Türkiye’nin en garip takımını
sorsanız bana düşünmeden TM Kırıkkalespor derim. Bir saniye düşünürsem MKE
Kırıkkalespor, 2 Saniye düşünürsem tekrar T.M. Kırıkkalespor derim.
Baktığımız zaman,
borçlarından kurtulalım, borçsuz daha iyi hedeflere koşalım diye terk ettiğimiz
MKE Kırıkkalespor dahi, bize 18 yıl sonra şampiyonluk yaşatan, o büyük coşkuyu
hatırlatan TM. Kırıkkalespor’dan daha iyi konumda. En azından başkanı belli,
yönetimi beli, muhatabı belli…
Ya 3. lige çıkarak bizlere
yıllar sonra profesyonel ligin tadını yaşatan takım ne halde? Sen olacaksın,
ben olacağım, kavga, dövüş mahkeme, sonuç maalesef kan… Mahkeme salonlarında,
tribünde, kuliste, sokakta verilen İktidar savaşları ama sonu maalesef yine
kan…
En başından beri
söylüyorum ama bugün daha bir sert tonda söylüyor ve daha büyük harflerle
yazıyorum BENİM TARAFIM KIRIKKALESPOR’dur. Ne sendika! Ne Metin Karakuş! Hiç
birinizi desteklemiyorum ve hatta bu haftadan itibaren hepinize muhalefetim.
Verilen vaatler, yüksek
tutulan hayaller, umutlar ve sair, ve sair, ve sair. Sonuç mu? Söylemeye gerek
var mı?
Ligin son sırasına
hapsolmuş doğru veya yanlış yapılan bir transfer politikasından dolayı tüm
ödemeleri 12. aya sıkıştırılmış ve 12. ay itibarı ile kasasında kocaman bir
sıfır lirası olan şehrimin güya en büyük markası yerlerde sürünüyor.
Saha içini söyleyeyim mi?
Oynanan oyuna puan verilse şuan ligde açık ara lider olacak olan, ama ligin
şampiyon adaylarını dahi dize getirip buna rağmen atanı atamayan tutanı
tutamayan beki de dünyanın en basit gollerini kalesinde gören ve dünyanın en
güzel pozisyonlarını gole çeviremeyen bir Kırıkkalespor var sahada. Birçok
futbolcusu bil hassa atan ile tutanı takımdan kendini ayırmış, soyutlamış ve
Kırıkkalespor’u kafasından çıkartmış ancak buna karşın parayı en son sıraya
koyup şahıslarına karşı onca ayıba rağmen takımını bırakmamış ve ruhunu ortaya
koymuş bir takım var sahada.
Oynayan, basan her maç
galibiyet diye çıkan ancak bir iki basit hata ile gol yiyip maalesef gol
atamayan bir takım. Lige iyi başlamış, kupada ilk turu atlamış ancak iki kanat
oyuncusunun sakatlanması ile kolu kanadı kırılmış birde üstüne atanla tutanın
kötü performanslarının yanı sıra birçok şansızlığa maruz kalmış bir takım!
Düzelmez mi? Düzelir! Hem
de bu futbolu oynayan takım çok kolay düzelir. Çok kaliteli bir forvet lig
ayarında iki kanat oyuncusu transferi ile yedek kaleci Cihan takıma
kazandırılırsa bu takım ligin son sırasında bitirdiği ilk yarıdan sonra ilk 5’i
zorlayacak bir takım haline gelir.
Ama düzelmez! Neden mi?
Sen olursan ben olmam, ben olursam sen olma, Kayyum olursa hiç birimiz olmayız
diyenler yüzünden düzelmez. Sendikası, Karakuş’u, Başkan Adayları, Belediyesi,
İş Adamları herkesin ağzından bir laf “Kayyum varken takıma destek olmayız!”
Yahu bu kayyum uzaydan mı
geldi? Yahut her birinizi saf dışı bırakıp kulübe el mi koydu? Siz istemediniz
mi Kayyumu? Yada merak ediyorum Takım
Kayyumda iken Kırıkkale’nin takımı değil mi? Mesela Belediye Başkanımız bu
takıma Kırıkkale’nin takımı olduğu için mi yardım etti geçen sene yoksa Sendikanın
takımı olduğu için mi? Yada iş adamlarımız Sendika ile aralarını iyi tutmak
maksadı ile mi verdi onca parayı?
Takım hangi ligde diye
sorsak 3. lig diyemez ki. Çok mu zor kardeşim bu çocukların emeklerini, alın
terlerini ödemek? Aslında değil! Kayyum bir dezavantaj gibi dursa da esasen bir
fırsat taraf olamamış ve devlet tarafından atanmış Atayan Mahkemeye aylık mali
tablosunu, tüm harcamalarını göstermek zorunda olan bir heyet hırsızlık
yapamaz.
Kırıkkalespor için Vali,
Belediye Başkanı, İlçe Belediye Başkanları, Rektör bir araya gelseler yemin
ederim Sendikaya dahi gerek kalmaz. Karabük’ten, Eskişehir’den, Alanya’dan,
Akhisar’dan daha kötü bir kent değiliz. Onlardan çok çok daha iyiyiz tek eksiğimiz
birliktelik.
Şayet hepinizin içi
diliniz gibiyse yani tek amacınız Kırıkkale’nin güya en büyük markasını en üste
taşımaksa takımın başında kimin olduğunun hiçbir anlamı yoktur. Hatta kaçak,
göçek, hırsızlık olmasın diyorsanız en güvenilir adreste Kayyumdur. Lakin hepinizin
amacı güç, iktidar, ihtiras gibi sebebi sebeplerse Kırıkkalespor’u kullanmayın
kardeşim. Hatta çekin elinizi Kırıkkalespor’un üzerinden ve taraftara bırakın
bu işi. Sizlerden daha çok emek sarf eder ve daha çok para toplarlar emin olun!
Bakıyorum Kayyum’a
Federasyondan para almak için haftalardır uğraşıyor, ömrü boyunca hiç
eğildiğini görmediğim adam Kırıkkalespor için herkesin karşısında eğiliyor.
Futbolcularla konuşuyor, onları ikna ediyor ve onlara söz veriyor, verdiği
sözleri yerine getirmek için çalmadığı kapı kalmıyor. Görünen o ki bu hafta
için 300 Bin lira çıkartmış durumda. Önümüzde ki ay içinde proje ortaya koyuyor
ve Futsal Turnuvası ile 500-600 Bin Lirayı Kırıkkalespor’a kazandırmaya
çalışıyor. Bunun için mücadele veriyor ama para takıma acil lazım. Zaten
Kayyumdan başka koşturan, para getiren, proje üreten kaynak yaratan kimse yok.
Herkes çıkıyor hoca getir,
hocaya verilecek peşinatı biz ayarlarız diyen yok. Herkes diyor ki 5-6 transfer
şart. Bu transferler için kaynak gösteren yok. Ne transferi kardeşim elimizdeki
topçuların parasını verecek paramız yok. Geçen hafta 5 futbolcu federasyona
başvurmuş, maalesef ve maalesef ki o 5 futbolcu bu sezon takıma en az katkısı
olan 5 futbolcu. Bu hafta sayının artacağını tahmin ediyorum, çünkü profesyonel
düşünen ve takımda gelecek göremeyen futbolcular kendilerini kurtaracaklar. Bu
hafta başvuracakların dertleri emin olun para değil onların tek derdi
kariyerlerini kurtarmak geriye sen ben bizim oğlan kalacak, şu kadro dışı
bırakılan ve küfredilen aslan parçaları. Juventus İtalya’da şike davasından
küme düşürüldüğünde Pavel Nedved efsane bir söz söyler, “Eğer bir takım küme
düşerse futbolcular gider, adamlar kalır” diye.
Birde bizim bir atasözümüz
var, “Batan gemiyi ilk fareler terk eder” geçen hafta federasyona başvuranlar
gemiyi ilk terk edenlerdir. Bu hafta ve önümüzde ki hafta federasyona
başvuracaklarda futbolculardır. Kalanlar yani federasyona başvurmayanlarda
adamlardır. Kimler mi onlar sayıyım Uğur, Engin, Veysi, Adem, Mami, Mehmet
Kahveci, Şervan, Ömer, Selahattin, Orçun, Cihan ve isimleri aklıma gelmeyen diğer
adamlar. Yani sen ben bizim oğlan. Kaldık baş başa!
İhtimalleri düşünüyorum
tek tek kafamda. Bir Gazeteci olarak değil de sıkı bir Kırıkkalespor taraftarı
olarak.
Birinci ihtimal diyorum;
Sendika ve Belediye takım
bu şehrin takımıdır deyip tüm borçları karşılamasalar da 200.000 biri 200.000
diğer verir. 400.000 bin lira eder 300.000’de kayyumun ayarladığı para var eder
700.000. Futbolculara borcumuz maç başılar hariç 779.000 lira, kalır 79.000
lira sizlere söz veriyorum Pevlül Kavlak ve Mehmet Saygılı 200’er Bin lira
versinler 79 Bin lirayı ben bulup kulübün hesabına yatıracağım. Futsaldan
gelecek olan para ile de 3 sağlam transfer yaparsak biz küme düşmez ilk 5’i
zorlarız kardeşim. Yani %100 ligde kalırız.
İkinci ihtimal diyorum;
Şehrin Belediye Başkanı ve
Kulüp Benim diyen Pevlül Kavlak hiç para vermezler. Futbolculara 300.000 lira
dağıtılır kalan için anlaşılır aynı takım ikinci yarı devam eder belki bir
forvet alınabilir. Futsaldan gelen para ile bu çocukların alacakları ödenir.
Ligin sonu futbol sansımıza bağlı oyuna göre kümede kalırız ancak ilk yarı ki
gibi şanssız olursak küme düşeriz. Yani %50 ligde kalırız.
Üçüncü ihtimal diyorum;
300 bin lira ile
federasyona vermeyen futbolcuların papası verilir, federasyona verenlerle
yollar ayrılır. Alt yapıdan futbolcular çıkartılır, en azından şehrin çocukları
denilir. Ligde kalamasalar bile en azından bizim çocuklar denilir belki Buğra,
Furkan bu sayede çok iyi bir yıldız olurlar ama takımın kümede kalması
imkânsızdır.
Bir İhtimal Daha Var!
Kayyum yöneticilik
misyonunu bırakır ve devletin verdiği yetkilerle idarecilik yapar. Elindeki
para kadarını dağıtır, takımın hepsi federasyona başvurur takım baştan aşağı
dağılır. Kayyum heyeti kulübe ait iki tane temsili anahtar yaptırır birini
Kırıkkale’mizin Valisine, diğerini Kırıkkale’mizin Belediye Başkanına götürür.
Takımı şehir olarak el birliği ile dağıttık, yeni takım kuracak parada yok alın
anahtarları der ve ligden çekilirler. İşte o zaman taraftarlar bu takımı bu
hale getiren herkese birer kilo kına götürür ki maalesef sonu yine kan!