Son dört
yazımı okuyan saygıdeğer okuyucularımdan bazılarıyla karşılaştığımızda, zaman zaman bana ( - Sen HAYIR’ cı mısın?) diye soru yöneltenler oldu. Ben de kendilerine ( - Ben HAYIR’ cı değilim, gerçekçiyim! Bir
şeyi öğrenmek için okuyup araştırmak gerekir. Benim yaptığımda bu) cevabını
vermiştim.
İsim ve
telefon numaraları bende mahfuz bazı okuyucularımda, yazılarıma cevaben aşağıya değiştirmeden ve düzelterek aktardığım
yazıyı göndermişler. Her görüş ve
düşüncenin sahibi bizim insanımız olduğu için, keza her türlü fikre de saygımız olduğundan dolayı, bu yazıyı da kamuoyunun ve
okuyucularımızın bilgisine sunmayı bir vazife addettim.
*
‘’ Anlamıyor musunuz? ;
Bu referandum değil, Bu yıllardır bu ülkeyi sömürüp kaymağını yiyenlerle
son karşılaşmanız...
Bu referandum değil, Üniversite kapılarında bacılarınızın başındaki
örtüyü çekip indirenler ile onları yerlerde sürükleyenlerle son
karşılaşmanız...
Bu referandum değil, Seçtiğiniz başbakanları indirip ASAN
darbecilerle son karşılaşmanız...
Bu referandum değil, "İsterlerse % 90 oy alsınlar, bu ülkede
ASIL biziz, bizim dediğimiz olur"
diyenlerle son karşılaşmanız...
Bu referandum değil, 15 Temmuz gecesi TANKLARIN önüne
dikilip, vatan için canını veren YİĞİTLERLE, Bağdat Caddesinde Darbecileri
- Tankları ISLIK ve ALKIŞLARLA karşılayanların karşılaşması...
Bu referandum değil, 367 Krizi çıkaranlarla, canları istedikleri
zaman parti kapatanlarla, Cumhurbaşkanının eşi başörtülü olmaz, burası kamu
alanıdır deyip, bu ülkeyi babasının çiftliği görenlerle sizin son
karşılaşmanız.
Bu referandum değil, 10 yılda bir darbe yapıp, halkın seçtiği
iktidarı yıkan, koalisyonlarla ülkeyi soyan Amerikan çocuklarıyla Anadolu
çocuklarının son karşılaşması...
Bu referandum değil, Yıllardır bize Koyun, Baldırı çıplak, Dağdaki
Çoban, Bidon kafa, Cahil, Köylü, Bilmez, diye aşağılayan NAMUSSUZLARLA
son karşılaşmamız...
Bu referandum değil, Siz 15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısına
çıkıp vatan için canınızı verirken, bankamatiklere koşanların, camileri basıp İmam
- Müezzin dövenlerin son karşılaşması...
Bu referandum değil, Mazlumların ümidi, İslam’ ın hizmetkârı,
ümmetin son kalesi Türkiye' nin 90 yıllık aradan sonra yeniden
dirilişinin oylanması...
Biz daha Boğazlarından geçen gemileri bile durdurup denetleyemeyen bir ülkeyiz.
Ne diyordu gazeteci Ergün Diler "İlk kez ülkemizi geri
almak için bu kadar yaklaştık."
Bu 90 yıl sonraki ilk dönüm noktamız, Ya sandıkları patlatıp Osmanlının
torunları olarak masaya yumruğumuzu vurup sahaya inecez, Yâda bir 90 yıl
daha sürünmeye devam edecez...
Ne diyorlar, ya bir MANYAK gelirse, Mecliste kendilerinin seçtikleri
akıllı, Ama halkın % 51'
inin seçtiği MANYAK oluyor. Daha düne kadar "TÜRK
MİLLETİ ZEKİDİR." diye Atatürk
ün sözünü tabela yapıp duvarlara asanlar, işlerine gelmeyince halk
cahildir, gider bir manyağı seçer demek istiyorlar. Bu halk sizi cebinden
çıkarır...
"Başörtülü okumak isteyen Arabistan’ a gitsin" diyen bir cumhurbaşkanını halk mı getirdi? Hayır,
Siz getirdiniz.
250 tane PKK ve DHKP - C' li teröristi affeden
cumhurbaşkanını halk mı getirdi? Hayır, siz getirdiniz.
Müthiş bir algı operasyonu yapılıyor ve benim saf kardeşlerim bu şeytanların tuzağına
düşüyor. Ne diyorlar, başkan öldü yardımcısı bir manyak olursa. Şu an başkanlık
sistemi olsaydı, yardımcıları, Devlet Bahçeli, Binali Yıldırım, Süleyman
Soylu olurdu. Hepside vatanı için canını veren insanlar...
Ne diyorlar, başkanlık gelirse ülke bölünür diyorlar. O zaman PKK neden
hayır diyor? Türkiye’ yi düşündükleri için mi? 40 bin insanımızı
öldürenler, Her gün bombalı araçlarla saldıranlar kim?
6 ay Diyarbakır SUR' da Ezanı Muhammed iyeyi
susturanlar kim? Camileri yakanlar kim? Kuranı Kerim' in yaprakları
arasına bomba düzeneği kuran alçaklar kim? PKK' lılar değil mi?
Ne diyordu İmamı Şafi hazretleri, "Fitne zamanı, düşman
oklarını takip edin, o sizi Hakka götürür."
Bugün CHP, HDP, FETÖ, PKK,
YPG, AB, ABD, Almanya hepsi "HAYIR" diyor. İşte şimdi ya bunların safındasınız? Yâda Davos
ta masaya yumruğunu vuran, İsrail Cumhur başkanına postayı koyan Abdülhamit’
in varisinin.
Mesele bu
kadar net. Daha ne diyeyim...
Uyanık olun, tezgâha gelmeyin...
Yıllardır bizi sömürdüler. Artık
yeter...
Bu sefer bunlara Osmanlı tokadını indirelim... ‘’
*
Evet, sayın okuyucular.
Yukarıya almış olduğum bu yazı, yazılarıma karşılık tarafıma WhatsApp’
tan gönderilmiş bulunuyor! Bununla ilgili yorum ve değerlendirmeleri
de sizlerin sağduyulu – mantıklı ve şuurlu görüşlerinize bırakıyorum!
Bu konuda fikir
ve görüşlerini belirtmek isteyen başka okuyucularımızda olursa eğer,
yine basın ahlakı çerçevesinde açıklayacağımdan emin olabilirler. Saygılarımla, . . . . .
15
Mart 2017 – Çarşamba / 23. 00 – KIRLANGIÇOĞLU OKTAY.