Ak Parti, Gezi Olayları ve 17-25 Aralık girişimlerinin
olduğu 2013’ten, 2 seçime girdiği 2014’ten, yine 2 seçime girdiği ve birisinde
7 Haziran gibi büyük bir hezimet yaşadığı 2015’ten, 15 Temmuz hain girişimi
yaşadığı 2016 yıllarından çok daha zorlu ve başarısız bir 2017 yılı geçirdi.
Ak Parti yeni anayasa için MHP ile ittifak yaparak kıl payı
kazandığı referandum seçiminden başka hiçbir kazanım elde edemedi 2019
seçiminde. Anayasa içinde başarı derseniz tabi! %49,5 oy alan Ak Parti ile
%11,9 alan MHP ittifakı %51,2 ile zar zor geçirdiler yeni anayasayı. Yani %61,4
potansiyeli olan iki parti %10 gibi Türkiye için amansız büyük bir oy kaybı
yaşadılar.
Ak Parti 2017 yılını değişim yılı olarak belirledi.
İstifa eden Belediye Başkanları, İl Başkanları, İlçe
Başkanları, Kadın ve Gençlik Kolları Başkanları derken büyük bir değişim
yaşadı. Aslında Ak Parti bu değişimleri bu zamana kadar büyük bir titizlikle
yapardı eskiden ancak bu süreç görüyorum ki sancılı geçti.
Öte yandan Ak Parti de hemen her ilde ekip çatışmaları
yaşanıyor. Küçük olsun benim olsun mantığı AK Partiyi her geçen gün büyük
krizlere sürüklüyor. Zaten her tarafı küskün olan Ak Parti de küskün sayısı her
geçen gün daha da artıyor.
Şunu söyleyebilirim yeni atanan İl Başkanı Türkiye Genelinde
birleştirici olur mu zaman içerisinde göreceğiz ama parti içerisindeki
çatışmaları da göz ardı etmemek gerek. Genel Merkezin çatışma olan ekiplerin
dışında olan İl Başkanları ataması ve denge sağlama politikası verim verir mi
bunu da zaman gösterecek.
Ak Parti içerisinde
ekipçilik çatışması dolayı bir kesmin gardını kırıyor ve küskün, boş vermiş
hatta bırakmışlar sayısını bir hayli yükseltiyor. Bu sayınında Türkiye geneline
bakıldığında sayısının her geçen gün arttığı aşikardır.
Ak Parti bu zamana kadar yukarıda yaptığı başarılı
çalışmalarından dolayı yerelde 1 Kasım gibi Kritik seçimler haricinde hiçbir
zamana güce ihtiyaç duymuyordu. Zaten Bürokrasiyi elinde bulunduran Ak Parti
şehirlerde muhalifleri susturuyor, teşkilatların bir şey yapmasına gerek
kalmıyordu.
Ancak devran döndü…
Bakınız, artık Ak Parti Türkiye’nin gündemini
belirleyemiyor. Son iki haftadır gündeme baktığınız zaman anlarsınız ne demek
istediğimi. CHP’nin sunduğu belge ve Reza denen şarlatanın ifadeleri
Türkiye’nin gündemi. Peki, Ak Parti bu iki konunun gündemde olmasından rahatsız
değil midir?
Yine Ak Parti bu zamana kadar bir şekilde ayakta tuttuğu
ekonomide çuvallamış durumda. Faizler, dövizler bir türlü kontrol altına alınamıyor.
Yatırımlar nerede ise durmuş vaziyette. Kırıkkale’den örnek vereyim bundan 2
yıl 3 yıl önce anlamsız bir konut satışı var iken bugün konut satışları durmuş
vaziyette.
Bundan 2-3 yıl evvel şubeler ile mahallelere giren ve şehrin
zengini olan işletmeler bir bir batıyorlar. Fetö şirketlerini kastetmiyorum,
diğer market zincirlerine bakın görürsünüz ne demek istediğimi.
Bundan 2-3 yıl evvel hemen herkes araba yenilerken hatta
sıfırlarken bugün araç satışlarının durduğunu görmemek mümkün değil. Bunu görmek
için galerici olmaya gerek yok 3 yıl öncesi ile şimdiyi çevrenizdekiler
üzerinden kıyaslamanız yeterli.
Hatta absürt bir örnek daha vereyim. Yeni telefon modelleri
satışa çıktıktan bir hafta içerisinde hemen herkesin elinde o marka telefonu
görmek mümkünken bugün yeni çıkan telefon modellerinin özellikleri bile takip
edilmiyor desem yerdir.
Örnekleri sıralarım, çoğaltırım kitap bile yazarım
örneklerle. Kabul edin kardeşim ekonomi darma duman. Geçen yıl Kasım Ayında 260
Lira doğalgaz faturası gelen o eve bu yıl Kasım ayında 500 Lira geliyor. Maaş
aynı, gelir aynı bu %100 gider farkını neyle kapatacak vatandaş. Hadi benzine
özel tüketim diyorlar, doğalgaz da mı özel tüketime mi girecek?
Sadece bu mu? Elbette değil, sınır ülkeleri ile sürekli
geriliyoruz. Bugün dost olduğumuz ülke ile yarın kanlı bıçaklı oluyoruz. Bugün
kahraman ilan ettiğimiz adamı yarın terörist ilan ediyoruz. 1 Kasımda verilen
hiçbir seçim vaadinin yerine getirilmediğini görüyoruz. Yapılan yatırımların
(örn; köprülü kavşak) yıllarca tamamlanamadığını görüyoruz. Devlet Kurumlarının
hantallaştığına tanık oluyoruz. STK’ların işlevsizleştiğini görüyoruz. Kısacası
Türkiye 2013’e kadar ilerledi ama 2013’ten bu yana geriliyor. 2017 yılında
bunun zirve yaptığını düşünmüyorum çünkü 2018’in çok daha çetin geçeceğini
sezimleyebiliyorum.
Partiler ya yukarıda çok sağlam durmalı, ya teşkilatlarını
sağlamlaştırmalı. Ak Parti yukarıda ki gücünü kaybederken teşkilatlarını
geliştirmek adına adımlar atması gerekiyor. Ak Partinin bir baskın seçim
yapacağını kestirmek güç olmaz. Ancak bu baskın seçim Ak Parti Oylarının
eridiği tezini tamamen güçlendirmekten başka bir işe yaramaz…
Yarın; CHP’yi ele alacağım.
Hakan Gökkaya