Kırk bir yıllık hayalimin özetle
kaleme alınıp bu sayfalardan okuyucuya sunulduğu saatlerde, bizde o mübarek
topraklara müteveccihen Kırıkkale’ den hareket etmek üzere Cumhuriyet
Meydanında toplanmış, eş – dost - hısım – akraba – arkadaş vedalaşması ve
helâlleşmesiyle meşguldük.
İşte o hayâl bir şekilde
gerçekleşiyordu. Bir şekilde diyorum, zira tam şekli ‘‘HAC’’ olması gerekirken, bu şekilde yani ‘’UMRE’’ olarak ta olsa kısmen gerçekleşmiş oluyordu. Bu hayalin
bütün yönleriyle gerçekleşmesine vesile olanların cümlesine, bu yolu nasip
etmesini Cenabı Allah’ tan tüm
kalbimle bir kez daha dilemekteyim.
Bu yazıyı kaleme alma fikrim, bu yola
çıkma kararımdan sonra meydana geldi. Bu konunun organizasyonunda hizmet veren
bir hayli tanıdığım var. Hepside kendine göre birtakım söz ve vaatlerde
bulunuyorlar. Şöyle götürüyoruz – böyle getiriyoruz diyorlar. Neticede ise
müspet veya menfi birtakım sonuçların çıktığını, gidip – gelenlerden
öğreniyoruz. Bunların da hangisi doğru ve gerçek, bizzat yaşamayınca
bilinmiyor.
İşte bana bu fırsat çıkmış oldu. O
nedenle de yola çıktığımız saatten itibaren saat – saat, gün – gün notlar almak
suretiyle bu kutlu yoldaki gördüklerimizi – yaşadıklarımızı, kendimizin dışında
bu yola çıkanlardan edindiğim bilgileri, beni bilen ve güvenen okuyucularımla
paylaşmak istedim. Zira ‘’ne kadar anlatırsan
anlat, anlattığın karşındakinin anladığı kadardır’’ misali, bende bizzat
gördüğüm ve yaşadığımı aktarayım, anlayan anladığı kadarını anlasın.
* ) 09 Kasım - Perşembe sabahı Kırıkkale Cumhuriyet
Meydanında toplanan UMRE
ziyaretçileri, organizasyonu tertip eden firmanın temin ettiği NEOPLAN otobüsün etrafında toplanarak
önce kafilenin Kırıkkale Hocası Veli
YURDUSEVEN tarafından dua yaptırıldıktan sonra, umreci 46 kişi yerine yerleşerek saat (09.15)
te Esenboğa Havaalanına müteveccihen meydandan hareket edildi. Şehir çıkışından
itibaren Hocamız araç içerisinde
önce Kur - anı Kerim ve devamında
duasını, arkasından da UMRE
ziyaretiyle ilgili dini açıklamalarda bulundu.
Bu arada firmanın Kırıkkale İrtibat Bürosu Müdürü ve
Kafile Sorumlusu Mehmet Ali KURT ve
Kadın Gurubu Sorumlusu eşi Hatibe KURT
tarafından, umrecilerin yaka kartları ile bayanların firma tanıtım fularları
(eşarp) dağıtıldı.
Yolculuk süresince Esenboğa
Havaalanına kadar otobüs içinde çok güzel bir atmosferde ve ilahilerle
yolculuğumuz devam etti. (10. 30) da
Havaalanı nizamiyesinden giriş yaparak Dış Hatlar Terminali Bekleme Salonu
önüne gelip, otobüs bagajından eşyalarımızı alarak kontrol bandından geçerek
içeriye girdik.
Firmanın ANKARA ve Çubuk’ tan iştirak eden umrecileri de bu arada
Havaalanı Bekleme Salonuna intikal ettiler. Onlarında Kafile Sorumlusu Hatice ÇAM Hanımefendi ile Hocaları Veysel KARAKUŞ ve Erdem AYDOĞDU gözetiminde, aynı firmanın farklı iki kafilesi bir
araya geldi. Öğle namazına kadar birlikte bekleme salonunda istirahat edildi.
Havaalanı mescidinde namazımızı kıldık. Bu arada başlayan bagaj ve pasaport
kontrol işlemlerimizi yaptırarak, Yolcu Çıkış Salonuna geçtik. Orada da
işlemleri bir müddet bekledikten sonra, alanda bulunan ve bizi götürecek olan Suudi Arabia Havayollarına ait uçağa
binerek yerlerimizi aldık.
Verilen bilgiye göre 240 yolcu ile (15. 30) da Esenboğa da pist başına hareketle (15. 45) te de uçuşa geçtik. Yaklaşık bir saat sonra hostesler
tarafından kumanyalarımız dağıtıldı. Uçuş rotamız; Göller Bölgesi ve Antalya
üzerinden, Kıbrıs’ ın batısından Akdeniz üzerinden, Mısır İskenderiye ve Kahire
den geçip, Kızıldeniz üzerinden Arap Yarımadasına yönelerek Medine’ ye ulaşacak
şekilde.
(18.
30) da Medine Havaalanına iniş
gerçekleştirildi. Apron’ dan çıkıp, giriş pasaport kontrol noktasına (18. 45) te ulaşıldı. Dünyanın dört bir
yerinden kutsal topraklara ziyarete gelen Müslümanların meydana getirdiği, her
milletten ve her renkten, yaşlısı – genci, kadını – erkeği, çocuğu – büyüğü
velhasıl muazzam bir kitle bu bölümde beklemekte.
Bu muazzam kitlenin Suudi
topraklarına giriş yapması için konulan 8‘
li geçiş koridorlarının hepsi de tıklım tıklım dolu! Her koridor çıkışı karşısında da dörder tane
dörtlü görevli Arap polisler önüne gelen her ziyaretçinin önce pasaportunu
alıyor. Onu şöööyle bir süzüyor. Ondan sonra cepheden bir dijital resmini
çekiyor. Vermiş olduğun pozun şayet uygun olmazsa, bu çekim defalarca da
tekrarlanıyor. Arkasından da sağlı – sollu on parmağın parmak izi kaydı
alınıyor.
Yapılan bu olağanüstü hassas giriş
kontrol denetimine bir diyecek yok. Hele ki günümüz dünyasının terörle
çalkalandığı Ortadoğu coğrafyasında bulunanların can güvenliği açısından, bu
hassasiyetin saygıyla karşılanması gerekir kanaatindeyim.
Ancak görevli Suudi yetkililerinin
tavır ve hareketleri, tabir caizse (niye
geliyorsunuz buraya!) dercesine, lâkaytlık – vurdumduymazlık ve
umursamazlık şeklinde tezahür ederse, değerlendirme herhalde farklı olur
sanırım!
(20.
45) te iki saat sonra giriş ile
ilgili işlemlerimizi ancak bitirebildik! Bu arada daha öncede Arabistan a gelmiş olanlardan bazıları,
Cidde ye indikleri ve 10 saat beklediklerini ifade etti!
Oradan bagaj teslim yerine inerek eşyalarımızı alıp, (21. 00) de otele geçmek üzere otobüslerimiz hareket etti.
(21.
30) da otelimize vasıl olduk. Otelimiz gayet konforlu, her birisi 14 kişilik 6 asansörlü, çok temiz bir durumda idi. Kişi başına birer manyetik
kapı kartı verdiler.
Akşam yemeğimizi yedikten sonra
belirlenen odalarımıza eşyalarımızı yerleştirip, abdest tazeleyip, ilk
ziyaretimizi Medine – i Münevvere’
de Mescid – i Nebevi’ ye yürüyerek (23. 30) da beş dakikada ulaştık.
Bu alanın
içindeki Peygamber Efendimiz in
bulunduğu mahâl olan Ravza – ı Mutahhara’
ya vardığımızda, gecenin o saatindeki yoğunluk, neredeyse gündüzü aratmayacak
düzeydeydi. Normal zamanlarda ziyarete fasılalarla açılan, genel olarak kapalı
tutulan Ravza – ı Mutahhara’ ya biz
olağanüstü yoğunluğa rağmen girebildik.
Peygamber
Efendimiz in ziyaretini yapıp, huzurunda iki rekât ta namaz eda etmek nasip oldu. Bu mahalde kılınan namazın
sevabının Cennet Bahçesinde kılınan namaz gibi kabul edildiği belirtilmektedir.
Mescid – i Nebevi’ nin toplam alanı 235 Bin metrekare olup, sadece kapalı alanı 100 Bin metrekaredir. Bu alan içerisindeki ibadet eden sayısı da 650 bin kişidir. 6500 den fazla Abdest alma yeri, 2500 civarında Tuvaleti, 560
adet Fıskiyeli Su Çeşmesi, açık alanın namaz kılınan sahasının tamamı
açılır – kapanır şemsiyelerle kaplı, 2
si Osmanlıdan kalma 4 ü eski 6 sı yeni toplam 10 adet minaresi, minarelerin üzerindeki Hilâl’ leri Türkiye’ de
imâl ve her biri 4200 kg
ağırlığında altın kaplama olan bir mabet.
* ) 10 Kasım - Cuma (05. 20) de sabah ezanıyla uyanıp, odamızda namazımızı kılarak,
tekrar bir miktar istirahattan sonra (08.
30) da kahvaltımızı yaptık. Arkasından öğleye Cuma Namazımız için
hazırlığımızı yaparak (10. 30) da
yürüyerek Mescid – i Nebevi’ ye
gidildi. Vakit namazına yaklaşık iki
saat olmasına rağmen, toplam alanın neredeyse tamamına yakın kısmı dolmuş
vaziyetteydi.
Açık alanın tamamına halı serilmek
suretiyle ibadete hazır hale getirilmişti. Mevsim icabı Türkiye de kış şartları
başlamış olmasına karşı, burası bize göre adeta Temmuz – Ağustos gibi. Namaz kılınan alanın tamamını kaplayan
açılır – kapanır şemsiyelerin hepsi açılmıştı. Açık hava kliması dediğimiz,
vantilatörün önüne su zerrecikleri püskürtülen dev pervanelerle alan
serinletiliyordu. Buna rağmen ısı 33 –
35 dereceler civarındaydı.
Arabistan
da Cuma günü resmi tatil olduğundan dolayı, Cuma namazı burada mahşerî bir kalabalıkla ifa edildi. Namazdan
sonra Arabistan usûllerine göre
mutad olarak Cenaze Namazı kılındı.
Burada hemen her vakitte bu namaz kılınıyor. Namaz sonu duamızı Peygamber Efendimiz in mekânında ifa
ettik.
Bugünün benim için bir diğer önemli
anlamı da, Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün
ebediyete intikâl edişinin 79. sene - i
devriyesi oluşu hasebiyle, bu mekândan onun ve bu günlerimizin sağlanmasına
vesile olan cümle geçmişlerimizin ruhuna bir Fatiha göndermek nasip oldu.
İkindiye kadar boş zamanı şükür ve
nafile ibadetle doldurup, ikindi namazını ifa ettik. Daha sonra bir miktar daha
şükür ve nafile namaz kıldım. Arkasından genel adı Mescid – i Nebevi ve Peygamber
Efendimiz in evinin içi olarak anılan, yeşil
kubbenin altı diye de tarif edilen, kendisi ile birlikte Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer’ in de mezarlarının bulunduğu ve Ravza – ı Mutahhara’ ya gidilerek bir ziyaret daha
gerçekleştirildi. Bu defa ikinci kez yine iki
rekât namaz kılıp dua etmek nasip oldu.
Mescid – i Nebevi’ den çıkıp hemen yanı başında Peygamber Efendimiz için kurulan, daha
sonra ecdat Osmanlılar tarafından
yaptırılan ve bu güne kadar da yıkılmadan kalan son birkaç eserden olan, Gamame de denilen Bulut Mescidi ne gittim. İçerisini gezip, iki rekât ta mescit namazı kılıp, birde resim
çektim.
Buranın İslam tarihindeki yeri çok
önemli. Doğumundan itibaren üzerine güneş ışığının direk düşmediği, üzerinde
sürekli bir bulutun takip ettiği Peygamber
Efendimiz için, Hz. Eyyûb – ül Ensâri (İstanbul un fethine
gelip şehit olan Eyüp Sultan) ın kendi evinin yeri olup, Peygamber Efendimiz in bayram namazı
kıldığı yer.
Bulut
(Gamame) Mescidi nin hemen yan tarafında da Hz. Ömer Mescidi bulunuyor. Bura kapalı olduğu için ancak dışarıdan
resmini çekmek mümkün oldu. Buranın karşı tarafında yaklaşık 80 – 100 metre ilerisinde
de Hz. Ali Mescidi bulunuyor.
Burası da kapalı vaziyette. Burada
geçmiş yıllarda bazı tarikat mensuplarının aşırı izdihamı dolayısıyla Arabistan
yönetimince önce belli bir ölçüde muhafaza altına alınmış. Fakat sonuç
alınamayınca bu defa da kapatmışlar.
Buraları bilahare gurup olarak ayrıca
ziyaret edilecektir. Ben kendi şahsi ziyaretimden sonra akşam namazının vakti
gelmişti. Tekrar geri Mescid – i Nebevi’
ye dönüp akşam namazımı kılarak, sabah çıktığım otelimize döndüm.
Akşam yemeğinden sonra bir Hurma Bahçesi sahibinin göndermiş
olduğu otobüsle, Hurma Bahçesi gezisi ve satış – pazarlama programı yapıldı.
Giderken yolda otobüsün içinde firmanın yetkililer açıklama yaptılar.
Bu gezinin sembolik bir şey olduğunu,
kendileriyle ilgisinin olmadığını, gidilen yerde bizlere çay - hurma ikramı ile
satış pazarlama yapılacağını, burada alış – veriş yapmaya yönelik hiçbir
mecburiyetin olmadığını, arzu edenin alıp – almamakta serbest olduğu
bildirildi.
Almayanlar için de ertesi gün Hurma Hali’ ne gidileceğini,
gerektiğinde oradan temin edebileceğini bildirdiler. Gurubumuzdan bazıları
ihtiyaçları olan hurmalardan alıp ambalajlattı.
(RESİMLER:
Uçuş rotası, Bizim gurup resim, Meydanda otobüs – dua, Mescid – i Nebevi
Şemsiyeler, Halı serimi, Yeşil Kubbe ).
‘’DEVAMI YARIN’’