Çerkes
asıllı Türk Edebiyatçı, yazar, öğretmen, milletvekili, siyasetçi. Daha çok
mütareke döneminde ve cumhuriyetin ilk yıllarında yaptığı coşkulu
konuşmalarıyla tanınan siyaset adamı, şair ve yazardır.
Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında Meclis'te yaptığı coşkulu
konuşmaları nedeniyle “milli hatip” ve “cumhuriyet hatibi” olarak tanınan bir
siyaset adamı ve yazardır. Önce Fecri Ati Topluluğu içinde, daha sonra Milli
Edebiyat toplulukları içinde yer aldı. Zamanla siyasi kimliği, şair ve
yazar kimliğinin önüne geçti. Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nda ve I.,
II., III., VII., VIII., IX. dönem TBMM'de milletvekilli olarak bulundu. İki
defa Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. Siyasi yaşamının yanısıra Türk Ocakları'nın
başkanlığını yürüttü. Türk Ocakları'nın kapatılmasından sonra 13 yıl Bükreş'te
büyükelçilik görevinde bulundu. Yurda geri döndüğünde Türk Ocakları'nı tekrar
kurdu; ismi, aralıklarla toplam 34 yıl başkanlık ettiği bu kurum ile
özdeşleşmiştir.
Hayatı
1885"te İstanbul "un Aksaray, Horhor semtindeki Abdülatif Suphi Paşa
Konağı"nda dünyaya geldi. Babası, Tanzimat Dönemi bilim ve siyaset
adamlarından Abdüllatif Suphi Paşa, annesi bir Çerkez kızı olan Ülfet
Hanım"dır. Dedesi ilk Osmanlı maarif nazırı Abdurrahman Sami Paşa'dır;
babası ise devletin 6. Maarif Nazırı olarak görev yapmıştır. Yazar Sami Paşazade
Sezai, yazarın amcasıdır. Çocukluğu yoğun bir kültür ortamında geçti.
Yetiştiği konak, divan edebiyatının son şairlerinin sık sık bir araya
geldikleri bir toplantı yeri gibiydi . İlk şiirlerini amcası Sami Paşazade
Sezai Bey'in Paris'te çıkardığı Şura-yı Ummet gazetesinde -imzasını amcasından
saklayarak- yayımladı.
İstanbul Dürbün, Âmâ, Hasat, Hordebin, Keçiboynuzu, Münekkit, Sermuharrir,
Sivrisinek, Toplu İğne, Yatmaz gibi imzalar kullandı. II. Abdülhamid"in
iradesiyle parasız yatılı olarak Mekteb-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi)
öğrenim gördü. Okuldan 1904"te mezun oldu ve meslek olarak öğretmenliği
seçti. Ayasofya Rüşdiyesi'nde hitabet ve Fransızca, Darülmuallimin'de edebiyat,
Darülfünun'da Türk-İslam sanatı dersleri verdi. 1909'da Fecri Ati Topluluğuna katıldı.
1911'de bu topluluktan ayrılarak Ziya Gökalp önderliğindeki Genç Kalemler
çevresinde gelişen Millî Edebiyat akımına bağlandı.
1913'te Edirne'deki Bulgur zulmünü-dünyaya anlatmak için seçilen heyetin
içindedir
Fecri Ati grubu içinde şair ve eleştirici yazar olarak Türk Edebiyatına giren
Tanrıöver, gerçek yerini ve kişiliğini Milli Edebiyatcılar cereyanı ve Türk
Ocağı kadrosunda bulmuştur. Ayrıca Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ömer Naci'den
sonra Türk dünyasında büyük bir ün kazanan yeni bir milli hatiptir.
1912'de milliyetçilik akımının İstanbul'daki merkezi olan Türk Ocağı'na
girdi.1912 yılında 766 sıra numarasıyla Türk Ocağına üye olmuş, yıllarca
başkanlık yapmış, çok canlı çok ateşli hitabeleriyle, Türk Milliyetçiliğinin
gür ve temiz sesi, tipik bir sembolü olmuştur. Aralıklarla toplam 34 yıl
bu kurumda başkanlık yaptı (1912-1931, 1949-1959, 1961-1966). İstanbul'daki
işgalci güçlere karşı düzenlenen açık hava toplantılarında hitabetin etkili
örnekleri olarak gösterilen konuşmalar yaptı ve güçlü bir hatip olarak tanındı.
Son Osmanlı Meclis-i
Mebusanı (1920) Antalya üyesi olarak seçildi; mecliste Misak-ı Milli lehine
konuşmalar yaptı.
Türk Ocakları
Türk
Ocağına büyük emeği geçen kuruculardan Yusuf Akçora şunları söyler:
"Ocağın tarihinde fasıla yoktur. Türk Ocağı fasılasız hayatın en ziyade
reisi Hamdullah Suhi Beye borçludur. Kendi hayat ve istikbalini Ocağa katmış
olan Hamdullah Suphi Bey, enerjisi, fikir takibi, ruh aşinalığı ve işi
zor bulunur tertipleyiciliği sayesinde Türk Ocağını Milli Türk Devletinin
kuruluşuna kadar getirebildi"
Tanrıöver en büyük hizmetlerinden biri de Türk Ocağı binası yaptırmasıdır.
Tamamen Ocaklıların ve halkın katkıları ile meydana getirilen bu bina, daha
sonra Ocaklılardan alınmış, Devlet Resim ve Heykel Müzesi haline çevrilmiştir.
Meclis-i Mebusan"ın işgal güçleri tarafından kapatılmasından sonra milli
mücadeleye katılmak için Ankara"ya gitti. TBMM ilk döneminde meclise
milletvekili olarak katıldı.
İstiklal Marşı
İlk
kabinede milli eğitim bakanı olarak görevlendirildi, bu görevde bir yıl
kaldı. Bakanlığı sırasında ulusal marş için güfte yarışması açıldı. M.Akif
Ersoy "un yarışmaya katılması için çaba harcayan ve İstiklâl Marşı"nı
etkili sesi ile meclis kürsüsünde okuyan Hamdullah Suphi idi.
II. ve III. T.B.M.M"de İstanbul milletvekili olarak TBMM'de yer aldı. 1925
yıllında ikinci kez Milli Eğitim Bakanı oldu. 4 Mart-19 Aralık 1925 tarihleri
arasında Milli Eğitim Bakanlığı"nı yürüttü. Bir yandan da Türk Ocakları
Başkanlığını sürdüren Hamdullah Suphi Bey, derneğin merkezini
İstanbul"dan Ankara"ya taşıdı. Yeni devletin kültürel yönden
teşkilatlanmasında ve Türkiye kültürünün yayılmasında Türk
Ocakları"nın büyük rolü oldu. 1931 yılında şube sayısı 278, üye sayısı 32 bine
ulaştı. Siyasal bir güç niteliği kazanmaya başlayan kurum, Cumhurbaşkanı
Mustafa Kemal"in 25 Mart 1931 tarihli gazetelerde yayımlanan talimatı
üzerine 10 Nisan"da kendisini feshetti.
Gağavuz Türkleri
Türk
Ocakları"nın kapanmasının ardından 1931'de Bükreş Büyükelçiliği'ne atandı.
13 yıl sürdürdüğü Bükreş büyükelçiliği sırasında Bükreş"te büyük bir Türk Mezarlığı
yapılmasını ve Gagauz kasaba ve köylerinde Türkçe eğitim yapan okullar
açılmasını sağladı.
1944"te
büyükelçilikten emekliye ayrıldı ve siyasete geri döndü. 1945"te İçel ve
1946'da İstanbul milletvekili olarak yeniden Meclis'e girdi. 10 Mayıs
1949"da İstanbul"da yeniden açılan Türk Ocakları"nın başkanı
oldu. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti (DP) listesinden bağımsız Manisa
milletvekili, 1954'te yine DP'den İstanbul milletvekili seçildi. 1957'de Hürriyet
Partisi adayı olarak katıldığı seçimleri yitirdi. Kültür ve siyaset hayatının
renkli simalarından ve coşkulu hatiplerinden biri olan Hamdullah Suphi
Tanrıöver'in konuşmalarından seçmeler 'Dağ Yolu' (1928-1931), yazıları da
'Günebakan' (1929) isimli kitaplarda toplandı.Türk Ocakları Merkez Heyeti'nin
başkanlığını yürütmeye devam etmekte olan Hamdullah Suphi Bey, 10 Haziran
1966"da yaşamını yitirdi. Edirnekapı Merkezefendi Mezarlığı"na
defnedildi.
Edebiyata sadece nutukları ve yazıları ile katkıda bulunmamış devlet adamlığı
esnasında da edebiyat , kültür, eğitim ve hizmet alanında çok sayıda
faydalı girişimlerde bulunmuştur. Türk ocakları derneği
faaliyetleri dışında büyük elçilik görevleri esansında da kayda değer
girişimleri olmuştur. Hamdullah Suphi Tanrıöver de, 1931 yılında
Romanya"da Bükreş Büyükelçiliği"ne atanmıştır. Tanrıöver, geniş tarih
bilgisi, kültürü, güzel konuşma yeteneği ile Rumen siyasi çevrelerin de güven
ve sempati toplamıştır.
Tüm bu vesileler onu şair ve yazarlıktan ziyade hatip olmaya zorlamış ve ilk
gençlik yıllarından başlayarak siyaset adamlığı sürecinde de gür sesli ve
edebiyatımızın en etkili hatiplerinden biri olarak adını edebiyat tarihimize
yazdırmıştır.
Hamdullah Suphi
Tanrıöver'in Eserleri
Namık Kemal Bey Magosa'da (1909),
Günebakan (makaleler, 1929, haz. Fethi Tevetoğlu.
1987)
Dağyolu (hitabeleri, 1931; Fethi Tevetoğlu. 1987).
Anadolu Milli Mücadelesi (1946),