Türk siyasi
hayatında Milliyetçi dünya görüsünün
benimsenmesi, rahmetli Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ' in siyaset
sahnesinde aktif olarak rol oynamasıyla başlamıştır denilebilir.
1960
ihtilalından sonra gelişen birtakım olayların devamında, Hindistan’ a sürgün
edilen Albay TÜRKEŞ 1963'
te sürgünden dönünce, o zamanın
rahmetli Osman BÖLÜKBAŞI’ nın
partisi olan CKMP (Cumhuriyetçi Köylü
Millet Partisi) nde, 22 - 23 Şubat 1964' te yapılan CKMP
Kongresi' nde siyasete başlamıştır. 1965' teki CKMP Büyük Kongresi' nde de Genel Başkan seçilmiştir.
Amblemi ‘’Kartal’’ olan CKMP' nin 8 - 9 Şubat 1969’ daki Olağanüstü
Büyük Kongresi' nde büyük delege desteği ile partinin adı "Milliyetçi
Hareket Partisi" MHP ve amblemi de ‘’Üç
Hilal’’ olmuştur. Ayni toplantıda MHP Gençlik Kolları için de "Hilâl içinde Kurt" amblemi belirlendi.
1969 genel seçimine Başbuğun liderliğinde yeni adı - amblemi ve ideolojisiyle katılan MHP, % 3 oy alarak Alparslan TÜRKEŞ
ilk kez milletvekili seçildi. 14 Ekim 1973 genel seçiminde oy
oranını % 3. 4' e çıkararak 3 milletvekili çıkardı. 5 Haziran 1977 milletvekili
seçimlerinde MHP, % 6. 4 oy alarak 16 milletvekili çıkarıp, ülke
geneli oy oranında 4. parti oldu. MHP,
21 Temmuz 1977' de kurulan
koalisyon hükümetinde de 5 Bakanlıkla
yer aldı. 12 Eylül 1980 askerî
darbesi ile tüm siyasi partiler gibi,
MHP de bir süre kesintiye uğradı. Sonrası üç aşağı – beş yukarı malûm.
Son
yirmi senemizde hepimizin malumu olduğu üzere, 4 Nisan 1997’ de Başbuğ rahmetli olunca (bu vesileyle yirminci ölüm yıldönümü münasebetiyle
rahmetle anıyorum), MHP’ nin başına geçen kişi Sayın Devlet BAHÇELİ.
1997’ den beri
partinin başında Genel Başkan olarak bulunan Sayın BAHÇELİ’ nin başkanlığı
altında iştirak etmiş olduğu onca seçimlerin sonuçları ortadadır! Yaklaşık
son altı ay öncesine kadar yaptığı açıklamalar ve verdiği beyanatlarda
kamuoyunun malumudur! Bunlar içerisinde son üç yıldaki bazı konuşmalarına sırayla bir bakacak
olursak;
*
1.) 23
Kasım 2013 – Antalya: Türkiye' de kamplaşma
yaygınlaşmış, gerilim stratejisi takip ediliyor. Her kesim birbirine düşürülmek isteniyor. Bu gerilim stratejisinde bir diktatör doğuyor. Bu diktatör de ülkeyi tek başına yönetmeye talip olduğunu
söylüyor. Kim ne derse desin
hiçbirisine aldırış etmiyor.
2.) 25 Şubat 2014 – Bilecik:
Sayın Başbakan, güç alanı
genişledikçe, kendisini otoriterliğe
ve diktatörlüğe doğru götürüyor.
3.) 20 Ocak 2015: Erdoğan' ın başkanlık isteği,
başkanlık hırsı parlamenter sisteme,
yani mevcut devlet nizamına taban tabana zıttır. PKK ve mevcut çevrelerde 'al özerkliği, ver başkanlığı' mutabakatını sağladığı anlaşılan Erdoğan' ın bundan sonra ısrarla açıktan siyaset yapacağı ve hatta 7 Haziran öncesi siyasi kampanya
yürüteceği güçlü ihtimaldir. Erdoğan
tek adam olmak için bastırmakta, son
kozlarını oynamaktadır!
4.) 3
Şubat 2015 – MHP Grup Toplantısı: Erdoğan
kendi kişisel kariyer hedefleri tek adam olmak, diktatörlüğe kaymak için taşıdı ğı makamın imkânlarını edep ve
hayâya sığmayacak ölçüde ucuzlatmıştır.
AKP' ye oy dilenmiştir. Erdoğan'
ın meselesi millet değildir!
5.) 8 Şubat 2015 – Kırşehir: (Erdoğan) Tek adam olacağım diyorsa, Kırşehir bu oyuna gelmeyecektir. Kral, emir, şah, tiran, diktatör olacağım hevesinde ise, buna Türk milleti müsaade etmeyecek, onay vermeyecektir!
6.) 8 Mayıs 2015: PKK' nın desteğiyle başkanlık amacı güden Erdoğan; gün yüzü göremeyecek,
heves ettiği bölünme anayasası elinde patlayacak!
7.) 9 Mayıs 2015: Başkanlık, federasyon
demektir. Bu da Türkiye' yi bölünmeye götürecektir. İmralı Canisiyle pazarlıklarda yeni anayasayla bölünme yolunun
açılması amaçlanmaktadır. Başkanlık
sistemi, bu ihanet sürecinin
soruşturulması için istenmektedir. Beştepe
hanedanı ve AKP yönetimi, aile boyu rüşvet ve yolsuzluk
çamuruna batmıştır. 17 - 25 Aralık
yolsuzluk dosyalarının bir daha açılmamak üzere kapatılması ve bu rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk çarkının
döndürülebilmesi, Tayyip Erdoğan' ın bütün yetkileri
elinde toplayarak diktatörlüğünü ilan etmesine bağlıdır. Yeni anayasa ile başkanlık sistemine geçilmesi bunun için
istenmektedir. Recep Tayyip Erdoğan tipi başkanlık sistemi Türkiye' nin bölünmesinin reçetesidir. Demokrasinin idam fermanıdır.
Tek adam diktatörlüğünün beraatıdır. Hırsızlık
ve yolsuzluk ruhsatıdır. Beştepe' nin ve peşinde sürüklenen AKP' nin Yeni Türkiye' den anladıkları ve murat ettikleri de budur. İstedikleri ve amaçladıkları
bölünmenin, hırsızlık ve soygunun, hukuksuzluk ve zorbalığın önünün
açıldığı, bu konuda Erdoğan' ın sınırsız yetkili olduğu
karanlık bir Türkiye' dir.
8.) 20 Haziran 2015 – Sözcü söyleşisi: Toplumsal
yarılma çok önemli, bunu hafife almayın,
çok önemli bir kavramdır. Kutuplaşmanın, cepheleşmenin gerilmenin getirmiş
olduğu tabii bir sonuçtur. Yarılma
derinleştikçe, birilerinin
otoriteleşmesi ve diktatör olma yoludur,
hevesidir. Bunu önlemek lazım!
9.) 5 Ocak 2016: Milliyetçi Hareket Partisi başkanlık sitemine tümden karşı olup, parlamenter sistemin revize edilerek geliştirilmesinden yanadır!
10.) 26 Mayıs 2016: Başkanlık
sisteminin veya fiilen uygulansa da partili cumhurbaşkan lığının ileride aşırı
bedellere mal olacağı bilinmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Türk milletinin
eseridir. ‘Milletin ise Başkanlık sistemi
gelsin' dediğine hiç kimse şahitlik
etmemiştir. Başkan lık sistemi ve
partili cumhurbaşkanlığı konusunda vereceğimiz destek, sunacağımız herhangi bir katkı, zamanın ve şartların ruhuna uygun
olacak şekilde yoktur!
* *
Geçen sene bu zamanlardan itibaren
başlayan olağanüstü kongre mücadeleleri sonunda,
Partinin 1200 delegesinin yaklaşık
850’ sinin noter kayıtlı imzasını hiçe
sayarak kongreyi iptal edip, genel
başkan adaylarını mahkeme kapılarında süründüreceksin.
Rahmetli Başbuğ’ un
dönemindeki performans yukarıda kısmen açıklanmış durumdayken, geldiğin makamdaki göstermiş olduğun aktivite de
ortadayken, geçmişin
onca birikimlerini heba ederek hezimetin abidesi olacaksın. Bütün bunların üstüne son
üç senede yukarıdaki beyanatları vereceksin. Şimdi de kalkıp bir lider
olarak tam bir ‘’U’’ dönüşü
yapacaksın! Adama
sormazlar mı; (Hayır mı, ‘’ne bu perhiz, ne bu lahana turşusu?’’ diye!)
Değiştirilmesine oy verdiğiniz o
anayasanın, değiştirilmesi
teklif dahi edilemez ilk dört maddesi için, destek
verdiklerinizden seçilmiş birisi o meclisin kürsüsünden (değiştirilmesinde bir mahzur görmediklerini) ifade
edecek ve sizlerde alkışlayacaksınız!
Cumhuriyetimizin
kurucusu Gazi Mustafa
Kemal ATATÜRK’ e bile meclisçe verilmemiş olan
yetkileri kapsayan ve onun dahi kabul etmediği maddeleri kabulleneceksin! Keza Başbuğ TÜRKEŞ’ in de
kesinlikle reddettiği ‘’Başkanlık’’ konusunda sözlerinden döneceksin!
Bundan önceki son yazımda kısmen
açıklamış olduğum siyasi tarihimizin son dönemlerine yönelik özet bir açıklama
yapmaya çalıştım. Bilmek
için ilgilenmek,
ilgilenmek için dinlemek ve okumak gerek diye düşünüyorum.
Hatalı
bir bilgilendirmem mevcutsa eğer, okuyucularımızdan ilgilenenlerin tashih
ederek bildirmelerini rica ederim. Saygılarımla,
* (İhanetin
telafisi, kahpe’ liğin bahanesi olmaz.!!! ‘’TÜRK Atasözü’’)
* (Vatana ihanetin sebebi olmaz! Er ya da
geç bedeli olur. !!! ‘’K.
ATATÜRK’’)
* (İki saniye sonrasına garantimiz
olmayan hayatımız için, fırıldak olmaya gerek yok!
‘’Muhsin YAZICIOĞLU’’ )