7 Ocak 1947 yılında, Gümülcine vilayetinin küçük
Sirkeli köyünde dünyaya gelmiş, ilköğrenimini kendi köyünde, orta ve lise
öğrenimini Gümülcine'deki Celal Bayar Lisesinde tamamladı.
Selanik Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun
olduktan sonra hekimlik yapmaya başlayan Sadık Ahmet, 1980’li yıllarda Batı
Trakya Türk toplumunun meseleleri ile ilgilenmeye başladı.
Beş yüz yıl hakimiyetimiz altında kaldıktan sonra
Lozan ile anavatan’dan koparak Yunanistan’a bağlanan Batı Trakya meselesi günümüzde de hala
devam etmektedir. Aradan geçen yaklaşık 100 yıllık sürede Yunanistan,
Batı Trakya Türklerinin vatandaşlık haklarını, insan haklarını sürekli olarak inkâr etmektedir. Batı Trakya Türklüğü erimekte, toprak ve nüfus kaybı önlenememektedir.
Dr. Sadık Ahmet, 1985’te kendi çabalarıyla Batı
Trakya Türklerinin meselelerini dile getiren bir imza kampanyası başlatmıştı. 1987’de
Selanik’te düzenlenen demokrasi ve insan hakları konulu uluslar arası bir
toplantıda, katılımcılara 15.000’e yakın
imzalı kampanya belgesinin İngilizce metnini dağıtmıştı. Hakkında
“yalan haber yaymak ve sahte evrak düzenlemek” ten dava açılmış,1988’de
30 ay hapis cezasına çarptırılmışsa da itirazı üzerine konu, yabancı
parlamenterlerin de dikkatini çekti. Nihayet davanın 1990’da milletvekili
seçilmesiyle, hakkında verilen hüküm, dokunulmazlığından dolayı düştü.
Batı Trakya Türk Azınlığı’nın haklarını korumak
amacıyla ölümüne kadar genel başkanlık görevini yürüttüğü Demokrasi, Eşitlik ve
Barış Partisi (DEB)’ni kurdu.
Dr. Sadık Ahmet, seçim kampanyalarında “Türk”
kelimesini kullandığı için de suçlandı ve
“halkı şiddet ve bölünmeye teşvik etmekle” üç ayrı
davadan yargı önüne çıkartıldı.
Yunanistan Türklerini uluslararası zeminlerde, söz
gelişi Şubat 1995’te Ankara’da düzenlenen
“Balkan Ülkeleri’nde Toplum Hayatı” seminerlerinde
temsil etti.
Mayıs 1995’te “1. Uluslararası Batı Trakya Türkleri
Kurultayı”nı düzenleyerek Batı Trakya Türklerinin sesini bütün dünyaya duyurdu.
Böylece onların milli benlik ve hak arama mücadelesini ileri bir safhaya
taşıdı.
Kendisi 24 Temmuz 1995 günü Lozan antlaşmasının yıl
dönümünde Batı Trakya’da şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Aracına
bir traktörün çarpması sonucunda vefat eden Dr. Sadık Ahmet’in başına gelen bu olayın
gerçekten bir kaza mı, yoksa Yunan İstihbarat birimlerince ustalıkla düzenlenen
bir suikast mı olduğu konusu henüz açıklığa kavuşmamıştır.
Olayın düşündürücü ve karanlık noktaları aradan geçen 20 yıla rağmen hala
aydınlığa kavuşturulamamıştır.
Dr. Sadık Ahmet, haksız yere çıkarıldığı Yunan
mahkemelerinde “Türk soyundan, Türk kökenli bir Yunanistan vatandaşı” olduğunu
her seferinde kararlılıkla ifade etmiştir.
“…Ben bir Türk olduğum için hapse götürülüyorum.
Eğer Türk olmak bir suç ise, burada
tekrar ediyorum: Ben bir Türk’üm ve öyle kalacağım.
Bu çağrımla Batı Trakya azınlığına
sesleniyorum ve Türk olduklarını unutmamalarını
söylüyorum…”
Şehadetinin 22. Yıl dönümünde Dr. Sadık Ahmet’i
rahmetle minnetle anıyorum. Allah Türklük için mücadele eden liderlerden bizi
mahrum bırakmasın….