Yıllardır Kırıkkalespor’un en fanatik taraftarlarından
biriyim. Gazetecilik yaşamım boyunca her fırsatta, Belediyecilik yaptığım zaman
takımla ilgilendim, tribünde takımıma destek oldum… Yeri geldi kuşlar gibi
havada uçtum, yeri geldi üzüntüden kahroldum. Kimi zamansa sinir ve stresten
tansiyonumla oynadım…
Kimsenin Kırıkkalesporluluğunu tartışmayacağım! Bütün şehir,
kimin ne kadar Kırıkkalespor’u sevdiğini çok iyi biliyor. Bütün şehrin istememesine
rağmen sırf kendi hırs ve ihtiraslarına yenilerek, bir inat şehri karşısına
alıp Kırıkkalespor’u hiçe sayanları çok iyi biliyor.
Sezon başlarken teknik direktör seçimi nedeni ile taraftarı
ile kavga eden, ilk yarı lider bitiren takımı bozmaya çalışan, karşılaşmalar
esnasında protokol misafirlerine çeşitli sözler sarf eden,
Bir başkan düşünün, Valisinin, Milletvekillerinin, Emniyet
Müdürünün, Belediye Başkanının, takımı borç batağından kurtaran Türk Metal
Sendikasının, çalınacak endişesi ile para vermekten korkan iş adamlarının, en
önemlisi cefakar taraftarlarının, futbolcusunun, teknik direktörünün istemediği
ve karşı olduğu bir başkan düşünün.
Kuru kavga söylemlerinden ve ağız dalaşına girmekten, düşman
kazanmaktan başka hiçbir meziyeti olmayan, 3. Lig için hiçbir projesi olmayan,
transfer ve giderler için tek bir gelir kaynağı yada sermaye gösteremeyen,
yıllardır MKE’yi ayakta tutan otoparkları dahi kaybeden, o otopark gelirlerinin
şaibesini açıklayamayan, TM Kırıkaklespor tarafından ödenen Afyon ve Sivas
deplasman faturalarını MKE Kırıkkalespor’a fatura ettiren bir başkan, usulsüz
bir Kongre ile yeniden başkan seçildi!
Usulsüz çünkü geçen sene kongrede oy kullanan ben hiçbir
karar olmadığı halde olsa bile şahsıma tebliğ edilmediği halde oy kullanamadım,
hemen yanımda oy kullanan arkadaşım oy kullanamadı. Futbol İl Temsilcisi oy
kullanamadı, çünkü hazırın listesinde adımız yoktu. Çünkü liste usulsüzce değiştirilmişti.
Hiçbir yönetim kurulu kararı olmadan kafasına göre üye
silen, sildiği üyelerin yerlerine kafasına göre üye yazan bir Başkan
Kırıkkalespor’un hem başkanı oldu, hem takımın adını değiştirdi. Bakın oldu
diyorum, seçildi değil!
Nerden başlasam bir türlü karar veremedim. 1 yıl önce
birleşmeden sonraki süreçten mi? yoksa şampiyon olduktan sonra ki son birkaç
aydan mı? Veya yapılan kongrede ki usulsüzlüklerden mi? Elime geçen
faturalardan mı, kasaya girmeyen gelirlerden mi? Hangisinden bahsedeyim, gerçekten
karar veremedim.
Gündemde olan Kongreyi kısaca anlatayım. Geçen yıl Türk
Metal Sporla birleşme kararı alan yönetim, takımın adını Türk Metal
Kırıkkalespor yaparak yeni bir sayfa açtı. Bu birliktelikten doğan borçsuz
kulüp ilk senesinde şampiyon oldu. Birliktelik ile değişen tüzükte yönetim
kurulu üyelerinin yarısının bir fazlası Türk Metal Sendikası üyesi olmak zorunda
denildi. Bir yıl üye yapılamayacağı tüzüğe işlendi. Her seferinde bilmem kaç
yılında kurdunuz takımı hiçbir başarınız yok ben aldım şampiyon yaptım dedi. Oysaki
kendisi Türk Metal yokken 3 yıl kulüp başkanlığı yaptı, kendi
başarısızlıklarından hiç bahsetmedi.
Sonra bu birleşme kişilerin şahsi menfaatleri doğrultusunda
bozuldu. Başarıyı getiren Birliktelik varken ayrışma gün yüzüne çıktı. Delege
listesi herkesten saklandı, karar defteri önce kayboldu denildi, sonra
kaybolmadı doldu denildi ama içeriği hiçbir kimseye gösterilmedi. Rezaletler
bunlarla sınırlı kalınacak derken, daha beterlerini yaşadı bu şehir.
Demokrasi, hukuk, insan hakları adına ne varsa çiğnendi
Kırıkkalespor Kongresinde. Demokrasi çiğnendi çünkü gerçek delegeler salona
alınmadı, hukuk çiğnendi çünkü karar alınmadan listelerle oynandı, insan
hakları çiğnendi çünkü oy hakkı olanların oy hakları gasp edildi. Gasp diyorum
çünkü zorla, zorbalıkla, kanunsuzca alındı.
Bakın bir detay vereyim, yönetim kurulu üyeleri otomatik
olarak delege olurlar. Bir önceki yönetim kurulunda olan tam 2 kişinin adları
hazırın listesinde yoktu. Haklarında hiçbir ihraç kararı yokken bu kişiler
listeden çıkartıldılar.
Hukuken anlamını söyleyeyim mi? Evrakta sahtecilik, cezası yargı
tarafından belirlenir.
Bir şey daha kulüp başkanları delege olmak zorundadır. Yani
bir önceki kulüp başkanı delegedir. Yine hiçbir karar ve ihraç yokken bu kulüp
başkanının adı hazirun listesinde yoktu. Alın size bir detay daha bütün devlet
kayıtlarında Kırıkkalespor delege sayısı 119 iken, asılan hazırın listesi 118
kişiden oluştu nasıl mı? Bir isim 2 kere yazılmıştı! Alelacele ve baştan savma
yazıldığı her şeyi ile belli olan bu hazirun listesinde ki kişiler suç
işlediklerini bilmeden gidip listeye imza attılar üstüne oy kullandılar. Oysa
hepsi üye olmadıkları halde oy atıyor ve suç işliyorlardı. Bilseler yaparlar
mıydı? Şimdi hazirun listesini de değiştirmeye kalkar, zahmet etme hem
fotoğraflandı hem de mühürlü sureti alındı, üstelik tutanakla!
Burada bir detay daha vereyim, hazirun listesinde Belediye
Başkanı Mehmet Saygılı’nın 119. sırada yer almasına da anlam veren varsa
açıklasın.
Öte yandan Ticaret Odası Başkanı Ekrem Gök, usulsüz
yaptığınız yönetim listenizde de yönetim kurulunuzda, kongre salonuna geldiğinde
taraftarın tepkisi ile karşılaştı ve salona girmekten vazgeçti. Başkanım sizi
bekliyor buyurun davetinize ise Ekrem Gök, taraftar girmemi istemiyor ben
girmiyorum diye tepkisini göstererek alanı terk etti. Bunun yorumu da okuyucularımız yapsın…
Divan başkanı kongrenin olağan ve olağanüstü olduğunu dahi
bilmiyordu! Nasıl mı? Olağan kongrelerde mali tablo ibraya sunulur. Oysa
kongrede bu oylama yapılmadı! Şimdi savunma yapacaklar kongre olağanüstü diye!
Bir hukukçuya danışsalardı anlarlardı. Seçimin olağan üstü olabilmesi için,
yönetimin düşmesi, başkanın istifa etmesi ve süre dışında olması gerekir. Oysa
Kırıkkalespor kongresinin süresi geçmişti! Hatta bu süre gecikmesinden dolayı
tüm yönetim kurulu üyeleri para cezasına çarptırılacaklar. Yani süre geçtikten
sonra alındı. Yönetim düşmediğine ve başkan istifa etmediğine göre kongre
kararının yönetim kurulu kararı ile alınmasından dolayı kongre olağan kongre!
Mali ibra sunulmadan kongreye geçilemez sırf bu konu bile kongrenin iptal
sebebidir. Hatta divan başkanının hukuki sorumluluğundadır.
Keskin sirke küpüne zararmış. Hırslarına ve ihtiraslarına
yenik düştüğünden sezon boyunca kuyusunu kazanlarla, atılan gollere dahi
sevinmeyenlerle, kendisine küfredenlerle, kendi küfrettikleri ile, takım mağlup
duruma düşse taraftarı kendisine karşı örgütlemeye çalışanlarla bir yola çıkan…
Ya kongre sonrası yaşananlar. Bir taraftar gurubu liderine
karşı edilen küfürler. Polis kordonu olmadan çıkamayışı, Birde benimle
hesaplaşacağını söylemesi! Benim en uzman olduğum konudur hesaplaşmak. İlk
hesabımı söyleyeyim, seni şikâyet ettim Kırıkkalespor Başkanı Metin Karakuş…
Usulsüzce hazırın listesinden adımın olmaması sebebi ile. Bu
daha başlangıç, bilgi ve belgeleri her defasında şikâyet edeceğim. Hesaplaşma
tarzını bilmiyorum, benim bildiğim hesaplaşmak, ya sandıkta olur, ya mahkeme
salonlarında…
Ha adliye koridorlarında hesaplaşacağız diyorsan ve bu
zamana kadar tıstırdığın herkes gibi sanıyorsan beni, yanılıyorsun, ben
yıllarca senin kaç gömlek üstlerinle mücadelelere girdim seni cebimden
çıkartırım merak etme.
Kırıkkalespor hiçbir şey kaybetmez, ne seneler kaybedilmiş
bir sene can çıkartmaz, ne kümelere düşmüş bir kez daha düşse yine ayaklanır
çıkar. Tek kaybı zaman olur Kırıkkalespor’un! Ya kendisi ne kaybetti biliyor
musunuz? İtibarını kaybetti, saygınlığını yitirdi, varsa dürüstlüğü kaybetti,
görünen o ki özgürlüğü de tehlikede!
Kameralar karşısında aynı şey hakkında 3 ayrı cümle kurduğunu
da hatırlatmak isterim; Mesela ilk başta 250 üye yaptık dedi, sonra 119 üye var
dedi, sonra tüzüğe göre üye yapamayız, üye yapmadık dedi. Hangi lafına inanalım
derken, hem üye yapmış, hem üye çıkartmış.
Hesaplaşacağız demiş ya evet hesaplaşacağız. Bu yazı
hesaplaşma değil.
Hodri meydan şimdi hesaplaşma zamanı!