Yurdumuzdaki haber ajanslarının
kayıtlarına düşen bilgilere göre, Ramazan
Bayramı tatilinin 23 Haziran Cuma mesai bitimi itibariyle
başlayıp, 27 Haziran Salı saat 17. 00 ye kadar geçen 4 günlük süre zarfında,
meydana gelen kazalarda, ‘’Olay yeri Trafik Kaza Tutanakları’’ kayıtlarına göre toplam 64 can kaybı ve 379 da yaralanma meydana gelmiş
bulunuyor!
Çok değil daha
bir hafta önce 22
Haziran / Perşembe günü ‘’Bu Bayramda Kaç Kişi Ölecek?’’ diye yazmış ve muhtevasında
da, hiçbir bayramda 100’ ün altında
olmadığından bahsetmiştim!
Yine yazı detayında yolcu ve
sürücülerimizin uymaları gerekenler hakkında kısa ve öz bilgiler sunmak
suretiyle kamuoyunu bilgilendirmeye çalışmıştım!
Aynı zamanda bir Sivil Toplum Kuruluşu
Temsilcisi sıfatıyla, bu önerilerimizin önemine değinerek muhtelif bilgiler
vermiştim.
Genel olarak toplum yapımızda bir
umursamazlık, bir vurdumduymazlık, bir adam sendeci lik, nihayette ve en
önemlisi de, tabir caizse okuma özürlülüğümüz olduğundan dolayıdır ki, tüm bu
olumsuzluklar hiç başımızdan eksilmiyor. Hatta gün be gün de artarak devam
ediyor!
Bu saydıklarımızla ilgili ne tarafa
baksak, mutlaka ve en az birkaç tane görmek mümkün. Şahsen benim bu
durumlarla ilgili ölçüm, konular ve yazılanların okunurluk oranlarıdır. Bunu derken de
asla ve kat’ a kimsenin görüş ve düşüncesine müdahale gibi bir hadsizliğim söz
konusu değildir.
Ne var ki, şöyle bir
bakıyorsun kelimenin tam manasıyla hayatî konularda yazılmış bir yazı – bir nasihatin
okunurluk oranı tabanlarda kalırken, lay – lay – lom, kalk gidelim
havalarındaki sözüm ona yazılanlar tavan yapıyor, on binlere
ulaşıyor! İşte bu da gösteriyor ki toplumumuzun okur – yazarlık oranı
ve dahi seviyesi!
Senede iki defa idrak ettiğimiz dini
bayramlarımız öncesi, devletin en yetkililerinden itibaren tüm ilgili ve
bilgili kişilerin konu hakkındaki tavsiyelerine – nasihatlerine
rağmen bakıyorsunuz, ‘’Berber Reşit – sen
söyle sen işit’’ misali!
Sonuç ortada, her defasında
katliam gibi kazalar, sönen onlarca ocaklar, sakat kalan yüzlerce
canlar, kaybolan binlerce saat işgücü zamanı ve heba olan milyonlarca milli
servetler!
Peki, tüm bu olumsuzluklar çözümlenmez
mi? Elbette ki çözümlenir. Biz ne zaman bizimle ilgili konular
hakkında yeterli bir bilgiye, bir birikime sahip olursak, işte o zaman
çözümlenmesi yönünde adım atmış olacağız.
Bunun için
de sadece yaşadığımız beldede değil,
Iğdır’ dan Edirne’ ye, Sinop’ tan Hatay’
a kadar yurdumuzun her yerinde aynı şekli sergilemek zorundayız.
Bayramlar denilince toplumda oluşmaya başlayan
olumsuzlukların önlenebilirliği neredeyse mümkün değildir. Vatandaş; (Bayramda trafik kazası ve ölüm, tipik bir
Türkiye gerçeğidir. Bayram da kaza olur. Her şey değişir ama bu gerçek maalesef
değişmez!) demeye
başladı mı, bunun düzelmesini
beklemek saflıktan öte değildir!
İstatistikî verilere göre trafikte oluşan kazalarda ‘’Olay
Yeri Tespit Tutanağı’’
değerlerinde belirtilmiş olan rakamlardır.
Yani o anki bilgiler olup, devam
eden süreç içerisinde bu değerler yaklaşık üçe katlamaktadır!
Yani bu bayramın 64
/ 374 olarak belirlenen sonuçları,
zaman içerisinde katlayıp artacaktır.
Olay mahallinden hastaneye gidene kadar yoldaki, hastanedeki ve hastane sonrası süreçteki sonuçlar, o anda tespit edilene eklenince
olayın vahameti ortaya çıkmaktadır.
Nitekim haber
ajanslarına düşmeyen, bayramın son
akşamı Kırıkkale de gerçekleşen ve olay yeri kayıtlarına can kaybı olmayan
olarak geçen kazada 3 can telef
olmuştur! Yaralılar hariç! Bu sadece burada ve benim bildiğim
bir olay! Düşünün yurt genelinde
bunun gibi niceleri!
Bu bayram geçti
diye değerlendirilmemek üzere, sürücülerimiz için bir defa daha güvenli seyahat için dikkat etmeleri gerekenlerin neler olduğunu
açıklayalım:
Bilimsel araştırmalar ölümlü ve
yaralanmalı trafik kazalarında, yolcu
ve sürücülerin yüzde 25' inin araç dışına
fırlaması sonucu her üç kişiden birinin hayatını kaybettiğini bildiriyor.
Emniyet Kemeri kullanımı, trafik kazasında meydana
gelen ölümleri yüzde 45 ve ağır
yaralanmaları da yüzde 50 oranında
azaltmaktadır.
Bu uyarılar pek çok sürücü için ‘'klasik
veya zaten bilinen uyarılar'’ olarak görülse de, uyulması ve uygulanması bakımından hayati
önem taşıyorlar...
1 – Emniyet kemerinizi mutlaka takın ve araçtaki diğer yolcuların da
takmasını sağlayın. 3 - 10 yaşındaki çocukları mutlaka arka koltuğa
oturtun ve emniyet kemerlerini de bağlayın.
2 - Yola çıkmadan önce aracınızın bakımlarını yaptırın
ve eksikliklerini tamamlayın. Kapasitesinin üzerinde yük ve yolcu almayın.
3 - Hız limitlerine uyun. Aracı
kullanırken sürekli sol şeridi işgal etmeyin. Önünüzde seyreden aracı her zaman güvenli takip mesafesinde
izleyin.
4 - Trafik
kurallarına, işaret ve işaretçilerine uyun. Köprü üstü, viraj, tünel, tepe
üstleri ve sollama yasağı olan diğer yerlerde kesinlikle sollama yapmayın.
5 -
Aracı kullanırken dikkatinizi dağıtacak şeylerden sakının. Telefon
görüşmesi yapmayın. Görüşmeniz gerektiğinde
aracınızı güvenli bir yerde durdurup görüşmenizi yapın.
6 –
Kesinlikle uykusuz – yorgun ve alkollü
olarak yola çıkmayın. "Uykusuzluk sizden
daha güçlüdür.’’ Her 2, 5 – 3 saatte veya 250
– 300 Km. de bir mutlaka mola vererek en az 15 – 20 dakika dinlenip sonra
devam edin.
7 – Zorunlu
olmadıkça gece yola çıkılmamalıdır. Zira gece sürüşünün kendine has
özellikleri vardır. Gece tecrübesi olmayan ve gideceği güzergâhı tanımayan sürücüler için
hayati risk söz konusudur.
Bu önerilerin ışığında cümlenize kazasız – belasız ve hayırlı seyahatler
dilerim.
* *
* ) Kurallar
sizi korkutmak için değil, korumak içindir!
* ) Trafik
dikkat ister, azami gayret göster!
* ) Kazalar,
çiğnenmiş kuralların intikamıdır!
* ) Görünmez
kaza dediğin, senin göremediğindir!
* ) Kaza
geliyorum der, kulak verin yeter!
* ) Kazanın
büyüğü, ihmalin küçüğü ile başlar!
* ) Son
cümleniz ‘’ bana bir şey olmaz ‘’ olmasın!