Kırıkkale’de gün geçmiyor ki ilginç bir olay yaşanmasın. Son
olay sadece Kırıkkale’de değil tüm Türkiye’de büyük bir infial yarattı. Silah
Fabrikası Müdürü Mustafa Tanrıverdi, Ak Parti iktidarının en büyük gövde gösterilerinden
biri olan Milli Piyade Tüfeğinin yazılımlarını Türk asıllı Amerikan Vatandaşı
bir Silah Tüccarına satarken, Tüccarın ihbarı ile suçüstü yakalandı! Bu çirkin
olay tüm ulusal medyada yer alırken Cumhurbaşkanı Erdoğan belki de ilk defa
“Cibilliyetsizlik” gibi ağır ifadeler kullanarak konu hakkında açıklamalar
yaptı… Bu yazımda bu olaylar hakkında bildiklerimi yazacak, merak ettiklerimi
soracağım.
Aralık 2015 tarihinde Müdürlüğe atanan Mustafa
Tanrıverdi’nin referansı kim?
Cumhurbaşkanı bile konuya dâhil olmuşken Kırıkkale
Milletvekilleri neden hiçbir açıklama yapmadılar?
MPT’lerin tüm parçaları taşeron firmalara mı yaptırılıyor?
Tanrıverdi’nin polis ifadesinde söylediği gibi bu Milli
Silahların tüm bilgileri İnternet ortamında zaten var mı?
Tanrıverdi Silah Baronları tarafından pusuya mı düşürüldü?
Silah Fabrikasında çalışan yabancı uyruklu kişi kim?
Bu yabancı uyruklu kişinin görevi ne?
Yabancı uyruklu kişi kapı aramalarına neden girmiyor?
Bu kişinin fabrika içerisine yasak olduğu halde hiçbir
aramaya maruz kalamadan araçla girip çıktığı doğru mu?
MPT’nin patenti MKE’ye mi ait yoksa Alman menşeli
Heckler&Koch şirketine mi?
Türkiye’nin en stratejik kurumlarından birinin müdürü olan
ve 1987’den beri kurumda çalışan Tanrıverdi hiç araştırıldı mı?
Fransa’da silah fuarında sergilenen MPT nereye kayboldu?
Fransa’da çalındığı iddia edilen silahlar için Fransa Adli
makamlarına suç durusunda bulunuldu mu? Bulunulduysa soruşturma ne aşamada
ilerliyor?
MPT üretiminde Kale Kalıp adlı firmanın konumu nedir?
Tanrı verdi’nin çocuklarının ve damadının paralel örgütle
bağı olduğu doğru mudur?
Silah Fabrikasında memurların aranmayıp, işçilerin aranarak
içeri alındığı ve dışarı çıkartıldığı doğrumudur?
Operasyondan bir gün sonra hiçbir kimseye arama yapılmadığı
bilgisi gerçek midir?
Silah Fabrikasında delil karartılmış mıdır?
Söz konusu olay bir ihale intikamı olabilir mi?
Tanrıverdi döneminde Silah Fabrikasında kaç tane ihale
yapılmıştır?
Mühimmat Fabrikası ile ilgili söylenen iddialar doğru mu?
Kaç tane fabrika müdürü Kırıkkaleli?
MKE’’de kaç işçi memur çalışmakta ve Kırıkkaleli sayısı
kaçtır?
Bu olayla gündeme gelen patlamalarda sabotaj iddiaları
gerçeği ne kadar yansıtır?
Mühimmat Fabrikası ile ilgili yargıya taşınan olaylar
nelerdir?
Bu kadar yargıya intikal eden olay varken Mühimmat fabrikası
müdürü neden halen görevdedir?
Kırıkkale İl Emniyet Müdürlüğü Fabrikalarla alakalı
araştırma, teknik ve fiziki hiç takip yapmamakta mıdır?
MKE Genel Müdürü neden hala atanmamıştır?
Mustafa Özbayrak’ın MKE Genel Müdürü olacağı doğru mudur?
BU SORULARA CEVAP VEREBİLECEK BİR DELİKANLI VAR MIDIR?
HAİN HERİF!!!
Aralık 2015’te göreve atanan Mustafa Tanrıverdi henüz 5
aylık Müdürken Vatan Hainliği ve Casusluk suçlarından tutuklandı. Hemen
belirteyim, casusluk suçunun cezası ağırlaştırılmış müebbettir. Yani terör suçu
ile aynıdır. Bir başka deyişle en ağır suçlardan birisidir. İddiaya göre KK
isimli bir Türk Asıllı Amerikan Vatandaşı Silah Tüccarı, emniyet birimlerine
Silah Fabrikası Müdürü Mustafa Tanrıverdi’nin kendisine 100 milyon dolar
değerinde MPT yazılımlarını satmak istediğini ihbar etmiş. Bu ihbar üzerine
Emniyet birimleri derhal harekete geçmiş ve 6 Nisan tarihinde Müdür suçüstü
yakalanmıştı.
Bu haber ajanslarda son dakika haberi olarak tüm Türkiye
hatta dünya gündemine düşerken Kırıkkale’de ise büyük infial yarattı. Silah
Fabrikası Müdürü Mustafa Tanrıverdi verdiği ifadede suçunu itiraf ederek ben
bir hata yaptım ve inandım dedi. Daha sonra ise Silah yazılımının Devlet sırrı
olmadığını daha öncede başka silahların sivil yazılımlarını sattığını söyledi.
Milli Piyade Tüfeği yazılımlarının yiv ve set namlusu hariç tüm malzemelerinin
taşeronlara yaptırıldığını ve teknik ihale şartnamelerinde bu bilgilerin açık
şekilde yazdığını hatta internet ortamında silahla ilgili tüm bilgilerin
yazdığını söyledi.
Hemen bir araştırma içerisine girdim, yaptığım araştırma
neticesinde Silahın söylendiği gibi tüm parçalarının taşeronlara yaptırıldığı
sadece namlu kısmının MKE tarafından yapıldığını öğrendim. Müdür bu kısımda
haklı olabilir, ancak bu bilgileri gizleme görevi de bu müdürün sorumluluğu
altındadır. Ayrıca tersten düşününce kafamız yine karışıyor. Çünkü bu silaha
ait bilgiler madem bu kadar kolay bulunabiliyorsa Amerikalı bir şirket neden
1.200.000 lira para verir? Tanrıverdi’nin ifadesinde en çok dikkatimi çeken
nokta ise, Sanayi Müsteşarlığının ihracat amacı ile isteyen herkese bu
bilgileri verdiği sözleridir. Şayet bu bilgiler bu kadar kolay bir şekilde
paylaşılıyorsa bu adama kurulan kumpastır!
Diğer taraftan MKE yetkilileri ve Milletvekillerinden hiçbir
açıklama gelmemesi merakımızı daha çok artırmaktadır. Silah Fabrikası ve MKE
üzerinde araştırma yaparken aldığımız bilgilerse MKE’nin stratejik bir kurum
olmaktan çıktığını ve Milli hiçbir değeri kalmadığını göstermektedir. Fabrika
içerisinde gizemli çalışanların, gizemli hareketleri tüm personelce merak
konusu olmuş durumda.
Silah Fabrikasında çalışan memurların hiç birinin aranarak
girip aranarak çıkmadıklarını öğreniyoruz. İşçilerinse içeri girerken ve çıkarken
arandıklarını! Yani bürokrasi kısmında fabrika laçkalaşmış durumda. Bundan daha
laçka bir durum varsa operasyondan bir gün sonra işçiler dâhil kimsenin
aranmadan içeri alınıp aranmadan dışarı bırakıldığıdır. Akıllara ister istemez
acaba delil karartma operasyonumu yapılıyor soruları geliyor! Bundan daha kötü
ne olabilir derken Silah Fabrikası gibi stratejik bir kurumun güvenlik
işlerinin özelleştirileceği bilgisini alıyoruz. Nasıl bir mantıktır bu?
Devletin en önemli projelerinden birinin yapıldığı, en özel sırlarının
saklandığı bir kuruma 1.300 lira asgari ücretli hiçbir eğitim almamış sadece
sınavlardan geçmiş beline silah konulmuş, maddi durumu ortalama düzeyin
altındaki kişilere bırakılır mı? Binlerce lira maaş alan müdürler kendilerini,
namuslarını satarken 1.300 lira maaş alan adam aç kaldım satmak zorunda kaldım
dese ne cevap verebilir siniz? Madem öyle Genel Kurmayı, Başbakanlığı hatta
Cumhurbaşkanlığını da özel güvenlikler korusun. Bu kadar laçka bir sistem
olabilir mi? Biri bana bu fikri verse sanırım sinirden çıldırırdım ama MKE’yi
araştırdıkça kesinlikle kanaat getirdim. MKE kapatılsın, Aselsan vari bir kurum
kurulsun ve MKE’nin tüm işleri bu kuruma devredilsin. Yapılamıyorsa MKE’ye
mühendis hariç hiçbir personel alınmasın Silâhaltına alınan askerler işçi
olarak çalıştırılsın. MKE’nin güvenlik işlerini TSK yapsın.
Emniyet ne işe yarar? Alperen Ocaklarındaki 18 yaşında ki
bir çocuğu Aşırı Sağcı, Ak Partide siyaset yapanları Selam Tevhid diye
dinlerken bu kadar önemli bir kurumun stratejik noktalarında görev yapanları
nasıl teknik takibe almazlar. Bu adamların ne yediklerini, ne içtiklerini,
kimle dost kimle arkadaş olduklarını, banka hesaplarını nasıl incelemez takip
etmezler. İddiaya göre söz konusu yazılım devlet sırrı, Allah muhafaza alıcı
bunu şikâyet etmese Müdür bilgileri satacaktı. Koskoca bir devlet, kocaman bir
ülke nasıl işini şansa bırakabilir? Kırıkkale’de en büyük eylemi yol kesmek
olabilecek adamları terörist diye dinlerken yapacakları tek hamle ile koskoca
şehri patlatabilecek adamları neden takip etmezler. Bu adam hain, devlet
sırrını satmış. Savunması var, yargılama devam edecek, belki de aklanacak ama
karşılığında aldığı para var. Bu kansızlıktır, böylesine kansız bir adamın
Silah Fabrikasını sabotajla patlatmayacağının garantisini kim verebilir. Bu
adam açığa çıktı devlet operasyon yaptı yakaladı. Bence şans eseri, diğer
müdürleri, memurları kim inceliyor. Her zaman bu kadar şanslı olabilir miyiz?
Ya ötekiler de ticaret yapıyorsa!
Gelelim MPT’ye, bu silah ne kadar Milli. Milli olan silahın
patent hakları Alman Şirketinde ne gezer? Bu şirket bizim MKE’nin tüm stratejik
bilgi ve yazılımlarına hâkim midir? Akıl almıyor! 2008’den beri bir silah
tanıtılıyor, NATO denemelerinde en çok başarı sağlayan silah diye. Silahın adı
Milli, 4 gözle bekliyoruz askerimizin eline geçmesini. Soğukta, sıcakta,
yağışta, tozda, dumanda çalışmayan G-3’lerin yerini almasını. Askerimizin PKK
ile mücadelede daha rahat daha seri, daha kullanışlı silah kullanmasını. Sonra
bir bakıyoruz, silahın yazılımı Amerikalıya satılıyor, Patenti Almanda çıkıyor,
yiv-set hariç tüm ekipmanı taşeron yapıyor… Bir devlet bu kadar aciz olabilir
mi? Seri üretim beklerken bu kadar saçmalık Türkiye’den başka hangi ülke de
olur? Yazıklar olsun alana da satana da göz yumana da işini yapmayana da!
Şüphesiz ki ortada büyük bir bilgi kirliliği var. Kimi
Müdüre kumpastan bahsediyor. Kimi ise MKE’nin rant yuvası olduğunu daha vahim
olayların ve ihale olaylarının yaşandığını söylüyor. Ancak Milletvekilleri
sessiz, MKE suskun Tüm Türkiye Kırıkkale’yi konuşurken Milletvekilleri açıklama
yapmıyor. Tüm ülke MKE’yi tartışırken Genel Müdür Vekili hiçbir açıklama
yapmıyor. Hadi sözlü açıklamadan vazgeçtim yazılı bir açıklama da yapılmıyor.
Usuldendir deyip konu adli makamlarca takip ediliyor, yargılama devam ediyor,
dava kesinlene kadar herkes masumdur bile denilemiyor! Neden? Ucu kime değiyor,
bunun gündemde olması kimi rahatsız ediyor?
Sen inanıyor musun? Deyin cevabım MKE’de çok daha vahim
olayların yaşandığı ama bu olayda bazı parçaların eksik olduğu yönündedir.
Müdür yakalandığı operasyonda para ile yakalanmasa, elinde para çantası olmasa
bana müdürün suçlu olduğunu kimse anlatamaz. Ancak iki flash disk verip bir
çanta para ile çıkıyorsa olay benim gözümde bitmiştir. Müdürün ayartıldığı ve
İhale İntikamı gibi iddialarsa görmezden gelmeyeceğimiz hususlardır. Sen
devletin müdürü isen ayamayacaksın kardeşim, ayartıldıysan hainin önde
gidenisin. Ama müdür ayartılmış işte hain deyip arka tarafa bakmazsak bizde
ihanetin içerisinde oluruz? Merak ediyorum lütfen biri açıklasın bu K.K. isimli
Amerikalı MKE ile kaç iş yapmıştır? Ne kadar liralık ticareti var? bu adamın
kaybettiği ihale yada şartname engeline takıldığı bir ihale var mı? Hatta K.K.
nın diğer Silah Tüccaları ile bağlantıları açıklanmalı… ben vatanımı seviyorum
deyip ihbar etmediği bariz ortada! Her ne kadar bunu savunsa da bu işin
arkasında çok iş var. K.K. isimli şahıs zorlanmadan bu perdenin arkasını hiçbir
zaman göremeyiz!
Açıklama bekliyoruz… MKE Genel Müdürü mü olur? Milletvekili
mi olur? Ben bilmem! Ama sorduğum soruların cevabını isterim. Koskoca bir şehri
ülkeye, kocaman bir ülkeyi dünyaya rezil eden bu olay hakkında en ufak bir
şüphe oluşmayacak şekilde açıklama bekliyorum.
Milletvekillerine de bir çağrım var! Taciz olayına Tecavüz
olayına Meclis Araştırma komisyonu kuruyorsunuz. Elinize sağlık gidebildiğiniz
kadar üstüne gidin destekliyoruz. Bil hassa Milli Savunma Komisyonu üyesi
Mehmet Demir’e çağrımdır, kesinlikle bu olay için bir Meclis Araştırma Komisyonu
kurulsun. Başına da mümkünse Kırıkkaleli olmayan hatta Ak Partili olmayan biri
geçirilsin. Madem konu milli particiliği kenara bırakıp, enine boyuna, hiçbir
şey göz ardı edilmeden bu olaylar araştırılsın. Hatta elleri değmişken 1997
büyük patlama dahil tüm patlamaların sabotaj iddiaları da araştırılsın.
Korkuyorum, MKE bu kez yanmadan patlayacak. Bu kez manevi patlayacak.
Korkuyorum yine en çok Kırıkkale zarar görecek!