Devletin savaş uçakları, tankları ve bütün ağır silahlarıyla
devletten maaş alan hainlerin şehirlerimizi işgal ettiğini ve darbenin sokağa
dökülen halk tarafından engellendiğini hepimiz biliyoruz.
Burada devlet içinde mücadele eden subayların, polislerin
hakkını da teslim edelim, onlar olmasa alçak işgalcilerin halkı ezmekte kararlı
olduğunu da söylemek gerek.
Öte yandan Cemaat’in her seferinde bir sonraki adımını iyi
tahlil etmek gerek. Bununla ilgili devletin birimleri oldukça hassas olmalıdır
ve hassasdırlar…
FETÖ diyorum ve sonuna bir ünlem koymak istiyorum! Söylenirken
basit söylense de PARALEL BİR DEVLET YAPILANMASI. Yani bir çete bir örgüt
yapılanması değil bir DEVLET yapılanması. Dikkat edilmesi gerek.
Bir örgüt olsa lideri olur alt kademesi olur bölge
yapılanmaları olur. Ama biz PARALEL BİR DEVLET yapılanması diyoruz. Yani
valisiyle, hâkimiyle, memuruyla, savcısıyla, adliyede mübaşirinden, cezaevinde
gardiyanına, subayıyla astsubayıyla rütbelisiyle, hatta daha ileri gidin
erleriyle, emniyet müdürü amiri polisiyle, öğretmeniyle idarecisiyle,
sendikacısıyla hatta daha ileri gidin öğrencisiyle, imamıyla, uzmanıyla
danışmanıyla yani TAM BİR DEVLET YAPILANMASI.
Aslında mevzu o kadar basit değil. Hatta mevzu o kadar derin ki; DEVLET gibi
yurtdışında başka ülkelerde de faaliyet gösterir hale gelmiş. İşte söylerken basitçe
söylüyorum FETÖ/PDY PARALEL DEVLET YAPILANMASI.
Bu yapılanma öyle basit değil. Yani demek istiyorum ki bu
yapılanma ile mücadele etme süreci de o kadar çabuk başlayıp bitecek bir süreç
değil. Yani şimdiden duyabiliyorum;
nasıl kolay değil ana kadroyu alacaksın bak altta kimse kalıyor mu
dediğinizi. İşte öyle değil bu olay o kadar. Karşınızda yapılanma sürecine 40
yılını vermiş, 40 yıl sinsice gizlenmiş ve örgütlenmiş bir yapılanma.
Sanıyor musunuz bu adamlar 15 Temmuz sürecinin ardından
koyun gibi bekliyorlar. Bir taraftan da çalışıyor. Bu adamlar. Sürekli planlar
yapıyorlar. Şunu kabul edelim bu PARALEL DEVLET YAPILANMASINA destek veren dış
mihrakların en kısa vadeli planları 50 yıllık. Yani kimse bana bu adamların
devlet aleyhine çalışmayı bıraktıklarını söylemesin inandıramaz.
Gelelim FETÖ’cü yani PARALEL DEVLET YAPILANMASI şemasının
içerisinde yer alan ve yargılanan kişilerin oluşturmaya çalıştıkları algılara.
Bunu en başında mağdur edebiyatı gelmektedir. Ortada mağdur olanlar var
söylemleriyle kafa karıştırmaya başladılar ilk olarak. Kullanmaya çalıştıkları
daha birçok metot var buradan dile getiremeyeceğim.
Ama son günlerde öyle bir mağdur edebiyatına başlandı ki
saçmalığıyla güldürücü, sosyal medya üzerinden yürütülen algı operasyonlarına
bakıldığında düşündürücü.
İşkence veya kötü muamele iddiaları, FETÖ/PDY mensuplarının
oluşturmak istediği bir algı operasyonu paketidir, asılsızdır ve çarpıtmadır.
Gözaltına alınmış hiçbir kişiye gözaltı sırasında veya sonrasında işkence veya
kötü muamele yapıldığına ben inanmıyorum.
Şimdilerde Cemaat’in tetikçileri gerekli stratejiyi sosyal
medya hesaplarından vermeye başladı. Özellikle FETÖ’cü polisler ve askerler ilk
duruşmada ağızbirliği yaparak ifadelerinin birden bire profesyonel bir el
değmişçesine tektipleştirmeye ve stratejik olarak birbirine benzeşmeye
başladığını görüyoruz.
Deliller ortaya çıktıkça işkence gördük iftirasına
sarıldılar
“İşkence altında ifade verdim” diyerek algı oluşturma
çabasındalar.
Amerikan kontrolünde örgütlü ve talimatlı şekilde köşeye
sıkışan FETÖ’cüler her türlü iftiraya sarılıyor. Gerçi Kumpas, İftira, baskı,
yıldırma FETÖ’cülerin uzmanlık alanı olduğu konulardır.
Mantar gibi farklı isimlerle yeniden üreyen Cemaatin tetikçi
sosyal medya hesapları stratejiyi üflüyor.
CHP’li bazı milletvekillerinin bilgi sahibi olmadan sosyal medya
üzerinden bu duruma alet olduğunu görüyoruz.
Son günlerde özellikle Kırıkkale’de bulunan FETÖ'cü
teröristlerin bu yöndeki kara propagandalarına tanık oluyoruz. İfadelerinde
Cezaevinde bile polis’ten işkence gördüğünü ifade etmekteler. Biliniyor ki
Cezaevinde kolluk kuvveti olarak yetkili jandarmadır.
Kısaca FETÖ'cülere işkence yapıldığı kanaatinde değilim.
Öte yandan yakalanma esnasındaki yediği tekme tokatlarla ben
ilgili değilim. Ben olsaydım bende aynısını yapardım. Fazlasıyla yapardım.
Savaş hukuku geçerlidir, darbecilere karşı direnme meşrudur. Darbecilere karşı
milletin direnme hakkı vardır her yolla da direnir.
Ben diyorum ki bu PARALEL DEVLET YAPILANMASIYLA mücadele çok
uzun soluklu bir süreç. Hatta ben bu sürecin 30 yılı bulacağına inanıyorum.
Ortaya atılan bu işkence iddiaları ve bu iddiaların Kırıkkale’den başlaması
oldukça düşündürücü.
Kırıkkale FETÖ yapılanmasının çözüldüğü nadir illerden
birisi. Kırıkkale Emniyeti’nin FETÖ mücadelesine 15 Temmuz sürecinden önce
başladığı aşikar. Kırıkkale üzerinden algı oluşturulmaya çalışılması yürütülen
başarılı operasyonların hem intikamı alma çabası hem de bir engelleme girişimi.
Kırıkkale’nin bu örgütün neresinde olduğu büyük bir tartışma konusu ama
Kırıkkale Emniyetinin gayretli çalışmaları bence takdire şayandır.
Sorgudayken günde 3 kez doktora giden bir insan nasıl
işkence görebilir? 80’li yıllarda cezaevlerinde işkence gören insanlar
gördükleri işkenceleri ancak 1990’lı yılların sonlarında dile getirebilirken,
ağır işkence gördüklerini söyleyen FETÖ’cü polisler bu durumu nasıl bu kadar
çabuk ve kolay dile getirebilir?
Unutmayalım ki çok ağır suçlar işleyerek ağır hapis cezaları
alan suçluların savunmasını yapacak olan avukatların müvekkilerine
tembihledikleri ilk şey mahkemede ifade değiştirmesini isteyerek cinsel
yollarla rencide edildiklerini, o yüzden bu suçu işlediklerini dile
getirmeleridir. Bunun örnekleri Kırıkkale’de yaşanan birkaç cinayet davasında
yaşanmıştır. Birçok Kırıkkalelinin de bu durumu bildiğinden emininim
Şimdi herkesin vicdanını sorgulamasını istiyorum.
Unutmayalım ki herkesin polisi kendi vicdanıdır. Polis ancak vicdanı
olmayanların karşısındadır. Öte yandan Polis, vicdansız, yalan dolan iftira
atan kumpas kuran delil karartanların karşısındadır.
Kırıkkale Emniyetinde FETÖ ile mücadele sürecinde görev
yapan emniyet personellerine Kırıkkale’de bu kadar başarılı operasyon
yürüttükleri için teşekkür ediyorum. Hatta o kadar başarılı olmuşlar ki bu
PARALEL DEVLET YAPILANMASI’nın önde gelen akıl hocaları ne yapsak ta bunların
önünü kessek diye oturup düşünmüşler ve bu işkence adı altındaki KARA
PROPAGANDAYI yapmaya karar almışlar. Bir kere daha Kırıkkale Emniyeti ve Baş
Savcıya teşekkürlerimi sunuyorum.
Son söz olarak; Talimat Pensilvanyadan, tetikçileri ise
ülkeden firari örgüt üyeleridir…