Nerden
çıktı bu yazı şimdi diyeceksiniz ve ekleyeceksiniz ülkenin bu kadar sorunu
varken. Ama okuyunca ne kadar gerçekçi olduğu konuda bana hak vereceksiniz diye
düşünüyorum.
Günümüzde maddi konulara o kadar
daldık ve öyle çok günümüzü maddiyatla geçiriyoruz ki gerçekten pek çok şeye
şükretmeyi pas geçiyoruz.
Sabah uyandığımızda açacak ve güneşi
görecek, aydınlığı algılayacak bir gözümüz, kalkacak bir ayağımız var.
Yıkayacak bir yüzümüz, yanaklarımızı ovalayacak ellerimiz var. Şükürler olsun bize
günaydın diyecek eşimiz, evladımız ana babamız var. Ve şükürler olsun ki o
günaydın sözcüğünü duyacak bir kulağımız var.
Kahvaltı da yiyecek ekmeğimiz içecek
çayımız var. Belki onlar kadar önemli başımızı sokacak bir evimiz var.
Üzerimize giyecek elbisemiz gidecek
bir işimiz, bir fincan kahveyi paylaşacak dostumuz var. Derdimizi anlatacak bir
dilimiz var.
Akşam olduğunda gidecek hanemiz,
başımız ağrıdığında nane limon içeceğimiz bir bardağımız, dinlenip zinde
kalkacağımız bir yatağımız var.
Başta dedim ya şükredecek o kadar
konumuz var ki aldığımız her nefese sonsuz şükretsek azdır.
Gölgesinde huzur bulduğumuz bir
bayrağımız var. Ana bildiğimiz baba bildiğimiz devletimiz var. İnandığı
değerler uğruna canını hiçe sayacak milletimiz var. Duyduğumuzda burnumuzun
direğinin sızladığı ezanımız var.
Aslında tüm bu sahip olduklarımız
için şükrederken hemen yanı başımızda bu sahip olduklarına dua edenler içinde
amin demeliyiz. Zira dostun dosta yaptığı dua Allah katında kabul edilen
duadır.
Uhud savaşı başlamadan iki sahabe
arkadaştan Abdullah ibin caşh(ra)
önce,Saad bin Ebi Vakkas(ra)ı gördü. -Ya Vakkas savaş başlayacak, savaştan önce dua etmek
istemez misin diye sordu. Saad -Edelim Abdullah dedi kendisine. Ve
Uhud dağının eteklerinde bir kayanın dibine gittiler. Abdullah Saad’a
-Hadi önce sen dua et ben amin diyeyim, sonra
ben dua edeyim sen amin de. Saad bin Ebi Vakkas(ra) ellerini
kaldırdı -Ya Rabbim,savaşta beni düşmanla karşılaştır.Ben o
düşmanımla savaşayım,bana cihat sevabını nasip et, sonra ben düşmanımı yeneyim
bana zafer ver,daha sonra ben savaş ganimetlerinden hak alayım ve zaferle evime
döneyim.
Abdullah ibin Caşh elleri semada -Aminnnn dedi.
Dua sırası Abdullah(ra) gelmişti. Ellerini
tüm teslimiyetiyle semaya açtı.
-Allahım,bana düşmanımla
karşılaşmayı nasip et,bir süre ben düşmanımla cenk edeyim,bana cihat sevabını
ver. Sonra düşmanım bana galip gelsin,beni yere yatırsın,yensin, kılıcıyla
kolumu kessin,sonra diğer kolumu,sonra ayaklarımı kessin,sonra kulaklarımı,sonra
burnumu, sonra başımı,vücudumdaki bütün azalarımı kessin ben hiç tanınmayacak
hale geleyim.Kesilmiş kütük gibi olayım.
Ben mahşer günü huzuruna böyle
geldiğimde, ben Sana -Ey Allahım, bütün bedenimi bende
olan ne varsa senin yoluna feda ettim. Azlarım şahadet etsin diye de
hepsini senin rızan için düşmanla savaşırken kaybettim. Diyeyim….
Abdulla(ra)ın duası burada bitiyor. Saad bin Ebi Vakkas(ra)bu dua karşısında şaşırmış halde..-Ben
bu duaya amin demem, -Diyeceksin diyor Abdullah,seninle
öyle anlaştık,Amin de amin de… Saad verdiği sözün üzerine amin
diyor,ve beraberce kalkıp savaş meydanına geliyorlar.
V e savaş sona eriyor. Müşrikler ölülerini Müslümanlarsa şehitlerini toplamaya
çıkıyor. Rasulullah(sav) savaş meydanında geziyor. Aman Alahım…Yerde hurma kütüğünü andıran başsız kolsuz
bacaksız kulaksın sadece vücudun olduğu bir naaş var, ve Saad ağlamaya
başlıyor. Rasulullah(sav),yerde yatana bakıp gülümseyerek başını
çeviriyor. Sahabe şaşkın, sahabe anlamıyor. Soruyorlar Nebiye,gazi
olmuş O’nunda mübarek dişleri kırılmıştı. -Ne oldu Ya Rasullah,neden gülümsediniz_
Rasulullah(sav) asahabına dönerek, -Ben Abdullah’ı cennette pınar başında yıkanırken
gördüm, yanında huriler vardı, rahatsız etmek istemedim o yüzden başımı
çevirdim diyor. Ashab içten içe imrenerek bu kutlu şehide ağlamaya başlıyor.
Biraz
uzadı yazı biliyorum ama Rabbim öyle bir şükür ve öyle bir dua nasip etsin ki
bize inşallah hayırlı olan tüm dualarımız ve şükrümüz hemen gerçekleşsin.
Hem
şahsımız ailemiz ve hem de aziz milletimiz devletimiz ezanımız bayrağımız için
ettiğimiz dualar şükredenlerin duası gibi kabul edilsin inşallah.
Selam
ve dua ile…