüne geçebiliyor. Federasyon yeniden bu tür uygulamalara
gidebilir, futbolun güzelliği için, seyirciye ceza verilmemeli diye düşünüyor.
Altındağ ile oynadığımız
geçen haftaki seyircisiz maçımızda, taraftarın 1 kilometre uzaklıktaki
Kaletepe’den maçı izlemesinin futbolculara, teknik heyete ve kendisine gurur
verdiğini anlatan Özkan, Süper Ligde
takımlar taraftar bulamazken, 5 liraya süper lig bileti satamazken, büyükler
diye tabir edilen takımlar dahi milyonlarca taraftara sahip olmasına rağmen
doluluk oranlarında sorunlar yaşarken, şehrimizin BAL’da ki takımına bu denli sahip çıkması ve bağlı
kalması, bu markanın BAL’da olmaması gerektiğini gösteriyor sözleri ile
değerlendirdi.
Kalan maçların ise her
birinin ayrı bir final olduğunu söyleyen Özkan, 5 tane maçımız var, hiç biri
birinden önemli yada önemsiz maçlar değil. Hepsi Şampiyonluk yolunda en önemli
maçlar, biz kalan 5 haftayı haftalık bazda değerlendiriyoruz, hafta hafta aşama
aşama, ilerleyerek sonuca gideceğiz, her maçın atmosferi, her maçın havası
farklı olacak sözleri ile anlattı. Onun haricinde Özkan Yozgat maçı için bir
itirafta bulunarak, Yozgat maçının ağır atmosferi, taraftarlarımızı galeyana
getirdi, taraftarların ağır baskısı futbolcuları büyük strese soktu, her maç
çatır çatır futbol oynayan çocuklar kendi taraftarının baskısı ile ezildi
sözlerini sarf etti.
Kalan haftalar için
taraftara farklı bir misyonda düştüğünü anlatan Özkan, fazla sıkmadan, stres
altına almadan, söylerle, yazılan yazılarla ortamı germemeleri ve takıma
psikolojik baskı yapılamamsı çağrısında bulunan Özkan, özellikle sosyal medya
kullanımına dikkat çekerek, yazılan yazılar bahane edilerek, deplasman
yasakları konuluyor, bu yasaklar takımızı olumsuz etkiliyor, sosyal medya
hesaplarından, takımı desteklemek isterken zarar verdiğinin maalesef farkına
varamıyor, bunun için taraftarlarımızdan bu tür etkileşimlere dikkat etmelerini
istiyorum dedi.
Sosyal medyada edilen
küfürlerin çok ağır olduğuna değinen Tolga Özkan, Çankırı’ya taraftar
alınmamasından dolayı, bizi en yakından ilgilendiren Altındağ Spor, Yozgat Spor
maçına giderek, maç izleyen taraftarlarımıza edilen küfürler çok ağır. Sosyal
medyada Yozgat Sporlu taraftarların ettikleri küfürler TCK’da ağır tahrik
indirimine sebep olan söylemler. Bu kadar ağır küfürleri insanlar birbirinin
yüzüne karşı söyleyemezler, iki kelimeyi bir araya getiremeyenler klavye
başında birbirine en ağır şekilde hakaretler ediyorlar. Bunlar toplumumuza ve
akraba ilişkileri olan iki şehre çok ağır yaralar bırakıyor. Küfrü kim ederse
etsin bizim taraftarımız onların taraftarı onlara çağrım küfürleri kenara
bırakarak, takımlarına destek olmalarıdır. Biz Devletin aldığı her karara
Saygılıyız, rakip takımların bazı söylemelerinden rahatsızlık duyuyoruz, biz
çuvaldızı kendimize batırıyoruz, rakiplerimizden de aynı olguyu bekliyoruz.
Rakip takım Kırıkkale’ye geldiğinde diğer rakiplerimizin taraftarları da
delerek Yozgat Spor’a destek oldular. Hem de hiçbir iddiaları yokken.
Rakiplerimiz bunu gayet normal karşılarken, Taraftarımızın deplasman yasağı
varken, bizi %100 ilgilendiren bir maçı izlemesi kadar doğal ne olabilir? Ancak
rakiplerimiz bunu çok anormal bir durum gibi karşılayarak, Kırıkkale’de ki
tavırları ile çelişiyorlar. Rakiplerimizde çuvaldızı önce kendine batırıp,
sonra iğneyi başlarına batırdıkları zaman kendileri ile çelişmezler sözlerini
kullandı.
Şampiyonluk Primi hakkında
miktar vermeyen Özkan, bu iş para ile pul ile ölçülecek şeyler değil,
futbolcusu da, teknik heyeti de, yönetimi de bu işin bilincinde. Futbolcular
emeklerinin karşılığını para olarak görmüyorlar, onların emeğinin karşılığı
sezon sonu alınacak kupa ve 3. Lig biletidir dedi. Cumhuriyet Meydanında
taraftarların takımı karşılaması esnasında Futbolcuların prim istemelerini
değerlendiren Özkan, ben olsam orada yapmazdım, bunlar aile içi konular,
Kırıkkale Sporun oyuncularına tüm paralarını günü gününe ödediğini aktaran
Özkan, Futbolcuları da anlamamız lazım, Yozgat puan kaybetmiş ve zorlu bir
deplasmandan 3 puan alınmış buda takım üzerinde ki ağır stresin atılıp liderlik
koltuğuna yeniden oturmamıza sebep olmuş. Onlar da buna karşılık
yöneticilerimizden hediye istemişler. Yeri oramıydı? Değildi, ama onlar bu sene
bu takımı bu yarışta tutan ve inanıyorum ki sezon sonu şampiyonluğu almamıza
sebep olan her biri ayrı ayrı çok değerli kardeşlerimiz. Büyük takım
futbolcuları bile maç sonlarında uçakta, soyunma odasında prim
isteyebiliyorlar. Bizim çocuklarda istemiş, hem de hak ederek istemiş
yargılanmamalı diye düşünüyorum sözleri ile açıkladı.
Eleştirilere sonuna kadar
açık olduklarını söyleyen Özkan, Siyahın üstünde en güzel Beyaz durur. Ancak
yapıcı eleştiri, bir olgunun ilerlemesin de yardımcı elemanların en başında
gelir. Her zaman için, bana göre, sana göre, ona göre vardır, biz bu seviyeye
bu teknik heyet ve bu futbolcular sayesinde geldik. Bunlar bizim değerlerimiz, değerlerimize
sahip çıkmalıyız sözlerini kullandı.
Aslında konuşulacak birçok
şey var, dikkat ettiyseniz saha içine, futbolun kendine giremedik bile. Ancak,
bu kısa söyleşide bile Tolga Özkan’ın bu takıma ne kadar faydalı biri olduğunu
ve bundan sonraki 5 haftalık süreçte sırtına yüklenen yükün altından başarı ile
kalkabileceğini çok net bir şekilde görebiliyoruz. Tolga Özkan’a şampiyonluk
yolunda başarılar dilerken tüm aslan yürekli futbolcularımızı, önce Allah’a
sonra teknik kadroya ve nihayetinde de kendisine emanet ediyoruz.
GÜZELİ GÖRMEKTE
BORCUMUZ
Pazar günü yapılan YGS sınavından dolayı Bölgesel Amatör Lig
maçları Salı gününe alındı. Öncelikle, YGS sınavına giren tüm öğrenci
kardeşlerimize başarılar diliyor ve Allah’a kardeşlerimizin gönüllerine göre
vermesi için dua ediyorum.
Şampiyonluk yolunda en önemli haftayı atlatmış bulunuyoruz.
Ligin iki güçlü takımı Altındağ ile Çankırı şampiyonluk mücadelesi veren iki
takımı misafir ettiler. Altındağ Spor kendi evinde seyircisi ve Kırıkkale Spor
taraftarının önünde lider Yozgat Spor’u yenerek Liderlikten etti.
Kırıkkale Spor ise Çankırı yollarında idi. Söze nereden
başlayacağımı bilemiyorum, Çankırı ile Kırıkkale Spor arasında hiçbir gerginlik
yokken önce transfer döneminde Bamba’nın bonservisi için, sonra da bu haftaki
maç için Çankırı Sporlu yöneticiler ve Çankırılı idareciler Kırıkkale’ye karşı
bir gerginlik yarattılar. Sosyal medyada en ufak bir çatışma olmazken, hele ki
Yozgat, Kırıkkale arasında ki gerginliğin milyonda biri dahi yokken Çankırı İl
Güvenlik Kurulu, Kırıkkale Spor taraftarının maça alınmayacağı yönünde karar
aldı.
Gazeteci Kimliğimiz ve yıllardır, komşu şehir olmamız hasebi
ile Çankırılı dostlarımızca maça davet edildik. Yola çıktığımız da sadece Stada
taraftar alınmayacağını düşünüyorduk ancak, şehrin girişinde, yasağın statla
sınırlı kalmadığını ve şehre Kırıkkaleli sokulmadığını gördük. Şehrin girişinde
TOMA ile bekleyen Polisler ellerinde ki isim listesi ile sadece maça davetli
olan Kırıkkalelileri aldılar. Plakası 71 olmayanlar Çankırı’ya biraz daha rahat
girdiler.
Maç boyunca Çankırı Sporlu taraftarlar, şehrimize ve
takımımıza küfürler ettiler. Futbolun doğasında olan bu küfürlerin, maç
esnasında çok daha şiddetlenmesi ve hiç bir tribünde karşılaşmayacağımız isim
isim küfürler gelmeye başlaması bizi fazlasıyla düşündürdü. Şampiyonluk yolunda
hiçbir iddiası olmayan, Çankırı’nın bize karşı bu tavırları sergilemesinin yanı
sıra bu hafta oynayacakları Yozgat Spor maçı için hiçbir olumsuz hava olmaması
düşüncelerimizi fazlasıyla derinleştirmiştir.
Yazımızın konusu bu değil ancak bu atmosferi anlatmadan,
asıl konunun net anlaşılmayacağı kanısındayım. Böylesine gergin bir maçta,
Kırıkkaleli olan ancak Çankırı’da siyaset ve Ticaret yapan iki abi kardeşin
misafirperverlikleri ise bizi fazlasıyla büyülemiştir.
TÜGVA Çankırı İl Başkanı Özkan Öcal ve ağabeyi olan İş Adamı
Serkan Öcal Kırıkkale’den, Çankırı’ya gelen herkese özel ilgi göstererek
misafirperverliklerini gösterdi. İki abi kardeşin takımımıza yemek vermesi ve
davetli gelen yönetici ve taraftarları şehrin girişinden alarak, maç boyunca ve
sonrasında yalnız bırakmaması takdire şayan bir hareketti. Çankırı’da ticaret
ve siyaset yapmaları hasebi ile oluşabilecek her türlü tepkiyi
omuzlayabileceklerini aktaran iki koca yürekli insan, biz Çankırı’yı çok
seviyoruz, yaklaşık olarak 2.000 Kırıkkaleli Çankırı’da ikamet ediyor. Okuyor,
ticaret yapıyor veya çalışıyor. Aynı şekilde Kırıkkale’de de binlerce Çankırılı
yaşıyor. İç içe girmiş, bir biri ile akrabalığın yanı sıra kardeş olmuş iki
şehrin, holiganizme teslim olmalarını yadırgayarak izliyoruz. Çankırı Kırıkkale
ile güçlü, Kırıkkale Çankırı ile büyük, bu iki birliktelik futbolun veya
siyasetin yarattığı düşmanlıklara yada daha hafif tabirle atışmalara teslim
olacak birliktelikler değil diyerek özetliyorlar.
Tüm takıma ve misafirlere verdikleri yemekte, saha içi ve
dışı olaylar iki şehri bir birine düşüremez, bu iki şehir birbirine sımsıkı
değerlerle bağlı biz Kırıkkaleliyiz, ancak Çankırı’da ekmek yiyoruz. Çankırı
misafirperver bir şehir, ufak atışmalarla Çankırı’yı memleketimizin kötü
görmesini istemeyiz diyerek, futboldan büyük olan şeyin dostluk olduğunu
söylediler.
Çankırı’ya yolu düşen tüm Kırıkkalelilere kapılarının açık
olduğunu belirten iki koca yürekli kardeşe bu davranışlarından ve misafirperverliklerinden
dolayı teşekkür ediyoruz ve hem ticarette hem de siyasette başarılı bire yaşam
sürmelerini temenni ediyoruz.