Ozan, sazla şiirlerini söyleyen halk şairine
verilen bir tanımdır. Bir diğer ifade ile aşık da diyoruz bu söz ustalarına. Bu
gelenek bizde Orta Asya’dan intikal etmiştir. Şamanların takipçisi olan aşıklık
geleneği günümüzde de devam etmektedir. Aşıklar şiirleri ile duygularını ifade
ederler, sazları ile de bunu halka anlatırlar. Bazen sevgisini, aşkını, bazen
doğa sevgisini, bazen kahramanlıkları, cesareti anlatırlar. Bazen de toplumda
yanlış giden şeyleri eleştirirler. Toplumun önünde giden irfan bilgisi ile
yüklü insanlardır. Bir anlamda halkın sesidirler aslında. Bu geleneğin köyümüz
Arbişli’de de takipçisi Aşık Halil Şenkal’dır.
Özgeçmişi
1953 yılında Arbişli Köy’ünde doğdu. İlkokulu
köyünde okudu. Kırıkkale Kurtuluş Ortaokulu’nda okurken, ikinci sınıfta okulu
bırakarak Ankara’da inşaatlarda işçi olarak çalışmaya başladı.
1973-75 yıllarında Konya 2.ordu bando bölüğünde
askerliğini tamamladı. Askerlik dönüşü İnşaatlarda çalışmaya devam etti.
1977 yılında ilk kaseti Almanya’da çıktığı
sırada Libya’ya işçi olarak çalışmaya
gitti. 1979’da Türkiye’ye döndü.
1981 yılında Turist affından yararlanıp kaçak
olarak Fransa’ya gitti. Daha sonra resmi
işçi oldu. Fransa’da Türk-İslam Derneği’nin kurucu üyeliğini yaparak, derneğin
özellikle milli bayram kutlamalarında sahne almıştır.
Fransa’da olduğu dönemde Manş Tüneli projesinde
teknik şef olarak çalıştı.
1987 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaptı.
Köyde cehaletle mücadele dönemi başladı. Yazığı
şiirler çeşitli gazetelerde yayınlandı.
Bu arada kaset çalışmalarına devam etti.
Toplamda dört kaset çıkardı. Sık sık TRT’na eserlerini göndermiştir.
Köy’de çiftçilikle yaşamını idame ettiren
aşık’ın aynı zamanda bilinçli çiftçilik dönemi başladı.
Dönemin başbakanı (1988) Turgut Özal’a mektuplar
yazarak köy okullarının ortaokuldan mahrum olduğunu ve bölgede yatılı bölge
okulu açılmasını istedi.
TRT 1’de Ortaöğretimin sorunları ile ilgili Tv
programına çıkarak “Oku” isimli şiirini saz eşliğinde söyleyerek “Taşımalı
Eğitim”in mimarlarından oldu.
1994 yılında YAYÇEP projesi kapsamında Açık öğretim yolu ile çeşitli
sertifikalar aldı.
Köy cami Derneğinde muhasip Üye olarak görev
yaptı.
Yeniden Doğuş Partisi’nde kısa bir dönem Delice
ilçe başkanlığı görevinde bulundu.
Boş zamanlarında pul koleksiyonu, para
koleksiyonu ve doğal malzemelerden biblolar yapmaktadır.
Halen Arbişli köy’ünde çiftçili ve arıcılık ile
meşgul olan Aşık, evli ve üç çocuk
babasıdır.
Şiirleri
MUSTAFA KEMAL GELİYOR
MUSTAFA KEMAL
Doğdu
bir güneş Anadolu üstüne
Kurtarıcı
geldi bize
Sor
O’nu Ebene, Dedene, Ecdadına
Mustafa
Kemal Geliyor Mustafa Kemal
Kadın,
Oğul, Kız, Kızan hep savaştık.
Her
türlü engeli beraber aştık
Bir
güneş doğdu ki biz de şaştık
Mustafa
Kemal Geliyor Mustafa Kemal
Hepimize
çevirdi güzel yüzünü
Düşmana
dikmişti mavi gözünü
Yurttan
atacağım diye verdi sözünü
Mustafa
Kemal Geliyor Mustafa Kemal
Asırlarca
yürüyeceğiz yolunda
Emanetin
ulusun elinde
Meşalen
yanacak, sönmeyecek yurdumda
Mustafa
Kemal Geliyor Mustafa Kemal
Halil
ŞENKAL
Arbişli-1991
KÖY OKULLARI
Beş
sınıf bir arada
Böyle
çocuk okur mu
İlim
yuvası okulda
Kızlar
kilim dokumu
Geçti
sezonun yarısı
Daha
kitap gelecek
Sen
git yavrum okula
Muhtar
kömür alacak
Ozanım
durmaz ağzım
Doğrulara
çalar sazım
Bilgisayar
falan istemeyiz
Bize
öğretmen lazım
Odun,
kömür bizim cepten
Bizde
vatandaşız, çıkmadık çöpten
Bıçak
kemiğe dayandı, duyun
Şehre
göçeceğiz hepten
Sallıyorum
sallıyorum, uyanmıyor
Gıdıkladım,
çimdikledim ağlamıyor
Uyuyun
köylüler uyuyun
Kimse
bizi bellemiyor.
Halil
ŞENKAL, Arbişli
NEYLEYİM Kİ KUL BEN SENİ
Dört
kapıyı kırk makamı bilmiyorsan
Hakkın
davetine gelmiyorsan
Hep
ham kalıp olmuyorsan
Neyleyim
k kul ben seni
Nemrut’u
rehber seçtin isen,
Firavun’ın
yoluna geçti isen
Ebu
Cehil gibi içti isen
Neyleyim
k kul ben seni
Secde
etmedi ise bedenin
Hazır
değil ise kefenin
Olsa
da dünyalar senin
Neyleyim
k kul ben seni
Beş
şart gelmiyor ise yerine
Şeytan
yuva yapmış ise beynine
La
ilahe illallah yazılmamışsa kalbine,
Neyleyim
k kul ben seni
Aşık
Halil de bir gün ölecek
Kabrine
börtü böcek dolacak
Şahlara
kalmayan dünya kime kalacak
Neyleyim
k kul ben seni
Aşık
Halil Şenkal
Arbişli-1996
ŞAHRAMAZAN HOŞ GELDİN
Bu
ne tat bu ne lezzet
Bu
ne bolluk ne bereket
Savun,
Salat ve Zekat
Hoş
geldin Şahramazan
Beş
vakit birde teravih
Şükür
ile anarız Yüce Allahı
Tutarım
orucu vallahi
Hoş
geldin Şahramazan
Recep,
Şaban ilk hecesi
Regaip,
Miraç, Berat Gecesi
Yirmi
yedisinde bir bilmecesi
Hoş
geldin Şahramazan
Otuzunda
o da biter
Bayram
günü neşem artar
Küçük
büyüğün elini öper
Hoş
geldin Şahramazan
Aşık
Halil bekler seni
Uğruna
adar bu canı
Giden
geliyor mu hani
Hoş
geldin Şahramazan
NE YAPTIN BUGÜN
Besmele
ile başladın mı işine
Doğru
dürüst davrandın mı eşine
Bir
avuç yem attın mı Allahın kuşuna
Pekiyi
ne yaptın bugün Allah için
Haklıyı
haksızdan ayırdın mı
Bir
yetimi bir açı doyurdun mu
Garibanı,
masumu kayırdın mı
Pekiyi,
bugün Allah için ne yaptın
Sabah
namazını kalkıp kıldın mı
Cemaatle
camiye geldin mi
Bir
fakire sadaka verdin mi
Pekiyi,
bugün Allah için ne yaptın
Şükredip
dedin mi Elhamdülillah
Kaç
kere zikredip dedin ki Allah
Bugünse
demedinse estağfirulah
Pekiyi,
bugün Allah için ne yaptın
Girmeyecekmisin
bir gün mezara
Hala
gafil gezersin neden, niçin
Bırak
faniyi sonsuza gider
Bu günde bir şeyler yap
Allah için
KÖY MUHTARI
Değdin
altmış yaşına
Geçtin
köyün başına
Zemherinin
kışına
Tutulasın
muhtar emmi.
Ecel
gele iliklerin kemire
Meralıydın
şu ufacık demire
Cahil
kaldı Fatma, Fadime
Vurulasın
Muhtar emmi
Bu
kadar uğraştın niçin
Seni
kazandırdı karışık seçim
Üstünden
Tır, Kamyon geçsin
Serilesin
muhtar emmi
Umduğumuz
gibi çıkmadın
Köye
biraz olsun bakmadın
Bütçeyide
yedin daha çıkmadın
Devrilesin
muhtar emmi
Muhtar
zaten ağadan olur
Devlet
birde maaş verir.
Köyün
hazinesini, merasını da yer
Doyurulasın
muhtar emmi