Geçen hafta mahalli gazetelerimizde
duyurusu yapılan ve Kırıkkale de ilk defa tertip edilen program olma özelliğine
sahip olan ‘’URFA SIRA GECESİ’’
ilanından, umarım halkımızın gazete okuyan kesimi haberdar olmuştu.
Hafta sonu münasebetiyle ziyaretimize
gelen torunum Oktay o gün bizdeydi.
Son günlerin bilhassa gerilimli geçen sürecine bir nebzecik mola ve torunuma Türk Halk Musikisinden bir program
izletmiş olmak için eşimi de alarak gittik program mahalline.
Programı organize eden ‘’Bayan Genç Girişimci ’’ Sevda Hanım,
restoranın girişinde herkes gibi bizleri de karşıladı. Salona geçip uygun bir
yere oturduk.
Salon yoğunluğu hemen hemen tamamen
dolu diyebilecek konumdaydı.
Geceye iştirak edenlerden şahsen
tanıdığım veya göz aşinalığım olan, Kırıkkale’ nin en emektar basın mensubu
arkadaşlardan başlamak üzere, çeşitli federasyonların ve meslek kuruluşları oda
başkanları, Organize Sanayi Sitesi ve Rafineriden yetkililer, şehrimizin çeşitli
okullarından ve dershanelerinden öğretmenler, çeşitli hastanelerden doktorlar
ve sağlık personelleri, avukatlarından bir gurup, çarşı esnaflarının bir
kesimini ve civar ilçelerden gelmiş olan çeşitli misafirleri sayabilirim.
Sıra Gecesinin Saz Heyeti salona
intikal ederek sahnede yerini aldı. Mutat üzere ‘’Urfa Divanı’’ yla açılışını yapan ekip, rahmetli Kazancı BEDİH’ ten başlayıp, Türk Halk
Musikimizin dev eserlerini sırasıyla ve çok güzel bir şekilde icra etti.
Tabii ki bu arada Boz Toprağın Tezenesi Neşet ERTAŞ rahmetliğin dilimizden düşmeyen
eserleri de unutulmadı. Ve zaman zaman da soliste eşlik etmekten geri
kalınmadı. Aralardaki oyun havalarında da yine pisti dolduranlar, belli bir
ölçüde moral depoladılar.
Programın devamı sürecinde malum
olduğu üzere ‘’Çiğ Köfte’’ yoğurması
da eğlenceye paralel olarak devam etti. Köftenin kıvamına gelişiyle birlikte,
yoğurma işlemini yapan genç, maharetini belgelemek üzere, çiğ köfte yoğurduğu
tepsiyi ters çevirerek ve masa masa dolaşıp ‘’Tepsi Şov’’ u ile bahşişlendi!
Bunun devamında masaların porsiyon
çiğ köfteleri servis yapıldı. Arkasından bu defa güney doğu da meşhur olan ve ‘’Mırra’’ adı verilen bir çeşit kahve
ikramı servisi başladı. Bu bildiğimiz kahveden farklı acı bir içecek. Tabii çok
kişi bunu bilmemesine ve içmek istememesine rağmen, yine bahşiş meselesi dolayısıyla zoraki ikram gerçekleşti!
Müzik programı bütün hızıyla devam
ediyor, pist bir taraftan boşalıyor, öbür taraftan doluyor. Böyle bir mekânda yurdumuzun başka bir bölgesinin ekibinin
sunduğu bu eğlence ilk oluşundan dolayı olsa gerek oldukça hareketli geçiyor.
Pistin dolusu oynayanların yanı sıra
bu defa da ‘’Davul Şov’’ ile her
masa ayrı ayrı ve dakikalarca davul şov’ unun eğlencesinde bahşiş hakkı gerçekleşiyor!
Saatler sonra eğlencenin sonuna doğru
artık salon yavaş yavaş boşalmaya başladı. Ve biz de organizasyon ekibine,
bizlere müstesna bir gece sağladıklarından dolayı teşekkür ederek veda edip
oradan ayrıldık.
Organizasyonu tertip eden Sevda Hanım, Kırıkkale Kadın Girişimcilerden bir tanesidir. Şehrimizde nice
böyle bayan girişimcilerimiz vardır. Sektör farkı gözetmeksizin gerek bayan ve
gerekse ‘’Genç Girişimci’’ lerin
hepsini tüm kalbimle kutluyorum. Yapacakları akıllı – mantıklı ve şuurlu her girişimlerini de, eski bir işletmeci
büyükleri olarak şahsen destekliyorum.
Ne var ki veda ederken icap etmeyen
şu görüşümü de bu sütunlardan kamuoyu ile birlikte paylaşmak istiyorum.
Belli birtakım kişi veya kesim
tarafından kamuoyuna ‘’ADET’’ diye
lanse edilen ve fakat aslında o kişilerin çıkar ve menfaatlerine (rantları) yönelik olan bu adet
uydurmalarından artık toplumun büyük bir kesiminin nefret ettiği bir gerçek!
Aynı rant Düğün Salonlarında da
çeşitli şekillerde gerçekleştirilmekte değil mi? Bu konuyla ilgili (17 Eylül 2015 – Perşembe) yine bu
sütunlardan ‘’SALON SOYGUNU’’
başlığı ile gündeme getirmiştim!
Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinin
yarısını geçtiğimiz şu dönemde artık biraz kendimize gelelim diye düşünüyorum. Eğlence
yerlerindeki görevliler babaları hayrına çalışmıyor, bedelini alıyor. Eğlenilen
yere kimse para saçmaya gitmiyor. Ve kimse de öyle yoldan para süpürmüyor!
Birileri şahsi çıkarlarını,
diğerlerini çevreye karşı rencide ederek (adeta
haraç alır gibi) sağlamak hakkına sahip değildir!