Belli aralıklarla bir araya gelip
gündemi değerlendirdiğimiz, oturup konuştuğumuz, siyaset yaptığımız,
tartıştığımız bir grubumuz var. Hani aşağı yukarı herkesin bir olsun birkaç
olsun arkadaş grubu olduğu gibi.
Bu toplulukta özellikle gündemi
değerlendirip, askeri tabirle beyin fırtınası yapıp, ortaya kendi düşüncemizi
de katıp, en doğru en kapsamlı fikir birikimi yaptığımız bu toplantıda gündemin
bir numaralı konusu Türk Milli Takımı idi.
Ama A milli değil. Ampute milli takım.
Hani şu oynayan futbolcuların bir
bacağı olmayanı, hani kalecilerinin bir kolunun olmadığı, hani koltuk
değnekleri ile koşup, sevincini koltuk değneklerini yere atarak yere yuvarlanıp
gösterebilen takım.
İşte o takım İngiltere’yi yenerek
şampiyon oldu. Önceki maçlarında Rusya’yı da yenmişlerdi.
Takım golü attığında koltuk değnekleri
ile orta sahaya koşuyor hepimiz gördük. Yedek futbolcular koltuk değneklerini
bile almayı unutarak tek ayak üzerinde sekerek koşuyor takım arkadaşlarını.
Kaleci golcüyü kucaklamak istiyor ama ancak tek kolu ile sarabiliyor.
Bu anı izlerken gözyaşları sel oluyor.
Akil grubundaki herkesin ortak söylemi gözlerinin içinin güldüğü oldu.
Ağlamaktan gözlerinin içi kırımızı
olmuş ağlayanların ve gözlerinden akan yaşlar beyaz olmuş. Yani gözyaşları
kırmızı beyaz akıyor.
Ülkece içte hain örgütlerin devlete
sızması, dışta dört bir yanımızı sarmaya çalışan düşman sınırlarımızda kalleş
bölücü örgütlerin faaliyetleri ile ve dost bildiklerimizin için için bizi oyma
gayreti ile canımızın sıkıldığı bu günlerde bu sevinç ağrı kesici ilaç gibi
geldi.
Sağ olun yüreği dağ adamlar, sağ olun
yüreği elmas, yakut, gümüş, altın insanlar. Size helal olsun ki Türk milletine
bu sıkıntılı günde sevinç gözyaşları döktürdünüz. Hatta kırımızı beyaz
gözyaşları.
Bir kırmızı beyaz gözyaşı da bu havada
dağlarda operasyon yapan asker ve gecesini gündüzüne katarak toplumun refahını
önceleyen polis için akıyor.
Ekranlarda çıkıyor askerimiz. Daha
bizler kısa kollu gömlek giyerken buralarda ve güneyde insanlar daha plaj keyfi
yaparken askerlerimiz eksi bilmem kaç derecede operasyon yapıyor.
Dağlarda, mağaralarda, ovada, suda,
yağmurda, karda operasyon yapan askerlerin nasıl özveri ile görev yaptıklarını
izlerken gözyaşlarımız yine kırmızı beyaz akıyor. Bu askerler diyoruz bu askerler
varken iç hainler dış düşmanlar hepiniz gelin topunuz gelin.
Suriye komşumuz ve oradaki istikrar
direk bizi etkiliyor. Bölgede bulunan terör örgütlerinin sınırımızda cirit
atması bizleri asla güven içinde bırakmaz. O halde o bölgeye girilip gereği yapılmalı.
İşte bu bölgeye giren Özgür Suriye Ordusu ile onların başında aslanlar gibi
ilerleyen bordo berelileri gördüğümüzde yine gözlerimizin içi kanlanıp damlayan
yaşlar beyaz oluyor.
Yeri gelip özel harekatçı olup dağda,
yeri gelip trafikçi olup yollarda, yeri gelip istihbaratçı olup toplumda, yeri
gelip nöbetçi olup ay ışığında ve yeri gelip milletin olduğu her yerde olan
polisleri gördüğümüzde, düşündüğümüzde yine göz yaşlarımız akıyor.
Elbette kırımızı beyaz akıyor
gözyaşlarımız damla damla süzülürken yanaklarımızdan şükür ediyoruz. Her haline
her şekline şükür Allah’ım.
Selam ve dua ile…