Anadolu dünya tarihinin
hafızası desek yalan olmaz. Anadolu
tarihini de Türk tarihinden ayırmamız imkansızdır. Türkler Anadolu’ya
girdikleri günden beri hiç günümüzdeki kadar
zor durumda kalmamıştı.
Türkler Anadolu’ya girdikten
sonra bazı dönemlerde büyük sıkıntılar yaşadığı dönemler olmuştur. Bunlar
içinde hiç şüphesiz en önemli kaos 1243 yılında Kösedağ savaşından sonra idi.
Anadolu Selçuklu Devlet’inin Moğollara yenilmesi ile devlet parçalanma sürecine
girmiş, Türk beylikleri bulundukları bölgelerde bağımsızlıklarını ilan etmiş,
Moğollar bir yandan, başıbozuklar bir yandan Anadolu’yu kan gölüne
çevirmişlerdi. Halk bu kaostan kurtulmak için dine. maneviyata yönelmişti.
Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Anadolu halkı için en güvenli liman olmuştu.
Anadolu, 17.yy geldiğinde yine
asayiş ve düzen bozulmuş, devlet otoritesi kalmamış,bir yandan devlet
yöneticilerinin bir yandan da celali eşkıyalarının baskısı Anadolu halkını
canından bezdirmişti.
Anadolu, Osmanlı’nın son
günlerinde ve milli mücadele döneminde halk yine çok zor günler geçirdi. Bir
yandan azınlıklar, bir yandan itilaf devletleri, bir yandan devlet otoritesinin
yokluğu halkı perişan etmişti. Milli mücadelenin liderleri bu zor zamandan Türk
milletini çekip çıkarmıştı.
Aynı kaos, tehlike ve tehdit
dolu günlerin günümüzde de var olduğunu düşünüyorum. İç düşmanın, dış düşmanın,
terör örgütlerinin el ele verdiği bu günlerde üstelik ülkemizde milli birlik ve
beraberliğin yok olmaya başladığını görüyoruz.
Evet, Anadolu’da bu günlerde
tarihe tanıklık ediyoruz. Ülkemiz şu anda küresel bir saldırının altındadır.
Küresel düşmanın bölgesel taşeronları olan PKK, DHKP-C, FETÖ, DEAŞ gibi terör
örgütleri imansızca saldırılara devam etmekteler.
Bu imansızlar batıdan aldıkları
güçle saldırılara devam ederlerken biz ne yapıyoruz en önemlisi o olsa gerek.
Ülkemizi güçlü kılmak için
siyasi, ekonomik istikrarı için mi çalışıyoruz?
Dövizin, altının hızla
yükseldiği ülkede kriz yok demekle mi
yetiniyoruz?
Halkı ikiye bölen ve aslında şu
anda hiçte ihtiyaç hasıl olmayan bir anayasa değişikliği ile mi meşgul oluyoruz?
Koltuğumuzu korumak için
içimize sinmese de her şeye razı mı geliyoruz?
Dün küfrettiklerimiz ile bugün kol kola mı geziyoruz?
At izi ile it izinin birbirine
karıştığı bu günlerde hain kim? vatansever kim? Dost kim, düşman kim, Mustafa
Kemal kim? Damat Ferit kim tarih gösterecektir. Umarım tarih bize Kösedağ’ı,
Celalileri ve mili mücadele sürecini bir daha göstermez.