En son köşe yazıma “Devletin
savaş uçakları, tankları ve bütün ağır silahlarıyla devletten maaş alan
hainlerin şehirlerimizi işgal ettiğini ve darbenin sokağa dökülen halk
tarafından engellendiğini hepimiz biliyoruz.
Burada devlet içinde
mücadele eden subayların, polislerin hakkını da teslim edelim, onlar olmasa
alçak işgalcilerin halkı ezmekte kararlı olduğunu da söylemek gerek.
Öte yandan Cemaat’in her
seferinde bir sonraki adımını iyi tahlil etmek gerek. Bununla ilgili devletin
birimleri oldukça hassas olmalıdır ve hassasdırlar” diye başlamıştım.
FETÖ, her zaman kendini
gizleyen, sinsi bir şekilde örgütlenen, sarmaşık gibi her yanı saran, kendinden
olmayanlara iftira ve karalama-tezvirat yapan, haksız ve hukuksuz bir şekilde
kumpaslar kuran, kendinden olmayana hayat hakkı vermeyen bir yapı” olduğu
aşikardır.
Sanıyor musunuz bu hainler
15 Temmuz’dan bu yana koyun gibi bekliyorlar. Bu hainler bir taraftan da
çalışıyor. Bir taraftan sürekli planlar yapıyorlar.
Öncelikle mağdur edebiyatı
yaptılar. Ortada mağdur olanlar var söylemleriyle kafa karıştırmaya başladılar
ve bunda başarılı olamadılar.
Her fırsatta algı
operasyonlarını son derece planlı şekilde yapan hainler Şimdilerde Cemaat’in
tetikçileri stratejiyi itirafçı kılığına bürünmüş hainlerin itirafları ile algı
oluşturmaya çalışıyorlar.
FETÖ soruşturması kapsamında
gözaltına alınıp bir de itirafçı olanlar var. FETÖ üyelerinden çok sayıda
itirafçı var. FETÖ'cülere rağmen etkin pişmanlıktan yararlanmaya çalışan
FETÖ'cüler cezadan kurtulmaya çalışıyor.
Dolayısıyla terörist
konumundaki FETÖ mensupları devletten af dileme yarışında.
Terörist başının adamlarının
tek korkusu, bu etkin pişmanlıktan istifade edenler çoğalırsa bizim kirli
yüzümüz daha fazla ortaya çıkar ve daha net herkes tarafından görülür diye
endişe ediyorlar.
Bir insanın yanlıştan
dönmesi af dilemsi kusurlu olduğunu kabul etmesi elbette bir erdemdir. Ama bunu yaparken kişinin ne kadar dürüst ne
kadar samimi olduğu da göz ardı edilmemelidir.
Yapılan soruşturmaları
sulandırmak, yürütülen soruşturmalarda olması gereken ciddiyeti, inandırıcılığı
ortadan kaldırmak ve halk nezdinde operasyonlara verilen desteği azaltmak bir
başka stratejisi hainlerin…
Alakasız kimseleri öne
sürerek, asıl fetöcüleri gizlemek itirafçıların son günlerdeki stratejilerinden
bir diğeri…
Öte yandan, alakasız
kimseleri taciz ederek devletle, vatanperver halkı karşı karşıya getirmek ve
kaos ortamı oluşturmak.
Bu FETÖ denilen ihanet
çetesinin çok sinsi olduğunu biliyoruz.
Öte yandan önemli bir
tehlikeye dikkat çekmek istiyorum;
Evinde kocası ile kavga eden
kadının eşini FETÖcü diye ihbar ettiğini hayretler içerisinde duyuyoruz. Bu
örnekleri çoğaltmak o kadar çok ki; Yakın bir arkadaşım birisini mahkemeye
vermiş ve karşı kişi 90 gün hapis cezası almış ve ceza paraya çevrilmiş. Cezayı
yiyen vatandaş davayı kaybettiği kişiyi FETÖcü diye şikâyet etmeyi bırakın
cadde sokak ifşa etmekte olduğuna da tanık olduk…
Demem o ki; Alakasız
kişileri FETÖcü diye kamuoyunda karalamaya çalışan insanların çokluğunu da
eklersek soruşturmayı yönetenlerin dikkatli olması gerekiyor.
Her fırsatta söylediğim
gibi; Paralel Devlet Yapılanmasıyla mücadele çok uzun soluklu bir süreç. Bu
süreç içerisinde özellikle ilimizde planlı programda işlediğine dikkati çekmek
istiyorum.
Kırıkkale FETÖ
yapılanmasının çözüldüğü nadir illerden birisi. Kırıkkale Emniyeti’nin FETÖ
mücadelesine 15 Temmuz sürecinden önce başladığı aşikar. Kırıkkale üzerinden
algı oluşturulmaya çalışılması yürütülen başarılı operasyonların hem intikamı
alma çabası hem de bir engelleme girişimi. Kırıkkale’nin bu örgütün neresinde
olduğu büyük bir tartışma konusu ama Kırıkkale Emniyetinin gayretli çalışmaları
bence takdire şayandır.