Geçtiğimiz
gün bir baba dostumun cenazesine iştirak ettim. Yer Kırıkkale’ de ‘’Fırınlı Cami’’ olarak bilinen Çalılıöz Merkez Camii idi.
Camiye intikal ettiğimde musallada
iki tabut mevcuttu. Benim iştirak etmek üzere vardığım cenazenin haricindeki
de, tesadüfen yine dolaylı akraba olduğum bir tanıdığın ağabeyi imiş.
Mutad üzere her iki cenazenin de
sahiplerine dua ve taziyelerimi sunduktan sonra, vakit giresiye kadar tanıdık eş
– dostla muhabbeti müteakiben,
ezanla birlikte öğle namazımızı, ardından da cenazelerin namazları ifa edildi.
Her cenazede olduğu üzere namaz
sonrası bir curcunadır koptu. Hele aynı yerden ve aynı anda birden fazla cenaze
kalkıyorsa eğer, mutlaka bir karmaşa yaşanıyor!
Kapıda bekleyen cenaze arabaları ve
korteje iştirak etmek üzere özel araçlarıyla gelenlerin telaşını anlatmaya
gerek yok!
Cami kapısındaki bu karmaşada eğer
gözünle tabutu takip edebiliyorsan, bir dereceye kadar hataya düşmeyi ve
cenazeyi karıştırmayı önleyebiliyorsun. Değilse uğraş dur!
Cenaze arabaları ayrı bir âlem!
Adamlar tabutu koyduklarıyla tam gaz mezarlık yolunu tutmaları bir oluyor.
Sanki gümrükten mal kaçırıyorlar mübarekler! Adeta arkalarından kurşun
yetişmiyor! Bunca zamandır şöyle adam gibi akıllı – uslu, edebince bir cenaze korteji görmedim desem yeri var.
Şehir dışından cenaze için gelip
mezarlık yolunu bilmeyenlerin hali hepten perişan. Adamlar cenaze arabasını
takip edebilmek için kazaya ramak kalıyor, neredeyse kendileri cenaze
olacaklar!
Mezarlığa varınca da başka bir
curcuna bu sefer. Çünkü aynı vakit içerisinde şehrin muhtelif camilerinden
hareket eden kortejlerin tamamının toplanma mahalli aynı nokta. İcabında aynı
yerde üç tane – beş tanesi bir araya
geliyor. Hangisinin kime ait olduğu ve nereye gittiğini bil bilebilirsen.
Bu karmaşanın daha ziyade ‘’Yeni Mahalle Mezarlığı’’ yani eski
adı ‘’Yahşihan Mezarlığı’’ olan
yerde yaşanmakta olduğu gözlemlenmekte.
Cami ile mezarlık arasında takip
ettiğin konvoyu karıştırırsan eğer ayıkla pirincin taşını. İşte ondan sonra
film başlıyor! Artık bir o yana, bir bu yana dönele Allah dönele dur! Eğer bir
tanıdık denk gelip te sorabilirsen belki bulabiliyorsun, yoksa eh ne yapalım
kısmet değilmiş diyorsun.
En baştan camiden başlamak üzere bir
takım önlemlerin alınabilmesi söz konusu. Bu zamana kadar da bu ve benzeri
önlemlerle ilgili olarak çok istisna olmakla birlikte, mevtanın vesikalık resim
fotokopisinin yakalara takılmasına şahit olundu. Eksik ama bu bir uygulama.
Oysaki namaz kılındıktan sonra,
gidilecek yerin istikamet olarak açıklamasının anonsu ile bilen ve
bilmeyenlerin bilgilenmesi sağlanabilir. Dolayısıyla da mezarlıkta muhtemel
karmaşa kısmen de olsa önlenmiş olur.
Ve hepsinin ötesinde şu cenaze
arabasının ralliye çıkmışçasına seyri yerine, akıllı – uslu bir şekilde, taşıdığının manevi değerinin bilinciyle hareket
etmesinin sağlanması gerekir! Zira bu yapıldığı takdirde takip edenlerin hataya
düşmesi önlenmiş olur.
Tabii buraya kadarki olumsuzlukların
telafisi ve işin idari açıdan düzeltilmesi, bir bakıma hem belediyeye ve hemde
müftülüğe düşüyor.
Mezarlık kapısında cenaze
sahiplerinden birileri tarafından, havaalanları – istasyonlarda olduğu gibi, belli bir ebada (örneğin bir dosya kâğıdına) isim yazılı pankartla yönlendirme
yapılabilmesi de söz konusu olabilir.
Sanırım bahis mevzuu bu olumsuzluğu
yaşamayan yoktur. Ama bu zamana kadar da bir türlü gündeme getirilmemiştir.
İşte şahsen yaşamış olduğumuz bu son olayda, birlikte bulunduğum cenaze sahiplerinin
de yaşanan karmaşadan üzüntülerinin üzerine, kamuoyu ile paylaşmayı uygun
bulduğum için kaleme aldım.
*
KABRİSTANLIKTAKİ
HAYRAT ÇEŞMELERİ
HAYRAT:
Hiçbir karşılık beklemeksizin, sevap
kazanmak amacıyla ve halkın yararlanması için yapılan hayırlı işler - iyiliklerdir. Bunun sağlanması için yapılan çeşme – okul – hastane – vb. yapılara da aynı ad verilir.
SEVAP:
Hayırlı bir davranış karşısında Allah tarafından verileceğine inanılan ödüle
denir.
KAZANMAK:
Olumlu, iyi bir sonuç elde etmek
anlamına gelir.
Yukarıdaki açıklamayı niye mi yaptım? Onu da açıklayayım:
Vatandaş ebesinin
– dedesinin – geçmişinin ruhu için hayır olsun, sevap olsun diye binlerce lira harcayıp kabristanda uygun bir
yere bir çeşme yaptırıyor. Ama gel
gör ki, hemen hiçbirisinden de
istifade edilmesi söz konusu değil! Neden
mi derseniz, muslukları yok!
Çünkü bunun da iki sebebi var. Birincisi o civarda ikamet eden
ailelerin çocuklarının pet şişelerle su satışlarına akan çeşmelerden istifade
edilmesi mani olmakta! Yani
mezarlıktaki su bile rant’ a
çevriliyor! İkincisi ise söküp
hurdacıya satarak, kendi
düşüncelerince üç kuruş olsun kazanç sağlamış oluyorlar. Velhasıl ya söküyorlar, sökemezlerse
de kırıyorlar. Onun için de
çeşmelerin hemen tamamından yeterince istifade edilmiyor!
Sürçü lisan ettimse affola.
* *
* - Akıllı kimse ölümü düşünen ve
kaderin getirdiğine razı olandır.
* - Akıllı kişi, işlerin başlangıcına
değil, sonucuna bakar.
* - İnsanların kimlikleri güç ve makam
sırasında ortaya çıkar. (Abdülkadir Geylani) den.