64. hükümet kısa sürdü. 22
Mayıs’ta Ahmet Davutoğlu dönemi sona erecek. AKP’nin yaptığı olağanüstü kongre
ile parti hem kendine yeni bir genel başkan ve aynı zamanda 65. Hükümet
kurularak yeni bir başbakan seçildi.
Davutoğlu; Konyalı, iyi
eğitimli, çevresinde de takdir gören bir akademisyendi. Görevini de iyi
yapıyordu. Yani onu o koltuğa getirenlerinde sözünden çıktığı görülmemişti.
“Tak diye söyler şak diye yaparım” ifadesi aslında “cuk” diye oturuyordu.
Peki sayın Davutoğlu neden
görevinden alındı. Yolsuzluk, hırsızlık, ihanet, şaibe mi var. Bildiğimiz
kadarı ile yok. Bir çok konuda başbakan eleştirilebilir ama dürüst olduğu
konusunda muhalefette işin doğrusu hemfikir.
22 Mayıs’ta yapılan AKP’nin
olağanüstü kongresi ile yeni AKP’lilerin
ifadesi ile “düşük profilli bir başbakan” seçildi.
Beştepe penceresinden
baktığımızda evet bu doğal gibi görülebilir ama o makama seçilen kişiyi
aşağılamak anlamına gelmez mi?
Resmen “adamın adamı olacak,
Beştepe’nin emrinden çıkmayacak” deniliyor. İşte bu sebeple sayın
Davutoğlu’na “Son Başbakan” diyoruz. Bundan sonra gelecek olanlar “Koordinatör
Başbakan” veya hükümet ile cumhurbaşkanı arasında memur, belki de Cumhurbaşkanı
yardımcısı hatta Başkan yardımcısı diyebiliriz.
Bu durum aslında fiili olarak
Fransa modelinin uygulanacağı anlamına gelmektedir. Yani yarı başkanlık sistemi
pasif bir başbakan ile devreye girmiş olacak.
Ülke’de bir rejim değişikliği
yaşanacak, kanuni olmayan sürece gireceğiz. Üstelik Başkanlık sistemine hazır
değiliz henüz. Rejim değişiyor, sistem değişiyor, Kanunlar değişecek, bu
sisteme ayak uydurmak için devlet dairelerinde bir çok değişiklik yapacak, Yeni
siteme ayak uydurmak için bir çok masraf edilecek, Aslında bunların hiçbirisine
gerek yok ve maalesef milli servet zayi olacak.
Ülkede başkanlık sisteminin
uygulanmasının önündeki tek engel ise muhalefettir. Muhalefet tabir yerindeyse
adam gibi görevini yerine getirirse bu hükümet, ne başkanlık sistemini
getirebilir nede yıllarca yaptığı aymazlıklara devam edebilir.
İşte bu sebeple yine iş MHP’ye ve Türk Milliyetçilerine düşüyor.
Saygıdeğer üst kurul
delegeleri,
MHP’nin seçilmiş milletvekilleri,
MHP’nin MYK Üyeleri,
Belediye başkanları,
Artık ayağa kalkıp bir şeyler
deme zamanı gelmedi mi? Şimdi değil de ne zaman? Her zaman demiyor muyuz? Önce
ülkem diye. İşte o zaman geldi ülkem için, AKP’nin aymaz politikalarına dur
demek için sadece başkanlık için birkaç ay sonra gidilecek bir seçime dur demek
için MHP’nin bu olağanüstü kongreyi yapması gerekmektedir.