1941 yılında Kırıkkale Mühimmat
Fabrikası Çırak Okulu adı ile ilk defa tedrisata başlamıştı. Kendi ifadesi ile
“Sanatkar İnsan” yetiştirmek amacı ile
açılmıştır. Zaman içinde bazen yatılı öğrenci almış, sonra gündüzlü eğitime
dönmüş bazı yıllar öğrenci almamıştır.
Benim de içinde bulunduğum son
öğrencilerini 1988 yılında aldıysa da 3308 sayılı “Çıraklık ve Mesleki Eğitim”
kanunu kapsamında doğrudan işyerinde istihdam edilmiş böylece son devre Çırak
Okullu olma ayrıcalığını sadece ismen yaşayabilmiştir.
Çırak Okulu bazen not ortalaması ile
öğrenci aldıysa da genel itibari ile ortaokuldan sonra yapılan sınav ile
öğrenci almıştır. Bu sınavlara ortalama iki üç bin öğrenci katılır, ancak 75
öğrenci alınırdı.
Çırak Okullular Kırıkkale’nin gözde
çocukları idi. Mahallede parmakla
gösterilirdi. Analar gözü kapalı kızlarını verirlerdi.
Çırak Okullu demek büyüğe saygı demekti.
Okulda üst sınıfına, öğretmenine, işyerinde ustasına saygı gösterirdi. Hocalarından
hep baba şefkati(!) görürlerdi.
Çırak Okulluyu MKE kesmedi. Bir çok
öğrenci lise okumadan Fakülteli oldular. Çırak Okullu bugün MKE’de en kalifiye
usta olmanın yanında Profesör oldular, Mebus oldular, Doktor, Mühendis,
Öğretmen oldular. Yani sadece MKE’de değil yeni mesleklerinde de büyük
başarılara imza attılar.
Çırak Okullu hiç unutmadı okulunu ve
devrelerini, bugün dünyanın dört bir tarafından selam gönderirler. Yeni
Zellenda’dan ABD’ye, Dubai’den Çin’e dünyaya yayılmışlardır. Meslek hayatında
kendini geliştirenler yazdıkları eserlerle çevrelerine faydalı olmaya
başlamışlardır. Çırak Okulu öğrencileri her şeyden önce sanatkardı.
Fabrikaların en has ustaları onlardı. İyi bir elektrikçi, kaynakçı, dökümcü,
Torna Tesviyeci idi. Okulda bile kumpas, mikrometre ve teknik resim okumayı
öğrenirlerdi.
Şimdi nerden çıktı bu Çırak Okulu yazısı
aklınıza gelebilir. Malumunuz ben de bir Çırak Okullu olarak Çırak Okulu ile
bir kitap çalışmam var. Gazeteden yazılarımı takip eden bir dostumun ricası ile
bu yazıyı kaleme alırken uyarılarını dikkate almaya çalıştım.
Gerçekten de birkaç yıl içinde MKE’de
Çırak Okulu mezunu işçi kalmayacak. Kurumu kendi evleri gibi gören, ustalığı
ile kurumu ayakta tutan bir nesil maalesef tekaüt’e ayrılıyor. Kırıkkale’de
silaha yönelik bir yan sanayinin olmaması da bu becerikli insanların atıl
duruma çıkmasına sebep oluyor.
Bugün ise kurumu tekrar sahiplenecek ve
ayakta tutacak modernize edilmiş yeni bir Çırak Okuluna ihtiyaç olduğunu
düşünüyorum.
En genci orta yaşı geçmiş olan Çırak
Okullu dostlarım ise en kısa zamanda devreleri ile sohbet toplantıları
düzenlemeli ve eskiler yad edilmelidir. Hatta büyük bir toplantının da bütün
devrelerinde katılacağı ve Çırak Okulu’nun bahçesinde hocalar eşliğinde yapılmasına
ihtiyaç vardır.