Referandumun kökleri M.Ö. 4’üncü
yüzyıla, Roma İmparatorluğu dönemine kadar gider. Referandum kelimesiyle yakın
anlamlı olarak kullanılan “plebisit” kelimesi de buna işaret eder. Plebisit
Roma İmparatorluğu’nda ayrıcalıklı azınlık olan “patrici’lerin dışında kalan
‘pleb’lerin (toplumun genelini oluşturan sıradan insanlar) özellikle yasama
organlarının aldıkları kararlarla ilgili onay oylamalarına verilen isimdir.
Lügatte “Genel Oylama” ve “Halk
Oylaması” gibi ifadelerle yer bulan referandum, mantık olarak belli konuların
dahil olduğu önerinin çoğunluk oyuna sunulması şeklindeki bir ifadeyle
açıklanmaktadır.
Halkın iradesi idareye doğrudan
doğruya yansımakta olup doğrudan
demokrasi’nin güzel bir örneğidir.
Referandumlar meclisin (ve
sistemimizdeki gibi cumhurbaşkanının) iradesi sonucu gerçekleşebileceği gibi
zorunlu da olabilirler.
Genellikle bağlayıcıdırlar ancak bağlayıcı olmayan
referandumlar da vardır.
Doğrudan demokrasinin fiilen uygulamasındaki güçlük nedeniyle
temsili demokrasi sistemine gidilmiştir.
Bu sistemin de mahzurlarını gidermek ve doğrudan
demokrasi sistemine yaklaşmak için, yarı
doğrudan demokrasi sistemine gidilmiştir. Referandum bunlardan
birisidir.
Yarı doğrudan demokrasi denilen , halkın yönetime katılmasının bu
şeklinde ise; seçmenlerin görevi ,
sadece temsilcileri seçmek değildir. Seçmenler, gerek anayasa yapma ve gerekse
yasama yetkisine oylarıyla katılır.
Ülkemizde olduğu gibi, anayasa değişiklikleri
veya diğer kanun değişikliklerinin oylanması meclis tarafından hazırlanan
tasarının, halk tarafından kabule sunulmasıdır.
Referandumlar genellikle kabul ve ret manasına
gelen iki seçenek ile oylamaya sunulur. Ancak bu bir geçerlilik şartı değildir.
Bununla birlikte farklı şekil şartları da öngörülebilir.
Sorunun konusunun oylama yapılan yere yazılması
veya oy pusulasında bulunması gerekir
Türkiye’de
Referandum
Türkiye’de halkoylamalarının
nasıl yapılacağı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 67’nci maddesiyle,
halkoylamasıyla yapılan anayasa değişikliklerinin prosedürü ise 175’inci
maddeyle belirlenir. Dünyanın kimi ülkelerinde tartışmalı yasa değişiklikleri
için de referanduma gidilmektedir, ancak Türkiye’de referandum bugüne kadar
sadece anayasa değişiklikleri için gündeme gelmiştir.
Türkiye referandum tarihine,
şimdiye kadar 6 referandum yapılmıştır. Bu referandumlardan sadece 1 kez hayır çıkmış;
diğer 5 referandumu evet’ciler kazanmıştır.
İşte bu referandumlar:
- 9
Temmuz 1961 Halk Oylaması: 27 Mayıs 1960 askeri
darbesinin ardından Milli Birlik
Komitesi tarafından hazırlanan 61 Anayasası, 9 Temmuz
1961’de yapılan halk oylaması ile, yüzde 38.3 “hayır” oyuna karşılık yüzde
61.7 “evet” oyu ile kabul edildi.
- 7
Kasım 1982 Halk Oylaması: 12 Eylül 1980 askeri
müdahalesinin ardından "Danışma
Meclisi" tarafından hazırlanan 82 Anayasası, temel hak ve özgürlükleri kısıtlandığı örgütlenme ve
işçi haklarının tırpanlandığı bu anayasa 7 Kasım 1982’de yapılan
halk oylamasında, yüzde 91.37 “evet” oyu olarak kabul edilmiştir.
6 Eylül 1987 Halk Oylaması: 82 Anayasası’nda geçici 4.
Madde ile getirilen 5 ve 10 yıllık siyasi yasakların kaldırılmasına ilişkin
düzenlenmiştir. 80 ihtilali ile birlikte
siyasi yasak getirilen (Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan,
Alparslan Türkeş, vd) siyasilerin yasaklarının kalkması için
yapılan referandumda Özallı hayır cephesine karşılık diğer 4 önemli
liderin oluşturduğu cephe kıyasıya bir mücadeleye girmiş iletişim ve kamuoyu
yoklamalarının sınırsızca ve özgürce kullanıldığı bu referandumda EVET ciler;
HAYIR cephesinde ki Özal’a rağmen kılpayı referandumdan galip
gelerek tekrar Türk siyasi hayatında ki yerlerini almışlardır Referandum
sonucun %50.2 EVET… %49.8 HAYIR şeklinde sonuçlanmıştır.
25
Eylül 1988 Halk Oylaması: Anayasa’nın 127. Maddesinde bulunan yerel
seçimlerin 1 yıl erken tarihe alınması konusu oylandı. Yüzde 35 olumlu oya
karşılık yüzde 65 olumsuz oyla kabul edilmedi.
- 21
Ekim 2007 Halk Oylaması: Anayasamız’ın 4
maddesinde değişiklik öngören (2007 yılında
Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında mecliste çıkan 367 sayısı krizinin
ardından Cumhurbaşkanın Halk tarafından seçilmesi hususu halka sorulmuş) halk oylaması yüzde 69 kabul oyuna
karşılık yüzde 31 olumsuz oy ile kabul edildi. % 68 ile en düşük
katılımlı halk oylamasıdır. Bunun
sonucunda şu değişiklikler kabul edildi. Milletvekilliği seçimlerinin dört
yılda bir yapılması ve Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesi olmuştur.
- 2010
Türkiye anayasa değişikliği referandumu, Türkiye'de
anayasada yapılan birtakım değişikliklerin 12 Eylül 2010 tarihinde halk
oylamasına sunulmasıdır. 26 maddelik bir değişikliği içeren paket, TBMM
tarafından kabul edildikten sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından
referanduma sunuldu. Referandum sonucunda %57.88 evet ve % 42.12
hayır oyu çıkarak anayasa değişiklikleri kabul edildi. Bu referandum’da
özellikle yüksek yargı ile ilgili bir dizi düzenleme yapılmıştır.
16 Nisan’da Türk milleti 7.
defa Referanduma gidecek. Bu anayasa değişikliğinin asıl merkezinde “Partili
Cumhurbaşkanlığı” denilen aslında “başkanlık” sisteminin getirilmesidir. Bu
değişikliklerin içeriğini ayrı bir yazı konusu yapacağız.
18 maddelik Anayasa değişikliği
için yapılacak olan Referandum’da kimilerine göre rejim değişikliğine, tek
adamlığa, demokrasinin rafa kalkmasına “HAYIR” derken kimileri de Ülkenin
önünün açılmasına “EVET” diyeceklerini söylemektedirler.
1960’lı yıllardan günümüze çok
şey değişti. Demokrasi anlayışı, propaganda şekli değişti. Oysa ki referandum
bir siyasi eylem değil, bir demokrasi yarışı olmalıdır. Demokrasiye güven ve
inancımızın artması gereken bir dönemde hala oyumuzun rengi taraf olduğumuz
parti değil demokrasi inancımız ve vicdanımız ile olmalıdır.
Referandum neticesi aynı
zamanda önümüzde ki yüzyılda Türkiye’nin geleceğini tayin edecektir. Dört bir
yanının düşmanla ve bu düşmanlarının desteklediği terör örgütleri ile çevrilmiş
bir Türkiye özellikle iç huzurunun, milli birlik ve beraberliğinin bozulması
halinde açık hedef haline gelmektedir.
Nisan ayında yapılacak bu
oylamada kişilerin şahsi ikballeri için değil ülkenin geleceği, demokrasi ve
vicdanımız ile karar vermeliyiz.