Her sene ve bilhassa uzatılan bayram
tatillerinin sonunda ne denli olumsuzlukların yaşandığını, bu ve benzeri
olayların, bayramları cenaze merasimine dönüştürdüklerini, bu kabil durumların
yaşanmaması için, uyulması gereken kuralları her fırsattan anlatıyor – yazıyoruz!
Daha öncesinde basın bülteni şeklinde yapılan
bilgilendirmeler hariç olmak üzere, son bir sene zarfında bu köşeden yayımlanan
elli civarındaki yazdıklarımın üçte biri bu konulara yönelik. Ama sonuca
bakınca değişen bir şeyin olmadığını üzülerek görüyoruz!
Yurdumuzda
2004 - 2013 yılları
arasındaki 9
yılda, 9
milyon 553 bin 227 maddi hasarlı, yaralamalı ve ölümlü trafik kazasının
meydana geldiğini, bu kazalarda toplamda 42 bin 477 kişi öldüğü ve 2
milyon 26 bin 986 kişinin de yaralandığını biliyor muyuz?
Yılda 1 milyon 61 bin kaza meydana geldiğini biliyor muyuz?
Yılda 4 bin 720 kişinin kazaya
kurban gittiğini biliyor muyuz?
Yılda 225 bin kişinin de
yaralandığını biliyor
muyuz?
Günlük ortalama trafik kazasının 2 bin 907 adet
civarında olduğunu biliyor muyuz?
Bu kazalarda günde ortalama 13 kişinin yaşamını
yitirdiğini biliyor muyuz?
Yine bu kazalarda günlük ortalama
616 kişinin de
yaralandığını biliyor
muyuz?
İstatistik olarak belirlenen bu değerler, ‘’Kaza Yeri Tespit Tutanakları’’ nda olay mahallinde o anda
kaydedilen ölü ve yaralı sayılarıdır. Bilahare (yolda – hastanede – evde) geçen süre zarfındaki ölümlerle, ilk
sayının ortalama 3 e
katladığını, dolayısıyla başlangıçta belirtilen ölü sayısının, zaman
içerisinde ve gerçek olarak misliyle arttığını biliyor muyuz?
Son 10 yılda, kaza ve yaralı sayısı artarken, ölü
sayısında diğer yıllara göre azalma yaşanmakta olduğunu biliyor muyuz?
Buna karşılık her geçen yıl artan trafik
kazalarında kaybedilen milli servetlerin, (kesinlikle
canla kıyaslanamasa da), kaç
milyarları bulduğunu biliyor muyuz?
Bu kazaların oluşumundan itibaren
sonuçlanıncaya kadar geçecek olan süreçte kaybolan işgücü kaç yıllara baliğ
olduğunun farkında mıyız?
Bu olumsuzlukları alt alta sıralayacak
olursak, herhalde sayfalarca yazmak gerekir!
2004 – 2013 yılları arasında yaşanan trafik facialarındaki rekorlardan
bahsedecek olursak özetle şu şekilde açıklayabiliriz:
Yıllık trafik kazası rekoru 2012 yılına ait bulunuyor! Yılın toplam
kaza sayısı 1. 296. 634.
Trafik kazalarında hayatını
kaybedenlerin yıllık rekoru 2007 yılına ait olup, 5007 ölü!
Bu kazalardan yaralı olarak
kurtulanların rekoru da 2013 yılına ait ve 274. 829 kişidir!
Tekraren
bildirirsek eğer, ölü
sayıları Kaza Tespit Tutanağına giren değerler olduğundan, geçen zaman
içerisinde erişeceği değerler, ortalama sonuçta bu sayıların üç katına tekabül etmektedir!
En az kaza ve ölüm gerçekleşen
Kurban Bayramı 1980 yılı
olmuştur. Bu yılda 77 trafik kazasında 91 kişi
hayatını kaybetmiş, 170 kişi de yaralanmıştır!
En fazla kaza ve yaralanmanın
yaşandığı Kurban Bayramı ise 1997 yılı olup, 7 günlük tatilde 641 kazada 178 kişi ölmüş, 1. 357 kişi de yaralanmıştır!
Son 30 yılımızın en fazla ölümlü trafik kazası olan yıl 1987 olmuştur. Bu yıldaki 9 günlük bayram tatilinde de 351 kazada 304 kişi hayatını kaybetti, 764 kişi ise
yaralandı!
Geçmişten günümüze gelecek olursak, henüz bir hafta önce idrak etmiş
olduğumuz ve
Bakanlar Kurulu kararıyla tatil süresi 9
güne çıkarılan Kurban Bayramı süresince,
yurdumuzun şehirlerarasındaki trafik artarken, alınan bütün önlemlere rağmen,
tatilin gidişinde de dönüşünde de ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının
önlenmesi maalesef mümkün olamamıştır!
Tatil süresi uzatılan bu Kurban Bayramının trafik kurbanlarının
bilançosunu açıklayalım; 10
Eylül / Cumartesi
gününden başlayan 9 günlük tatil, 18 Eylül / Pazar - 17. 00 itibariyle sona
ererken, meydana gelen toplam 147 trafik
kazasında 74 kişi öldü ve 615 kişi de yaralandı.
Kazaların 9 güne göre kronolojik seyrini şöyle
sıralayabiliriz:
* 1. ) Kurban Bayramı tatilinin ilk günü olan 10 Eylül / Cumartesi günü meydana gelen 21 kazada; 13 kişi öldü, 79 kişi de yaralandı.
* 2. ) Tatilin 2’ nci günü 11 Eylül / Pazar 13 kazada;
11 kişi öldü, 36 kişi de yaralandı.
* 3. ) Tatilin 3’ üncü - Bayramın ilk günü olan 12
Eylül / Pazartesi 14 kazada; 11 kişi öldü, 40 kişi de yaralandı.
* 4. ) Tatilin 4’ üncü - Bayramın 2’ nci günü, 13 Eylül / Salı 4 kazada; 1 kişi öldü, 16 kişi de
yaralandı.
* 5. ) Tatilin 5’ inci - Bayramın 3’ üncü günü, 14 Eylül / Çarşamba 10 kazada; 6 kişi öldü, 56 kişi de
yaralandı.
* 6. ) Tatilin 6’
ncı - Bayramın 4’ üncü günü, 15 Eylül / Perşembe 11
kazada; 9 kişi öldü, 122 kişi de yaralandı.
* 7. ) Tatilin 7’ nci günü 16 Eylül / Cuma 32 kazada;
8 kişi öldü, 116 kişi de yaralandı.
* 8. ) Tatilin 8’
inci günü 17 Eylül / Cumartesi 26 kazada; 8 kişi öldü, 97 kişi de
yaralandı.
* 9. ) Tatilin son günü 18 Eylül / Pazar
16 kazada; 7 kişi öldü, 53 kişi de
yaralandı.
Bu kazalar; Trabzon, Konya, Aksaray, Bartın, Çorum, İstanbul, Kırıkkale, Sivas,
Van, Adıyaman, Kocaeli ve Adana illerinde meydana gelmiştir.
Baştan beri anlatmaya çalıştığım bu
tablo, ne yazık ki yurdumuzun trafikteki gerçeği olup, düzeltilmesi konusunda
da maalesef yeterli bir aktivite görülmemektedir!
Çeşitli zamanlarda Üniversitelerimiz ve Sivil
Toplum Kuruluşlarınca trafik ve yol güvenliği konularında çeşitli sempozyumlar – paneller – VS.
tertiplenmekte olup, sonuç itibariyle de bir arpa boyu yol alındığı
görülmektedir.
Bu da göstermektedir ki, konunun
yurdumuzun son yarım yüzyılda yaşamakta olduğu terörizmden daha da ileri bir boyutu
vardır. Bunun adı da ‘’TRAFİK TERÖRÜ’’ dür!
Kırk yıla yaklaşan bilinen teröre kurban verdiğimiz can
sayısının toplamını, aslında her üç – dört senede bir, trafik
katliamlarında feda ediyoruz! Yakın
tarihte şahit olduğumuz ‘’SOMA Maden Faciası’’ nda kaybettiğimiz
canlarımızın toplamını, kan gölüne dönen karayollarında, adına kaza dediğimiz
trafik teröründe her bir haftada kaybediyoruz!
Bütün bu olumsuzluklar yaşanırken,
bunların ilgilisi ve yetkilisi (yetkisiz yetkilileri) ne yapıyorlar?
Hamasi nutuklarla adeta havanda su dövüyorlar! Dünyada trafik
kazalarında rekor kıran bir ülkenin sorumluları olarak,
bundan ne pay almaları gerektiğini kendileri düşünsün!
*