Birleşmiş Milletlerin 1992 yılında aldığı bir kararla ‘’3 Aralık Uluslararası Engelliler Günü’’ olarak
kabûl edilmiş olup, üye ülkelerce de o günden beri her yıl çeşitli etkinlikler
kutlanmaktadır.
Genel manada engellileri tanımlarken, doğuştan engelli olanlar ve sonradan engelli olanlar olarak ikiye
ayırabiliriz.
Sonradan engelliliğin kaynağında herhangi bir hastalık ya da kaza
sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal etkinliklerini kaybetmiş
veya savaşlardan, terörden kaynaklanan
mağduriyetler ile trafik kazaları, kişilerin
normal yaşamlarını değiştirmektedir.
Trafik
kazası sonucunda beyin ve omurilik yaralanması geçirenlerin çoğu gençler olup, bunun
da yüzde 60 kadarı 30 yaşın altındadır. Bir yılda meydana
gelen 500 binden fazla trafik kazasında
110 bini ölüm veya yaralanma ile
sonuçlanıyor. Yaralananlardan da 30 bin
civarında kişi engelli duruma geliyor.
Yaralılar içinde en ciddi olanlar,
beyin ve omurilik hasarlı hastalardır. Omurilik hasarı sonucu kollar ve
bacaklarda hareket ve duyu kayıpları meydana gelmektedir. Beyin ve omurilik
yaralanması geçiren kişiye yapılan ilkyardım ve nakil yöntemleri de çok önem
kazanmaktadır.
Omurilik hasarının, bilinçsizce
yapılan ilkyardım girişimleri ve hastanın nakli sırasında meydana geldiği
tespit edilmiştir. Bunun sonucu kendi iş gücünü kaybeden bu insanlar, ömür boyu mağduriyete mahkûm
olurken, aileleri de bu mağduriyete ortak olarak yaşamakta, aynı zamanda
devletin de büyük bir iş gücü kaybı söz konusu olmaktadır.
Ayrıca bu olayların sonucu çoğunlukla ailenin
birliği dağılmakta ve boşanmalara kadar varmaktadır. İşte genel manada pek çok
yönden mağdur olan bu engelli vatandaşlarımız için;
1 - ) Yerel yönetimler, sokak
- cadde - parklarda engellilere yürüyüş yolları ve engelli rampalarını yapmamakta,
olanlar ise çok az ve kalitesiz olduğundan, engelliler buralardan gereğince
istifade edememektedir.
2 - ) Görme engellilere mahsus
kaldırımlardaki yol kılavuz olukları gayrı nizami olarak yapılmakta, yer yer
kesintiye uğramakta, direk, telefon - çöp kutularıyla kesişmektedir. Bu işler
yapılacağı zaman başlangıçtan itibaren sağlıklı bir şekilde koordine ve
projelendirilmelidir.
3 - ) Şehir içi veya
şehirlerarası hizmet veren özel veya resmi araçların hemen hiçbirisinde engelli
platform bulunmamaktadır. Bunun tartışmaları ise yıllardan beri sürmekte,
sürekli olarak ötelenip kesin çözümü sürüncemede kalmaktadır.
4 - ) Bunların yapılması
firmalar için ek bir maliyet değil, insani bir görevdir. Üstelik otobüs
firmaları her yıl filo yenilerken, engelliler için bir aparat taktırmamaları,
tamamen ticari bir anlayışın ürünüdür.
5 - ) Apartman – Site - Okul
ve Hastanelerin giriş - çıkışlarının, mutlaka engelli vatandaşlarımız için düzenlenmesi
şarttır. Buraların teknik şartlara uygun ve sürekli bakımlarının yapılması
gerekmektedir.
6 - ) Türkiye de 10 binlerce engelli vatandaşımız
olmasına rağmen, siyasi partilerimizin hemen hiç birisinin parti programlarında
bu hususlar yer almamaktadır.
7 - ) Engelli
vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştıracak tüm tedbirlerin hükümetçe zorunlu
ve belirlenen bir süre içerisinde, 81
ilde gerek yerel yönetimlerde ve gerekse ulaştırma sektöründe ele alınması
ve çözümlenmesi gerekmektedir.
8 - ) Engelli
vatandaşlarımızın birçoğu vasıflı insanlardır. Bunlar arasında, doktor,
mühendis, avukat, öğretmen veya bir meslek sahibi vs. çoktur. Bu değerli ve eli
kalem tutan, bilgi birikimi olan tüm engellilerin ayrıcalıkla ve öncelikle kamu
ve özel sektörde istihdam edilmeleri ailelerine yük edilmemeleri gerekmektedir.
9 - ) Engelli vatandaşlara tanınan özel araçların, vergi indiriminden
yararlanarak getirilip, sağlam insanlar tarafından kullanılması ve uzak
akrabaların yardımcı gösterilmesi, hem ahlaken etik değil ve hem de hukuken bir
suçtur.
10 - ) Araç park yerlerinde
engelliler için ayrılmış olan yerlere park eden engelli olmayan insanlar ve
kaldırım kenarındaki engelli rampalarının önüne araç park edenler, engelli
vatandaşların haklarını gasp ettiklerini bilmelidir.
Şurası unutulmamalıdır ki, şahsi çıkar
ve menfaatin uğrunda gasp ettiğin o engellinin kul hakkının helâlliğini nasıl
alacaksın? Zannediyor musun ki bir gün bunun hesabı sorulmaz!
Ortalama % 85’
i bilgisizlikten oluşan bu yurdun yolarındaki katliam gibi kazaların sonucu, % 5’ i bir ömür boyu sürecek olan
engelliliğin önlenmesine engel olanlar!
Zamanı itibariyle bu olumsuzlukların
bertaraf edilmesini sağlayacak olan yaptırımların uygulatılmasından başka
hiçbir beklentisi olmayanların çabaları önünde engel olanlar!
Bilesiniz ki acil çözüm gerektiren bu
olumsuzluğun, bugün için engelsiz olan sizlerin veya en yakınınızın da başına
gelmeyeceğinin hiçbir garantisi yoktur!
Zira bugünden sağlam olan herkesin,
yarına potansiyel bir engelli adayı olduğunun hiçbir zaman unutmaması, ona göre
de vaktiyken olumlu ve kesin çözümün getirilmesi hususunda çaba sarf edilmesi
gerekir!
Son dönemde engelliler için Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı harekete geçmiş olup,
Emniyet Genel Müdürlüğüne talimat verilerek, trafikte engellilerin
sıkıntılarına çeşitli çözümler getirilmesine çalışıldığını biliyoruz.
Bu çalışmayla tüm illerin
valiliklerine birer genelge gönderilip, otoparklarda engelliler için ayrılmış
olan yerler ile yol - kaldırım kenarlarındaki engelli rampaları ve kaldırımdaki
yürüme kılavuzlarının üzerine araç çekenler hakkında yasal işlem yapılması
bildirilmiş bulunuyor.
* (Dünyada sadece engelsizler değil,
engellilerinde yaşama hakları vardır!)
* (En büyük
engel, engel olmaktır!)
*
(Engelliye engel olan, insan değildir!)
* (Asıl
engelliler, onları görmeyenlerdir!)
*
(Engelli insanlara saygı, insanlığa saygıdır!)
*
(Engel bedende değil zihindedir!)
* (Ne oldum değil, ne olacağım demelidir!)
N O T: Sayın
okuyucularıma dikkatine: Umre ziyaretimin seyahat notları ‘’Gerçekleşen Hayâl’’
yazı dizisi, önünüzdeki günden itibaren takdim edilecektir.